BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  SEÇİM

Kazanırsam Öcalan'la görüşmem!

HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, “Cumhurbaşkanı olursanız İmralı’ya gidip Abdullah Öcalan’la görüşecek misiniz?” sorusuna “Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olarak herhalde böyle bir ziyareti yapmam diye düşünüyorum” cevabını verdi.

Abone ol

Vatan gazetesinden Hüseyin Yayman'a konuşan Selahattin Demirtaş, frak giyip giymeyeceğinden Alevi-Sünni kamplaşmasına, müzakere sürecinden Öcalan’la görüşmeye gidip gitmeyeceğine dair birçok soruya yanıt verdi.

Demirtaş'ın röportajından öne çıkan kısımlar şöyle:

İLK İCRAAT YENİ ANAYASA

- Cumhurbaşkanı seçilirseniz ilk icraatınız ne olacak?

Bizce Türkiye’nin en önemli sorunu darbe anayasasından kurtulmaktır. Yeni anayasa yapmaktır. Cumhurbaşkanı yeni anayasa yapamaz ama cumhurbaşkanının aktif öncülüğü meclisi, halkı, sivil toplumu harekete geçirir. Meclis bir defa denemiş yapamamıştı, dolayısıyla ya kaldığı yerden ya da yeni baştan yeni bir anayasayı gündeme almak lazım.

‘SÜNNİ EZİLMİYOR TEZİ DOĞRU DEĞİL’

- Vizyon belgenizde Alevilere çağrınız var ama Aleviler size neden oy versin?

Öncelikle ezilen, ötekileştirilmiş, hakkı teslim edilmemiş bir inanç olarak Aleviler eşit yurttaşlık talebi olan geniş bir topluluktur. Biz de yaşam bildirgemizde artık bu mezhep kamplaşmasını, kimlik kamplaşmasını derinleştirdiğini ifade ettik. Şu anda başbakanın oluşturduğu kampa karşı bir kamp kuralım diye bir çağrı yapmıyoruz.

- Peki ne çağrısı yapıyorsunuz?

Gelin Alevi-Sünni diye değil, demokratlar olarak bir arada olalım dedik. Çünkü Sünni ezilmiyor, rahattır tezi doğru değil. Türkiye’de ezilmeyen hiç kimse yok. Dolayısıyla bizler yeni bir kamplaşma yaratmak yerine bu kamplaşmayı dağıtacak bir birliktelik kurma çağrısı yaptık. Aleviler de bu çağrımıza elbetteki sıcak bakıyorlar, doğru olan budur. Sünninin karşısına Alevi blok çıkarmak yanlış bir politikadır. Aleviler bu birlik ruhuna felsefe, yaşam tarzı ve anlayış olarak yakın oldukları için bizim yeni yaşam çağrımıza büyük destek geleceğini, bu ilkelere büyük destek geleceğini düşünüyoruz. Alevilerden oy almak için Alevi olmak gerekmez. Biz etnik kimlik, mezhep üzerinden bir kampanya yürütmüyoruz.

‘FRAK BİR ZORLAMADIR, GİYMEM’

- Cumhurbaşkanı olursanız İmralı adasına gidip Öcalanla görüşecek misiniz?

Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olarak herhalde böyle bir ziyareti yapmam diye düşünüyorum. Ancak çözüm sürecine katkı vermek, çözüm sürecini hızlandırmak, sürecin kalıcı barışa ulaşması için elimden geleni yapmak bir cumhurbaşkanın görevidir.

- Cumhurbaşkanı seçildiğinizde frak giyecek misiniz?

Yok giymem. Frak Türkiye toplumunun başkanını, kendisini temsil eden bir kıyafet değildir. Bizce bir zorlamadır.

- Karadeniz neden miting yapmıyorsunuz?

Karadenizde bizi destekleyen partilerin güçlü örgütleri yok. Onun için oralarda miting programları yapmadık. Elbette orada olmak isterdim. Ancak bu durum Karadenizlilerin ve Karadenizn sorunlarına duyarsız kaldığımız anlamı taşımıyor.

‘ÇİRKİN BİR SEÇİM’

“Bu seçim adil olmuyor maalesef” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Bu seçim AKP’nin adayının bütün devlet olanaklarını, finans gücünü, medya gücünü arkasına alarak haksız bir şekilde yürüttüğü son derece çirkin bir seçime dönüşmüş durumda. Şimdi anket yayınlatıyor. yüzde 55-58 oy alıyormuş beyefendi. Gerçekten kendine güveniyorsan bu panik niye? Madem yüzde 50 oyun var kendine güveniyorsun niye 2 saatlik televizyon programından korkuyorsun.”

‘Başbakan’a faşist demem’

- Başbakanla sert polemikleriniz oluyor. Faşist dediğiniz Başbakanla nasıl müzakere yapacaksınız?

Ben Başbakanın şahsına doğrudan faşist demedim ve demem. Fakat savunduğu ilkeler bunu gösteriyor. Başbakan savunduğu ilklererin faşizmin ilkeleri olduğunun farkına varmalı. Tek dil, tek ırka dayalı devlet anlayışı faşizme dayalı bir yaklaşımdır. Hem Kürtler diyeceksiniz hem de sorunu çözmek istiyorum diyeceksiniz ama aynı zamanda tek millet benim kırmızı çizgimdir diyeceksiniz. Bu durumda sizin müzakere yapma mantığınız ortadan kalkıyor. Başbakanın kişiliğine şahsına asla hakaret etmem. Ben üslubumu eleştiri sınırları içinde tutuyorum ama ben kendim hakaret gördüm.