Kazanan kim olacak?
22 Ekim’de Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamada özellikle Meclis vurgusu vardı. Sayın Bahçeli, “Şayet terörist başının tecriti kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini açıklasın” diye tüm MHP grubunu şaşırtan o meşhur çağrıyı yapmıştı.
Öcalan da siyasi partilere yaptığı çağrısında Meclis vurgusunu dile getiriyor. “Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi partilerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır” dedi.
DEM Parti, Kandil’in yanında yer alıyor.
22 Ekim’den sonra başta Suriye’de olmak üzere yeni güç dengeleri ortaya çıktı.
Güç dengelerinin ortaya çıkması sonucunda DEM Parti, Kandil’in yanındaki duruşunu koruyacak mı yoksa duracağı yeri yeniden mi belirleyecek ?
Kandil, kitleler karşısında “İmralı’nın iradesi irademizdir” demesine rağmen Öcalan’ı boşa düşürdü.
Öcalan’ın silah bırakma teklifini kabul edecek mi?
Terörsüz Türkiye formülü kabul edilecek mi?
Öcalan gerçekten ehil mi yoksa kararlı mı?
Terörist başının tecriti bitince terörde biter mi?
Bu terörün kendi içindeki dalgalanmaları nasıl bastırılacak?
Kato, Gabar ve Cudi dağlarında anaların ahı dinecek mi?
PKK, Türkiye’de eylem yapma kabiliyetini kaybetti.
PKK’nın hayalleri battı. Batsında…
Onların terör devleti kurma hayali ancak halüsinasyondur. PKK zaman içinde Suriye odaklı oldu. Burada ABD’nin korumasında bir güç, yani bir küçük devlet yapısı ve ordu oluşturdu.
PKK/PYD’nin Türkiye’ye yönelik tüm ihtiraslarının sona ermesi,
Terör belasının ülkemiz gündeminden çıkmasıdır beklenti.
Türkiye için, vatan toprağının her karesinde barış ve demokrasi devri olması temenni edilendir.
Yılbaşını Nasıl Bilirsiniz?
Zamanında usta bir terzi varmış. Harika elbiseler dikermiş. Dikmiş olduğu güzel elbiselerden ötürü de epeyce nam salmış. Terzi yanından ayırmadığı mezurasını kaybetmiş ve hiçbir yerde bulamamış.
Tabi işler bekler mi, her ne kadar mezurasını bulamadıysa da “onca senelik tecrübe sahibiyim ölçerim/mezuram olmadan da dikerim” demiş. Lakin elbise bittikten sonra baksa ki elbiseden başka her şeye benziyor. Bunun ardından usta: “terziyi terzi yapan sahip olduğu mezurası yani ölçüsüdür” demiş.
Bizi de biz yapan, Allah katında değerli kılan sahip olduğumuz ölçülerimiz, mefhumlarımız ve kanaatlerimizdir. Bunun manası, her amelin ve atacağımız her adımın bir ölçüye göre olmasıdır ve bu ölçü hiç kuşkusuz İslâm akidesidir.
Yılbaşı yeni bir yıla girişin kutlanması mıdır sadece?
Ya da yeni yıl sevincinin tezahürü müdür bu kutlamalar?
Yoksa yılbaşının bilinmedik bir tılsımı mı var?
Aslında yılbaşı konusunu Noel kutlamalarından bağımsız değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım değildir.
Tarihe dönüp baktığımızda Noel ve yılbaşı kutlamaları hiç de bağımsız değil.
Noel, Hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutladıkları gündür.
Noel, Hıristiyanların Hz. İsa'nın doğumu sebebiyle kutlamalar yaptıkları dini bayramlarıdır.
Yeni yıl kutlamaları ise eski Romalıların âdetidir. Bu âdet, Noel kutlamalarıyla birleştirilerek bugün tüm dünyada yaygınlaştırılmıştır. O günlerde, bolca hindi kesmek ve tüketmek, çam ağaçlarını kesmek, Noel baba kostüm ve oyuncakları alım-satımı, parti şapkaları almak, mum yakmak ve hediyeleşmek gibi âdetler uygulanır.
Yılbaşı Noel kutlamalarından bağımsız salt bir kutlama değildir ve yine yılbaşı kutlamaları yeni bir yıla girişin sevinç tezahürü de değildir.
Yeni bir yılın kutlanması değil, bilakis, hadaratsal bir meseledir.
Sağlık, huzur, mutluluk ve bereketle yeni yıllar yaşayın…