Kayyum atamaları ve aandile yapılan çağrı paradoks mu?

Kayyum Atamaları ve Kandile Yapılan Çağrı Paradoks mu?
Haftaya DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti Belediyesine kayyum ataması ile başladık.
Bu bir başlangıç olabilir mi?
PKK ile ilişkisi tespit edilen tüm belediye başkanlarının görevden alınması söz konusu olabilir mi?
Uzuncadır siyasette yapılan hamleler dengeleri değiştirmektedir. Bu değişimin ilk adımı MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli tarafından atılmış olması çok anlamlıdır. Paradigma değişikliği yapılarak ortaya konan bu çıkışla kayyum atamalarının arasında bağ kuranlar bunu paradoks olarak algılayabilirler.

Kayyum atamaları DEM’i telaşlandırırken, CHP’ni de karıştırdı. Görevden alınan belediye başkanlarının, görevden alınma sebepleri konusunda doğru ve net bilgiler paylaşılmalıdır, aksi halde durum daha da kaotik bir hal alacak.

Ahmet Türk Mardin Belediye Başkanı hakkındaki iddialar;

Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 10 yıl ceza alması,
Silahlı terör örgütü propagandası yapması,
Silahlı terör örgütüne üye olması,

Gülistan Sönük Batman Belediye Başkanı
Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası almak,
Silahlı terör örgütü propagandası yapmak,
Silahlı terör örgütü üyesi olmak,

Mehmet Karayılan Halfeti Belediye Başkanı
Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan 6 yıl 3 ay 15 gün hapis ceza almak,
Silahlı terör örgütüne üye olma suçu,
Her üç isim ceza almış ve haklarında soruşturma açılmıştır.
Burada bakılması gereken yer bu cezalar, Seçimden önce mi, Yoksa seçimden sonra mı alınmış,
Her üç başkan ile ilgili yürütülen soruşturmaların başlangıcı, Seçim öncesi mi? Yoksa seçim sonrası mı?

Eğer ki seçim öncesiyse; bu üç ismin adaylık sürecine neden ses çıkarılmadı, neden izin verildi?
DEM Parti neden bu üç ismi aday gösterdi?
Kayyum atamalarının tepki çekmemesi adına bu sorulara açıklık getirilmelidir. Kayyum atamaları üzerinden demokrasi havarisi kesilerek yeri göğü inletenlerin hevesleri kursaklarında bırakılmalıdır.

Yapılan bu operasyon Dem Partiden ziyade CHP’ne siyasi anlamda zarar vermektedir.
AK Parti içindeki küskün kırgın muhafazakâr seçmenin oylarını tekrardan alamama tehlikesi,
Ekrem İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun hedefe Özgür Özel’i alması,

Ekrem İmamoğlu’nun önceliğinin cumhurbaşkanı adaylığı olduğunu düşünürsek Kılıçdaroğlu’yla yapacağı pazarlık,

Sen CHP Genel başkalığını bende cumhurbaşkanlığını istiyorum gel beraber olalım Özgür Özel’in geliştirmeye çalıştığı politikanın iflasını sağlayalım. Kazan, kazan olsun deme ihtimali oldukça yüksek.