BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  DÜNYA

Kayserispor’dan ’yabancı oyuncu’ açıklaması

Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, "Yeni yabancı oyuncu kararı bütünü ile yanlış. Bu, milli takımlarımızın aldığı başarısızlığı bir...

Abone ol

Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma, "Yeni yabancı oyuncu kararı bütünü ile yanlış. Bu, milli takımlarımızın aldığı başarısızlığı bir şeye yüklemektir" dedi.
Geçtiğimiz sezonun Kayserispor açısından ilginç ve dramatik bir sezon olduğunu söyleyen Genel Menajer Hurma, “Sezon başında masa üzerindeki hesap tutarsa 3. olmayı öngörüyorduk. Ona göre bir kadro kurmuştuk. Çok güçlü, iyi bir takımımız vardı. Ama maalesef istediğimiz gibi başlayamadık. Güçlü bir kulüp olarak çok zor dönemden ayakta kalmayı becererek sezon sonunu çok iyi getirdik. İkinci sezonun üçüncüsü olduk, ligin beşincisi olduk” dedi.

“İYİ BİR KADROYA SAHİBİZ”
Hurma, “Mali yapımız bu gün Türkiye koşullarının çok önünde ve borçsuz bir kulüp. Takımımızda milli oyuncular var, Brezilya ve Arjantinli oyuncular var. İyi bir kadroya sahibiz. Bütün bunları yaparken biz diğer Anadolu takımlarından farklı bir ortam içinde olmadık. Karabük’ten eksiğimiz var fazlamız yok. Orda demir çelik fabrikası destek sağlarken bizim göğsümüzde reklam yok.
Kadroların dinamik bir şekilde çalışması, bir istikrarın oluşması, idari kadroda istikrarın oluşması Sayın Başkanımızın metanetli duruşu sayesinde oldu. Marifet iltifata tabidir, bizlerin adı söylendiği zaman mutlu oluyoruz ama aslan payı Başkanımıza aittir. Hocamızın durmasında ve kalmasında ciddi bir duruşu ve etkisi oldu. Bu takımı ligde bu seviyede tutmak çok kolay bir iş değil” diye konuştu.

“YARIN GİDECEKMİŞ GİBİ ÇALIŞMADIK”
“Bir formayı giyersiniz ve çıkarabilirsiniz. Biz formayı üzerimize diktik” diyen Hurma, “Onu çıkartmak için ameliyat gerekir, belki ameliyat masasında bile kalabilirsiniz. Hakkımdan çok daha fazlasını sayın Başkanımız maddi ve manevi olarak verdi. Şunu topluma anlatmayı arzu ettim. Biz çalışırken kulübü sahiplenmiş bir insan olarak çalıştık. Yarın gidecek gibi çalışmadık. Her şeyini öngörerek çalıştık. Ben bir profesyonelim, profesyonel bir insan kendi geleceği ile ilgili hamleleri düşünür ve ona göre hareket eder. Biz Kayserispor’un geleceği için mücadeleyi hiç çekinmeden verdik. Kendi içimizdeki bir takım insanlarla da bir takım mücadeleler verdiysek bu formayı üzerimize diktiğimiz için verdik.
Başkan ile sürekli konuşuyoruz. Zamanımız birlikte geçiyor. Şunu çok arzu ediyoruz, takımı bir vites daha ileri almak. Beşinci olmuş bir kadronun üzerine bir oyuncu almaya çalışıyoruz. Bu çok zor bir şey. Taraftar için bir coşku üretmek istiyoruz” diyerek şu şekilde konuştu:
“Göğsü boş alan bir takım bir adım daha öne nasıl gider? Sıkıştığı zaman borsaya açılıp para toplayan takımı geçmek için bir bütçeye ihtiyacımız var. Bunu yapmak çok kolay bir şey değil. Bizim ölçeğimizde bir takımın mevcut kadrosunu korumak için yılda 5 milyon TL civarında açığı oluyor. Biz bu güne kadar ortaya koyduğumuz transfer başarısı ve şansımız, başkanımızın ticari başarısı ile borçsuzluk oluştu. Bunun üzerine bir şey yapabilmek için çalışmak lazım. Yaptığınız transferler hemen oturmuyor, zaman zaman nakit akışında sıkıntılar da oluyor.
Amrabat’ı biz 8 milyon Avro’ya sattık. Onun yerine Mouche’yi aldık. 2 milyon 700 bin Avro’ya aldık 1 milyon 100 bin Avro kendisine ödedik. Menajerlik ücreti ödedik. Amrabat’tan 2.5 milyon Avro aldık. Oyuncuyu verdik ama 1 milyon Avro daha nakit akışı yapmamız gerekiyor. Yeni bir oyuncu için tam gün mesai yapıyoruz, Cleyton’dan daha iyi bir oyuncu 3 milyon Avro daha fazla olur. O zaman da ananızdan emdiğiniz süt burnunuzdan gelir.

“BİR VEYA İKİ TRANSFER YAPABİLİRİZ”
İleriki günlerde bir veya iki transfer daha yapabiliriz. Ama Kayserispor’un parasını sokağa atma gibi bir lüksümüz yok. Kayseri şu kararı vermek zorunda, ‘Biz hangi amaca yönelik bir şey istiyoruz?’ bunun kararını vermeli ve gereklerini yerine getirmeli. Kendi seyircimiz ucuza girsin diye maçları ucuz yapıyoruz. Başka seyirci girecekse istediğimiz hasılatı yapabilirdik. Kendi insanımız bilet fiyatlarının uygunluğunu görerek stada giriyor ve karşı tarafı destekliyor. Halk veya siyasetçiler oraya bu kaynağı bulacaklar. Kasa akışı olarak geçtiğimiz yıl Sayın Başkan’dan çok ciddi para akışı kullandık.

“UEFA YARIŞI İÇİNDE KESİNLİKLE OLACAĞIZ”
Daha iyisini istemek, bu gün yapacaklarımızı bile engellemek anlamına gelir. Bir şey istiyorsak, ona uygun bir strateji belirlemek lazım. Halk da çok zengin değil açıkçası, geçtiğimiz yıl 300 kombine bilet sattık. Biz bunlara rağmen taraftarımız merak etmesin UEFA yarışması içinde kesinlikle olacağız.
Sırtımızda, göğsümüzde reklam yok. Bütün bunlara reklam alınabilir. Kayserispor’un göğsü de 1 milyon dolar olsun, dürümcü reklamı takacak halimiz yok ona da.
Kendi gerçeğimizle yüzleşmek gibi bir zorunluluğumuz var. Bizim beklentimiz bu. Her gün ağlayıp kapı kapı ‘Bunu verin’ demek doğru değil. Bu sene verilse bile bir kadro kurdunuz ve ikinci oldunuz. Aynı para gelecek sezon da lazım. Bunun için öncelikle ciddi bir stad gelirimiz olmalı. Stattan 3 milyon dolar gelir olmalı. 2 milyon dolar da kombine bilet ve 2 milyon dolar da reklamlardan alınsa takıma ciddi bir ivme kazandırır. Eğer bu olmazsa nasıl oyuncu satmayacaksınız. Büyük kulüpsen ortalama 1.5 milyon dolarlık parayı ödeyebileceksin ki oyuncuyu mutlu ve mesut bir şekilde tutabileceksin. Bunu oluşturmak bir kişinin vizyonunun büyük olması yetmez. Birlikte yapılabilir.
Son 5 yılda 20 oyuncu, bizi şampiyonluk yarışında tutabilecek olan oyuncular, bizim istemimiz dışında gitti. Riveros gitti mesela. Onu kaçırmak istemezdik. Eşine İstanbul’da ev tutalım ve kulüp olarak parasını ödeyelim, porche araba alalım dedik ama tutamadık.
Büyük takımlar bizim fizyoterapistimizi aldı, kulüp doktorumuz Dubai’de bir takıma gidiyor. Kayserispor sürekli üreten ve değer katan bir kulüp.
Ben kesinlikle Recep Mamur’a rağmen futbol aleminde bir şey yapamam. 9. Yılımıza girdik, çok üzüldüğümüz zamanlar ve çok mutlu olduğumuz zamanlar da oldu. Benim bir yere gitmem için Başkanın bu işlerden çekilmesi gerekecek gibi görünüyor. O da yoruluyor ve yıpranıyor. Tesislere çok emek verdi. Bir takım projelerimiz var onların bitmesini istiyor. Benim durumum şu, bizim için gönül bağı çok daha önem arz ediyor. Yuvarlanan taş olmayı hayatım boyunca denemedim. Yuvarlanan taş yosun da tutmaz. Ben sadece huzurumuz olmasını istedim. Bir ara çok telim koptu, ama onu da başkanımıza rağmen yapmayı beceremedim. Bu işin içinde çok uzun süre ben Federasyonda görev yapmayacaksam ülkem için Kayserispor’dan sonra da başka bir takımda çalışacağımı düşünmüyorum açıkçası.

“YABANCI OYUNCU KARARI BÜTÜNÜ İLE YANLIŞ”
Yeni yabancı oyuncu kararı bütünü ile yanlış. Ben anladığım kadarıyla milli takımlarımızın aldığı başarısızlığı bir şeye yüklemektir. Suçu değiştirirseniz suçlu da değişir. Kendi çocuklarımızı korumak istiyorsak, uluslar arası rakipleri ile rekabet edebilir şekilde yetiştirmek zorunluluğumuz var. Dünyada hiçbir ülke kulüplerinin alt yapısı iyi olduğu için iyi sporcu yetiştirmezler. İyi sporcular kulüplerin alt yapısına gelir. Kulüplerle uzaktan yakından ilişkisi yok. Kulüpler iyi sporcuları yaşı kaç olursa olsun alırlar.
Bizim insanımız kulübü değil sonuçları sahipleniyor. Sonuçların sahiplenildiği bir ortamda sürekli iyi veya sürekli kötü olmanız mümkün değil. Çok büyük işler yapmış, spora çok katkı sağlamış insanların da çok ağır hakaretlerle karşı karşıya kalmış olanlar çoktur. Biz spor yapan bir millet değil, spor seyreden bir milletiz. Bu konuda zaman zaman sıkıntılarımız oldu. Çok üzüldüğüm zamanlarım oldu, ama bu ülkede bu işi yapmanın bedeli bu.

“KULÜPLER YASASININ DEĞİŞMEZİ LAZIM”
Biz hep sonuç üzerinden konuşmayı seven bir milletiz. Türkiye’deki futbol kulüplerinin yasası, federasyonun yönetmelikleri bu şekilde olduğu sürece futbolun bir adım ileri gitmesi söz konusu değil. Kalıcı bir ekolün oluşması söz konusu olmaz. Biz eğer ülke olarak bir alanda başarılı olacaksak önce nasıl başarılı olacağımız konusunda çalışmamız lazım ve yasaların gözden geçirilmesi lazım. Artık dünyada kulüplerin tamamı şirketleşmiş durumda. Kulüpler yasası değişmesi lazım. Eğer İngiltere kulüplerini yabancılara satıyorsa biz artık hala kendi şirketlerimizin gerçek şirket olmasını konuşamıyorsak bu iş gelişmez. Dernekler yasasından kulüplerin çıkması lazım. Taraftar profilimizi gözden geçirmemiz lazım. Onlar bir sezon veya iki sezon kulüplerde olacak insanların yapabileceği iş değil.
Türk futbolu bir imaj kazanır gibi oldu 2002 dünya kupası ile birlikte. Tesadüfen kazanılan bir başarı olduğu için saman alevi gibi yandı ve söndü.
Bayramdan önce Kayserispor Store’ye açacağız. Taraftarlar çok istedi ve biz de bu insanların isteğine kayıtsız kalamazdık.
İnsan üretmiyorsa mutlu olması söz konusu değil. Ben ekmeğimi ve hayatımı bu işten kazanıyorum. Çok karakterime uygun bir iş değil, ülkede yaşanan olaylara da baktığımız zaman. Sivas’ta mağlup olduk ve genç taraftarların ağza alınmayacak küfür etmesi içimi çok acıttı.
Dünyada yaşayan herkes hangi sektörde olursa olsun kendini prensiplerle korur. Ben de prensiplerimle kendimi korumaya çalışıyorum. Uygunluğu olmayan kişi ve kurumlarla muhatap olmamaya çalışıyorum. Bu her sektörde olması gereken bir durum.
Entelektüel bir seviyesi olan bir insan için özel bir yaşamım var denemez. Oğlum yurt dışında okuyor, ailem İstanbul’da yaşıyor. Ben burada kalıyorum ve her dakika gidip gelmem mümkün olmuyor. Yapacak bir şey yok. Ben kendi kendime yetebilecek hobilerim var. Kitap okumaya çalışıyorum. Sinirli olduğum zamanlarda rahatlatabiliyor.

“TANIDIĞIM ÇOK ARKADAŞIM YOK”
Arkadaş çevrem yok, tanıdığım çok. Arkadaş başka bir şey. O bakımdan kalabalık içinde yalnızlık varsa o bizim için uygun bir ifade olabilir. İnsanlar başka türlü. Tanıdığım çok yani. Sadece futbol topu ile ilgilenen insanlar değiliz.
Shakhtar Donetsk getirebilirsek bizim için büyük bir iş olacak. Kamp döneminde iyi maçlar oynayacağız. Kendi durumumuzu görmek için iyi olacak.”
(İHA)