Kayseri'de doğdu Çankaya'ya çıkıyor. Çocukluğu, gençliği, üniversite yıllarıyla geçmişi hayli hareketli geçti.
Abone olTürkiye Cumhuriyeti'nin 11'inci cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül bir Cumhuriyet Bayramı'nda Türkiye'nin çok partili demokrasi ile tanıştığı 1950'nin 29 Ekim'inde Kayseri'de doğdu.
Gül, dünyaya gözünü açtığı şehir olmanın ötesinde tüm yaşamında önemli bir yer işgal edecek Kayseri'de büyüdü, ülkenin geleceğine ilişkin ilk fikirlerini yine Kayseri'de oluşturdu.
Ahmet Hamdi bey ve Adeviye hanımın üstüne titrediği Abdullah Gül, 1973'te Milli Selamet Partisi'nden milletvekili adayı olan babası Hamdi bey sebebiyle de siyasete hiç uzak kalmadı.
Abdullah Gül, Türk siyasetine, edebiyatına, sanatına birçok isim yetiştiren Kayseri Lisesi mezunu. Daha önce Turgut Özal ile bir cumhurbaşkanı çıkaran liseden şimdi ikinci cumhurbaşkanı seçilmek üzere. Kayseri Lisesi yılları Gül'ün fikir dünyasının tohumlarının atıldığı dönem oldu.
Ailesinden din eğitimini alan, Kur'an okumayı babasından öğrenen Abdullah Gül lise yıllarında Necip Fazıl Kısakürek'in kitapları ile tanıştı, üniversite yıllarında da Necip Fazıl'ın yakınındaki isimlerden oldu. Gül, bugün Necip Fazıl'ın şiirlerini okurken duygularını saklayamıyor.
İstanbul'daki üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği'nin yönetiminde görev alan Abdullah Gül ve arkadaşlarının fotoğrafları sol gruplarca duvarlara asılır. Günlerce okula giremezler. 1980 öncesinin anarşi yıllarında şiddetten uzak durmaya çalışan Abdullah Gül, Hayrünnisa hanım ile evlendiği Eylül 1980'de cezaevi ile tanışır. Evlendiklerinin ilk haftasında birçok kişi gibi Gül de Metris Askeri Cezaevi'nin yolunu tutar.
Suudi Arabistan yılları
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da İslam Kalkınma Bankası'nda 10 yıla yakın görev yapan Gül, oğlu Ahmet Münir'in sünneti için geldiği Kayseri'de siyasete atılır. Azmi Ateş, Recep Tayyip Erdoğan gibi arkadaşlarının ısrarı ile Kayseri 1'inci sıradan milletvekili adayı olan Gül 1991'de Meclis'e giren 38 Refah Partisi milletvekilinden biri olur.
Kısa sürede Necmettin Erbakan'ın kurmaylarından olan ve Refah Partisi'ni dünyaya anlatma görevini üstlenen Gül, 1995 seçimlerinde birinci gelen Refah Partisi'nde bu sefer bakanlık koltuğuna oturur.
AB muhaliflerinden biriydi
Avrupa Birliği'ne yaptığı güçlü muhalefet ile öne çıkan Gül, gölge Dışişleri Bakanı gibi çalışır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde de uzun yıllar Türkiye'yi temsil eden Abdullah Gül böylece İslam dünyası ile geliştirdiği yakınlığı bu sefer Avrupa ülkeleri ile kurar.
28 Şubat'ta partisinin kapatılmasına direnen Gül, 28 Şubat'ın ardından hem Fazilet Partisi ile bir yol ayrımına gelir hem de 30 yıllık "milli görüş" çizgisinin bölünmesinin sembol ismi olur.
Gül, 14 Mayıs 2000 tarihinde yapılan Fazilet Partisi 1'inci Olağan Genel Kurulu'nda ilk kez Erbakan'a rağmen genel başkanlığa adaylığını koyar. Seçim sonuçları kazananın Kutan olduğunu ilan etse de 633 oy olan Recai Kutan'ın karşısında 521 oyla Abdullah Gül seçimin asıl galibidir.
Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iki omurgasından birini oluşturan Gül 3 Kasım 2002 seçimlerinde Erdoğan, siyaset yasağı yüzünden Meclis'e giremeyince Türkiye Cumhuriyeti'nin 58'inci hükümetini kurmakla görevlendirilir.
4 aylık başbakanlık dönemi
4 aylık başbakanlığında Irak Savaşı'nı engellemeye çalışan Gül, 1 Mart 2003'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde oylanan, "Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden Irak'a girmesi"ni talep eden hükümet tezkeresinin reddinde de önemli rol oynar.
Erdoğan'ın açık çağrısına rağmen, Başbakan olarak Gül'ün tezkereye güçlü bir şekilde sahip çıkmaması milletvekillerinin tezkere karşısında oy kullanmasının önünü açar.
9 Mart 2003'te Siirt'te yapılan seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi üzerine Gül 11 Mart'ta hükümetinin istifasını Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e verir. Gül artık Erdoğan'ın başbakanlığındaki 59'uncu hükümette Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı'dır.
Annan Planı'na açık destek verdi
Dış politikada Avrupa Birliği'nden Kıbrıs'a, Irak'tan İran'a kadar birçok konuda kritik kararlar alması gereken 59'uncu hükümetin Dışişleri Bakanı Gül yoğun bir dönem geçirdi.
Abdullah Gül ve AK Parti hükümeti Kıbrıs konusunda 20 yıllık devlet politikasını terk ederek son noktada Türk askerinin Ada'dan çekilmesini de içeren ama Kuzey Kıbrıs'ı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurucu devleti olarak tanıyan Annan Planı'na açık destek verdi. Bu süreçte başta KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere Türkiye içinde de birçok kesimle mücadele etmek zorunda kaldı.
Gül ve hükümetinin en başarılı olduğu alan ise bir dönem şiddetle karşı çıktıkları Avrupa Birliği üyelik sürecinde yaşandı. 10 reform paketini arka arkaya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne getiren ve Kürtçe yayın başta olmak üzere birçok tabuyu yıkan Gül'ün dışişleri bakanlığı döneminde Türkiye, Avrupa Birliği ile müzakerelere başladı, birliğin dış kapısından üyelik için bekleme salonuna geçildi.
Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru...
Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça da Abdullah Gül'ün ismi Çankaya ya da başbakanlık için muhtemel adaylar arasında sayılmaya başlandı. Senaryolara göre Erdoğan Köşk'e çıkarsa başbakanlık koltuğuna Gül'den başka bir alternatif yoktu.
Eğer Erdoğan Çankaya'ya çıkmazsa bu sefer Köşk'ü emanet edebileceği tek isim de 4 yıl önce başbakanlık koltuğunu tereddüt etmeden kendisine bırakan yol arkadaşı Abdullah Gül idi. Ancak her ikisinin eşinin de başlarının kapalı olması, Gül ve Erdoğan'ın muhafazakar bir geçmişten gelmeleri toplumun bazı kesimlerinde endişelere yol açtı.
Gül şimdi Çankaya Köşkü yolunda. Kayseri'de oğlunun sünnet düğününde başlayan aktif siyaset macerasında en prestijli ve önemli koltuğa oturmak üzere. Dışişleri Bakanlığı'nda geçirdiği tecrübenin ışığında bundan sonra Çankaya'nın dış politikada çok daha ağırlık kazanması bekleniyor.
Hayrünnisa Gül ise Türkiye'nin ilk türbanlı "first lady"si olacak. Bugüne kadar yurtdışında eşi ile birlikte birçok resmi toplantıya katılan ancak kendi ülkesinde Ankara'da kamusal alan yasağı nedeniyle protokolde kendine yer bulamayan bayan Gül şimdi Çankaya Köşkü'nün yeni ev sahibesi olmaya hazırlanıyor.
Hep kameralardan uzak durmaya çalışan ve özel hayatları ile neredeyse hiç gündeme gelmeyen Gül ailesi olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa Çankaya Köşkü'nün bundan sonraki sakinleri olacak.
Ahmet Münir, Kübra, Mehmet Emre adlarında 3 çocuğu bulunan Gül, İngilizce ve Arapça biliyor.