BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Kaymakama medya tepkisi

Antalyalı gazeteciler Manavgat Kaymakamı Dayıoğlu'nu içişleri Bakanlığı'na şikayet ettiler

Abone ol

Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Erdoğan Kahya, Manavgat'ta 4 kişinin ölümü, 25 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan tüp patlamasından sonra olaylara seyirci kaldığı ve soruşturmayı savsakladığı gerekçesiyle Manavgat Kaymakamı Fikret Dayıoğlu'nu İçişleri Bakanlığı'na şikayet ettiklerini açıkladı.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin talebi üzerine Manavgat olaylarını incelemek üzere Antalya Barosu bünyesinde bir "Hukuk Kurulu" oluşturuldu. Avukat Münip Ermiş başkanlığında Çağdaş Şahin, Nusret Gürgöz, Bilal Doğan ve Erhan Altınkaynak'dan oluşan Hukuk Kurulu üyeleri, Manavgat'ta 4 kişinin ölümü, 25 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan tüp patlamasının olduğu bölgeye giden gazetecilerin dövülmesiyle ilgili hiç kimsenin cezalandırılmamasını içlerine sindiremediklerini söyledi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erdoğan Kahya ise, "Suçlular ortalıkta dolaşıyor. Gazeteciler dövüldükleriyle kaldı. Bu da yetmiyormuş gibi meslek araçları fotoğraf makineleri ve kameraları kırıldı. Bu duruma sesini çıkaran yok" dedi.

Gazetecileri döven kişilerin bulunup adalet önüne çıkarılıncaya kadar bu olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen Kahya, İçişleri Bakanlığı'na gönderilmek üzere Antalya Valiliği'ne verdiği şikayet dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:

"25 Haziran 2006 tarihinde Antalya'nın Manavgat İlçesi'nde dünyaca ünlü turistik bir yer olan Manavgat Şelalesi'nde patlama meydana gelmişti. Olay ve olay sonrası yaşananlar Türkiye genelinde yankı uyandırdı. Olaydan sonra birçok gazeteci, patlamayla ilgili haber yapmak üzere olay yerine gitmişti. Olay yerinde sanki patlamaya sebep olan basın mensuplarıymış havası oluşturulmuş ve olayı görüntülemek, olayın fotoğrafını çekmek isteyen ve o esnada salt görevlerini yapmaya çalışan basın mensupları linç edilmişlerdir. Birçok gazeteci yaralandı. Olayın oluş şekli düşünüldüğü takdirde ölen olmaması tesadüftür. Patlamadan sonra olay yerinde delillerin toplanması için güvenlik şeridi çekilmiştir. Ancak şeridin içinde kolluk görevlileri yerine herhangi bir görevi bulunmayan 7'den 70'e her yaştan insanın bulunması olayların oluşmasına zemin hazırlayan bir başka etken olmuştur. Saat 19.00 civarında olay yerine gelen gazetecilere eli telsizli, sivil bir kişi, 'Çekmeyin. Niye geldiniz buraya?' demiştir. Bu sözler üzerine halk galeyana gelmiş ve gazeteciler Lütfü Aykurt ve Mehmet Fetullah Akpınar sille tokat dayak yemişlerdir. Olayda, Mehmet Fetullah Akpınar'ın burnu kırılmış, Lütfi Aykurt'un ise kulağı kesilmiş ve çok sayıda dikiş atılmıştır. Yine gazetecilerin fotoğraf makineleri, kameraları da kırılmış, yaralama haricinde ayrıca gasp ve mala zarar verme suçu da işlenmiştir. Olay yerinde ciddi bir patlama olmasına rağmen çok ilginçtir ki, yeterli güvenlik önlemi alınmamış ve gazeteciler evirile çevrile dövülmüşlerdir. Bu esnada hiçbir görevli gazetecilerin dövülmemesi için girişimde bulunmamıştır. Yine gazeteci Bülent Tatoğulları ile Sercan Aytiş de sille tokat dayak yemişlerdir. Antalya basını bu tür patlama olaylarında haber yaparken Antalya'nın bir turizm kenti olmasının verdiği sorumlulukla, sağ duyulu hareket etmiştir. Bu yaşananlar da Manavgat Kaymakamı'nın görevini ihmal ettiğini göstermektedir. 5442 sayılı kanunun 27. maddesine göre, ilçenin genel idaresi, başı ve mercii kaymakamdır. İlçede kamu düzenini sağlamak kaymakamın asli görevlerindendir. Onun için Manavgat Kaymakamı hakkında soruşturma ve gerekli işlemlerin yapılmasına karar verilmesini istiyoruz."