Başbakan Erdoğan'ın "Kayıtdışı" uyarısının boşuna olmadığı anlaşıldı. Çünkü Türkiye, kayıtdışı ekonomide epey yol katetti. Kayıtdışı, inanılmaz boyutlara ulaştı.
Abone olMaliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu’nun Kayıtdışı Ekonomi Raporu’na göre,1998-2004 döneminde kayıtdışılık oranında 7 puanlık gerileme meydana gelirken, kayıtdışılığın parasal değeri, 14 milyar dolar artarak 90 milyar dolara yükseldi. Kurul’un, 8-9 aylık bir çalışma ile hazırladığı Kayıt Dışı Ekonomi Raporu, bugün "Kayıt Dışı Ekonomi" panelinde kamuoyuna açıklandı. Vergi Konseyi Genel Sekreteri ve Başhesap Uzmanı Serdar Koyutürk tarafından açıklanan raporda, hesap uzmanlarının 32 faaliyet koluna ilişkin bilgileri yer aldı. 1998-2004 yıllarını baz alan rapora göre, 1998’de yüzde 37.26 olan kayıtdışılık oranı, 1999 yılında yüzde 33.46, 2000’de yüzde 26.12, 2001’de yüzde 31.48, 2002 yılında da yüzde 29.74 olarak hesaplandı. Türkiye’deki kayıtdışı ekonominin oranı 2003 yılında yüzde 29.61, 2004 yılında ise yüzde 30.07 olarak gerçekleşti. Koyutürk, 1998’de kriz döneminde kayıt dışılığın en yüksek noktada olduğuna dikkati çekerken, 1999-2000 yıllarında düşme eğilimi gösterdiğini, son 3 yılda ise yüzde 30 düzeylerinde seyrettiğini ifade etti. Koyutürk, yüzde 30’luk oranın zaptedilemeyecek bir oran olmadığını belirtirken, "Türkiye nasıl enflasyon canavarını dizginledi ise kayıt dışı ekonomi oranını da dizginleyebilir" dedi. VERGİ KAYIPLARI Koyutürk’ün verdiği bilgiye göre, kayıtdışı ekonomi nedeniyle ülkede gelir, kurumlar ve katma değer vergileri bakımından 1998 yılında 3 katrilyon 423 trilyon, 1999’da 4 katrilyon 573 trilyon, 2000’de 5 katrilyon 691 trilyon, 2001 yılında ise 11 katrilyon 612 trilyon lira vergi kaybı meydana geldi. Bu rakam 2002 yılında 15 katrilyon 216 trilyon, 2002 yılında 19 katrilyon 667 trilyon, 2003-2004 yılında ise 22 katrilyon 524 trilyon lira olarak belirlendi. Koyutürk, 1998-2004 döneminde kayıtdışılık oranının yüzde 37.26’dan, yüzde 30.07’ye düşmesine karşın, kayıtdışılığın parasal boyutunun 76 milyar dolardan 90 milyar dolara yükseldiğini bildirdi. Serdar Koyutürk, bunun ekonominin reel büyümesi ve Türk Lirası’nın değer kazanmasından kaynakladığını ifade etti. TÜRKİYE’DE VERGİ ORANLARI YÜKSEK Bu arada panelde konuşan Vergi Konseyi Başkanı Mustafa Uysal da, Türkiye’de vergi oranlarının yüksekliğinden yakındı. Ülkede akaryakıt ürünlerinden, AB’nin iki katı fazla ÖTV alındığını, aynı şekilde haberleşme üzerindeki ÖTV’nin de Avrupa’nın çok üzerinde olduğunu belirten Uysal, banka ve sigorta muameleleri vergisinin de dünyanın hiç bir yerinde olmadığını söyledi. Türkiye’de vergi yükünün, OECD ülkelerine yakın olmasının normal karşılanmaması gerektiğini belirten Uysal, "biz OECD ülkeleri kadar zengin değiliz. Vergi yükünde yüzde 22’lik grupta olmamız gerekirken, yüzde 29 vergi yükümüz var. Bu oran, kayıtiçi mükelleflerde çok daha ağır. Ücretliler üzerinden alınan vergi ve sosyal güvenlik yükü ise yüzde 43 civarında" dedi.