Kayısı çekirdeğinde bulunan amygdaline denilen maddenin insan vücuduna girmesiyle, hidrojen siyanüre dönüştüğü bildirildi.
Abone olKayısı çekirdeğinde bulunan amygdaline denilen maddenin insan vücuduna girmesiyle, hidrojen siyanüre dönüşmesinin öldürücü olabileceği bildirildi. Hastalık bütün vücut organlarını etkilemesine rağmen ana belirtiler kalp, akciğer ve sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak gelişiyor. Bunlar kalp çarpıntısı, kalp atışlarında yavaşlama, düzensiz kalp atışları, tansiyon düşmesi, nefes alıp vermede hızlanma, zorluk ve şuur değişiklikleri şeklinde özetlenebilir. Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Tevfik Demir, birçok vatandaşın bu durumundan haberdar olmadığını ve kayısı çekirdeğini çerez diye kırıp yediğini söyledi. Kayısı çekirdeğinde bol miktarda bulunan, amygdaline denilen ve vit B17 olarak da bilinen maddenin, vücutta sindirilince şeker, hidrojen siyanür, benzen ve asetona dönüştüğünü belirten Demir, şöyle devam etti: “Bu maddeden yapılan ve laetrile denilen bir ilaç Amerika’da 1980’den itibaren yasaklanmış olmasına rağmen, Meksika’da yasal olarak halen antikanser ilacı olarak kullanılmaktadır. Bu madde vücutta parçalanmamış haliyle vitamin olarak görev görmekte, fakat parçalandığı zamanda ortaya çıkan toksik artıklar vücutta enzimler yardımıyla zararsız atıklara dönüştürülmekte ve atılmaktadır. Fazla alındığı durumlarda zehirlenme yapmaktadır.” HASTALIK BELİRTİLERİ Demir, zehirlenme belirtilerini ise şöyle sıraladı: “Hastalık bütün vücut organlarını etkilemesine rağmen ana belirtiler kalp, akciğer ve sinir sistemi tutulumuna bağlı olarak gelişmektedir. Bunlar kalp çarpıntısı, kalp atışlarında yavaşlama, düzensiz kalp atışları, tansiyon düşmesi, nefes alıp vermede hızlanma, zorluk ve şuur değişiklikleri şeklinde özetlenebilir. Dolayısıyla hasta zehirlenmenin derecesine göre hafif belirtiler gösterebileceği gibi, koma ve şok tablosuna da girebilir. Hastalığın tedavisi yoğun bakım şartlarında yapılması gerekmektedir. Destek tedavisi dışında panzehir diyebileceğimiz antidot da büyük merkezlerde bulunmaktadır. Çoğunlukla öldürücü olabilmektedir.”