Zanlıların ifadesi dehşete düşürdü. "Köklerini kazımak için hepsini öldürdük" dediler. İşin içinden tecavüz çıktı.
Abone olMardin’in Mazıdağı İlçesi, Bilge Köyü’nde Abdülkadir Çelebi, 4 oğlu ve 3 akrabası tarafından "Korucu" silahlarıyla gerçekleştirilen katliamın arkasından kadın ve toprak kavgası çıktı.
Göç nedeniyle köyde sadece korucuların kalmasından sonra gidenlerin toprakları, korucu aileleri arasında paylaşıldı. Ancak, kendilerine az arazi verildiğini ve haksızlığa uğradığını iddia eden Abdülkadir Çelebi, köye yeniden dönmek isteyen ailelere tepki gösterdi.
Eski muhtar Hamit Çelebi ile yeni muhtar Cemil Çelebi ise akrabalarının köye dönüşünü destekledi. Çelebi, ilk sorgusunda, gerekçesini, bir tecavüz olayına dayandırdı. Abdülkadir Çelebi’nin, bu konuda şunları söyledi:
TECAVÜZE KARŞILIK KIZ
"Eski muhtar Hamit Çelebi ile yeni muhtar Cemil Çelebi’nin ailesinden biri, bizim ailemizden bir kıza tecavüz etti. Bunun üzerine biz de o ailedeki kızın, (öldürülen Sevgi Çelebi) bizim ailemize gelin verilmesini istedik. Ancak bu kızı bize vermedikleri gibi gidip düşmanımız olan aileye verdiler.
KORKUNÇ İFADELER!
KÖKLERİNİ KAZIMAK İÇİN HEPSİNİ
ÖLDÜRDÜK...
HABERİN DEVAMINDA...
"KÖKLERİNİ KAZIMAMIZ LAZIMDI"
Nişan evine daha önce gidip bunun bozulmasını istedim. Bozulmaması halinde bunun sonuçlarının çok ağır olacağını söyledim. Ama kabul etmediler. Kaç kişi öldürmüşüz bilmiyorum"
Sorgucuların, "Çocuk, kadın herkesi öldürmenizin nedeni neydi?" sorusuna ise katliam şüphelilerinden birisi şu karşılığı verdi:
"Eğer biz çoluk-çocuk herkesi öldürmemiş olsaydık, ortaya çıkan kan davası nedeniyle ilerde bizden birilerini öldürürlerdi. O ailelerin tamamının köklerini kazıyıp bizden intikam alacak kimseyi bırakmamak için hepsini öldürmeye karar verdik. Köyün dışında olanları da yaşatmayacak ve köklerini kurutacaktık. Sağ kalanlar varsa onlar da bizim ailelerimizden intikam almaya çalışırlar. Bu böyle devam edip gider."
DUVARLAR MERMİYLE DELİK DEŞİK...
HABERİN DEVAMINDA...
Mermilerin çoğu kafaya
Saldırganlar, önce yan yana 3 odada oturan, ancak namaz için yol kenarındaki odada toplanan erkekleri arkadan taradılar. Kurbanların çoğunu başlarından vuran saldırganlar, sağ kalıp kıpırdayanların da yanlarına giderek ateş edip öldürdüler. Aynı anda evin bitişiğinde, kadın ve çocukların bulunduğu tek katlı binanın odaları da, saldırganlar tarafından basıldı.
Saldırı 15 dakika sürdü
Saldırganlar, 15 dakika süreyle acımasızca, herkesin ölüdğünden emin oluncaya kadar, çocuk ve kadın gözetmeden ateş etmeyi sürdürdüler. Köyde yankılanan silah seslerini diğer aileler nişan kutlaması sandığı için, saldırı geç fark edildi.
Suriye üzerinden gelen kum fırtınasının etkisiyle köyde görüş mesafesinin 10 metreye kadar düşmesinden de yararlanan saldırganlar, araçların lastiklerini kestikten sonra kaçtı. Köy çevresindeki mevzilerde bulunan korucular, kaçan kişiler olduğunu görünce ateş açtı. Korucularla da 20 dakika kadar çatışan saldırganlar, gecenin karanlığında, izlerini kaybettirdiler.
’İçerisi kan gölüydü’
Katliama sahne olan ve her duvarında 70-80 mermi deliği tespit edilen Çelebi Ailesi’nin evine ilk girenler arasında bulunan Abdullah Akan, "Her taraf ceset doluydu. Önde imam, arkasında erkekler, hepsi ölmüştü. Diğer odada kadın ve çocuklar vardı. İçerisi kan gölüydü. Böyle vahşet görmedim" dedi.
DTP YİNE DEVLETİ SUÇLADI...
ÇİRKİN İMALAR...
Ama DTP'nin yaklaşımı farklıydı. DTP Eş Başkanı Emine Ayna, saldırıyı "koruculuk sistemi"ne bağladı.
Mardin'deki saldırı DTP'nin de gündemindeydi. Eşbaşkan Emine Ayna da "katliam" nitelemesinde bulundu ama farklı gerekçelerle...
Emine Ayna, "Olay ölme ve öldürme üzerine kurulu olan ve aynı zamanda devlet tarafından cinayet şebekesine dönüştürülen koruculuk sisteminin geldiği noktaya işaret etmektedir" dedi.
KATLİAM SİLAHLARI DEVLETİN Mİ?
Bu arada katliamı gerçekleştirenlerin korucu oldukları ve gözaltına alınan 8 kişiden 4'ünün jandarmadaki sorgularında saldırıyı itiraf ettikleri ileri sürüldü.
KATLİAMLA İLGİLİ YENİ İDDİA
Katliamla ilgili yeni bir iddia daha ortaya atıldı. Bir yetkili, katliamda düğün, gelin ve evlilik gibi töre faktöründen çok, köye dönüş projesi çerçevesinde, 20 yıl sonra köye gelen büyük toprak sahiplerinin arazilerinin köy korucuları tarafından kullanılması olduğunu söyledi.
ARAZİLERİN SAHİPLERİ KÖYE GERİ DÖNDÜ
Yetkili, “Bundan yaklaşık 20 yıl önce terör nedeniyle köyü boşaltılan ve üzerlerinde büyük topraklar bulunanlar, köye dönüş projesi çerçevesinde buraya geldiler. Ancak, bu süre içinde köyde kadastro başladı ve köyde büyük arazileri bulunan aile, dönüşünde topraklarını alamadı. 20 yıl boyunca bu toprakları köyde koruculukta yapan Çelebi ailesi kullandı, kadastro ile bu arazileri üzerine aldılar. Asıl sorun köydeki kadastro çalışması ve toprakların kullanımından kaynaklandı.
KÖYDE MİRASÇI KALMASIN DİYE
Ancak nişan herkesin topluca bulunmasına bir vesile oldu. Aksi halde köyün kökünü neden kazırlar. Köyde mirasçı kalmasın diye. Ve köyde mirasçı bırakmamak için o aileye yönelik bu katliam gerçekleşti. Üzerinde durulması gereken en büyük olasılık bu” dedi.
CİDDİ DÜZENLEME GEREKİYOR
Aynı yetkili, köye dönüş projesi çerçevesinde, köyünden ayrılıp tekrar köyüne gelenlerin, eski malvarlıklarına sahip olamadıklarını söyledi. Bu sorunun bölgede yeni bu tür çatışmaları beraberinde getireceğini belirten yetkili, “Köyün sahibi aslileri gitti ve korucular bu köylülerin toprak başta olmak üzere malvarlıklarına sahip çıktılar. Döndüklerinde malvarlıklarını -ki arazi çok önemli- bulamayanlar, böyle bir sonucun doğmasına neden oldu” diye konuştu. Yetkili, köye dönüş projesinin bu sosyal boyutlarının düşünülmeden gerçekleştirildiğini belirtti ve “bu konuda, ileride böyle acılar yaşanmaması için, ciddi bir düzenleme gerekli” dedi.