Ruanda, genelde Katolik bir ülke olmakla birlikte, İslamiyet'in en hızlı yayıldığı ülke olma özelliğini kazandı.
Abone olNew York Times gazetesindeki haberde, Ruanda halkının sadece devlete değil dinlerine olan inançlarını da kaybettikleri belirtildi. Ruanda, halen genelde Katolik bir ülke olmakla birlikte, İslamiyet'in en hızlı yayıldığı ülke olma özelliğini kazandı. Katoliklik, son 100 yıldır ülkede hakim inançtı. Gazete, halkın İslamiyet'e yönelişinde, katliamlarda bazı Papaz ve Rahibeler'in de rol oynadığının tesbit edilmesinin etkili olduğunu yazdı. 1996 senesinde Müslüman olan Yakup Cuma Nzeyimana (21), "İnsanlar eski kilisemde öldü. Papazlar da katillere yardımcı oldu. Bir daha asla kiliseye gidip ibadet edemem" dedi. Nzeyimana, Kigali şehrindeki Mescid-ül Feth'te (Fetih Mescidi), her Cuma binlerce Müslüman'la birlikte saf tuttuğunu vurguladı. New York Times muhabiri, cemaatin caminin dışına taştığını ve müminlerin saatlerce öğle sıcağında dışarda bekleyerek Cuma namazını eda ettiğini bildirdi. Muhabir, Ruanda'da Müslümanlığa geçenlerin sayısının kısa sürede çok arttığını, ihtiyaca cevap verebilmek için yeni camilerin inşa edilmesine başlandığını kaydetti. Ruanda'da halen 500 kadar cami bulunuyor. Bu, 10 sene öncesinin rakamlarının 2 katı. Ruanda'daki Müslüman liderler, nüfusun yüzde 15'i oranında, 1 milyon Müslüman'ın ülkede yaşadığını ifade ediyor. Müslüman liderler, İslamiyet'in yayılmasında, 1994 senesindeki katliamlar sırasında çok sayıda Müslüman'ı ve diğer inançlara mensup insanları katliamlardan korumalarının etkisi olduğunu belirtti. Geçen sene İslam'ı seçen Alex Rutiririza, "Müslümanlar 94 katliamları sırasında doğru yol takip etti. Ben de onlardan biri olmak istedim" diye konuştu. Rutiririza, tüm ülkeyi saran katliamlar sırasında, en güvenli yerlerin Müslümanlar'ın yaşadığı bölgeler olduğunu söyledi. Tutsiler'in kitlesel olarak öldürüldüğü katliamlarda, Hutular'ın cinayetlerine yine onlar gibi Hutu kökenli olan Müslümanlar'ın katılmadığı kaydedildi. Müslüman liderler, kendileri için, etnik yakınlıktansa, dini bağların daha önemli olduğunu ifade etti. Ruanda Müslümanlar Derneği yöneticilerinden Ramazan Rugema, "Hiç kimse camide öldürülmedi. Hiçbir Müslüman, başka bir Müslüman'ı öldürmek istemedi. Biz, Müslüman olmayanların da katliamdan kaçmalarına yardım ettik" şeklinde konuştu. Bir Tutsi olan Rugema, hayatını kendisini katliama karşı saklayan bir Müslüman'a borçlu olduğunu söyledi. Rugema, "Soykırıma Müslümanlar'ın karışmamasından dolayı gururluyuız" ifadelerini kullandı. Ruanda'da orduya hakim olan Hutular, 6 Nisan 1994'te azınlık Tutsiler'e karşı 100 gün süren katliamlar yapmış ve çıkan olaylarda 800 binden fazla Tutsi öldürülmüştü.