BIST 9.889
DOLAR 35,21
EURO 36,66
ALTIN 2.966,54
HABER /  GÜNCEL

Katkı maddelerin riskli

Hazır yiyecek ve içecekleri tüketmeden önce, üzerlerindeki yazılardan içerdikleri katkı maddelerinin bilinmesi çok önemli

Abone ol

Çeşitli yiyecek ve içeceklere renk, koku, tat vermek ve bozulmalarını önlemek için kullanılan katkı maddelerinin, duyarlı kişilerde başta alerjiler olmak üzere astım, migren tipi baş ağrıları, kanser ve depresyon gibi pek çok hastalığa neden olabildiği belirtildi. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, kendilerinde ve ailelerinde alerjik hastalık bulunanların hazır yiyecek ve içecek tüketmede dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Küçükusta, şöyle devam etti: “Yiyeceklerimize, içeceklerimize, renk, koku, tat vermek ve onların uzun süre bozulmalarını önlemek için kullanılan binlerce katkı maddesi olduğunu biliyor muydunuz? İlaçlarda ve kozmetik ürünlerde de yaygın olarak kullanılan bu katkı maddeleri, duyarlı kişilerde başta alerjiler olmak üzere astım, migren tipi baş ağrıları, karaciğer büyümesi, kanser, depresyon ve çeşitli ruhsal bozukluklar gibi pek çok hastalığa, hatta ölüme bile neden olabiliyorlar.” Hazır yiyecek ve içecekleri tüketmeden önce, üzerlerindeki yazılardan içerdikleri katkı maddelerinin neler olduğunun bilinmesinin çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Küçükusta’nın verdiği bilgiye göre, katkı maddeleri ile özellikleri şöyle: KATKI MADDELERİ VE ÖZELLİKLERİ “Aspartam“: Şeker yerine tatlandırıcı olarak pek çok yiyecek ve içecekte bulunan bir madde. Yüzde 40 aspartik asit, yüzde 50 fenilalanin ve yüzde 10 metanol karışımından oluşur. Aspartam, yan etkileri bakımından en çok suçlanan katkı maddesidir. Bunlar ise kaşıntı, döküntü, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, uyuşukluk, kas spazmları, yorgunluk, depresyon, solunum güçlüğü, çarpıntı ve çeşitli alerjik reaksiyonlardır. “Benzoik Asit“: Özellikle işlenmiş yiyeceklerde bulunan bir katkı maddesidir. Çikolata, çeşitli meyve suları, şekerlemeler, dondurma, kremalar ve sakızlarda bulunur. Benzoik asit, astım, deri döküntüleri gibi çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. “BHA & BHT“: Sıvı ve katı yağların ve içinde yağ bulunan yiyeceklerin kokuşmalarını önlemek için kullanılan antioksidan maddelerdir. Bu maddelerin, karaciğer büyümesi, deri döküntüleri yapabildikleri gibi kanser riskini artırabilecekleri de ileri sürülmüştür. “Karmen kırmızısı“: Birçok yiyecek, içecek, ilaç ve kozmetiğe pembe, kırmızı, mor renk vermek için yüzlerce yıldan beri kullanılan bir maddedir. Karmen kırmızısı, sentetik bir boya olmayıp bir böcekten elde edildiği için doğal bir katkı maddesi olarak kabul edilir. Bu, derideki basit döküntü ve kaşıntılardan ölüme kadar gidebilen anaflaktik şoka neden olduğu bilinen bir maddedir. “Glutamat“: Uzakdoğu mutfağında çok kullanılan ve kendine özgü tadı olan bir çeşit baharattır. Glutamat, doğal olarak az miktarda et, balık, domates ve bazı sebzelerde bulunabilir. Glutamata bağlı reaksiyonlar “Çin Lokantası Sendromu” ismiyle bilinir. Glutamat aç karnına çok miktarda ya da sıvı şeklinde alındığında baş ağrısı, boynun arka tarafında, ön kolda ve göğüste yanma hissi, kol ve bacaklarda, yüzde veya başta sızlama ve karıncalanma, göğüs ağrısı veya göğüste sıkışma hissi, çarpıntı, bulantı, ishal, terleme gibi şikayetlere yol açabilir. Sinir sisteminin aşırı uyarımına bağlı olarak alerjik reaksiyonlar görülebilir ve hatta alzheimer ile parkinson gibi nörolojik hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. “Nitrat ve nitritler“: Kırmızı et, kümes hayvanları ve balık eti ile sosis, salam, pastırma gibi işlenmiş etlerin renk ve tadını artırıcı özellikleri de vardır. Bunlar, baş ağrısı ve deri döküntülerine yol açabilir. “Parabenler“: Parabenler, yiyecek, ilaç ve kozmetiklerde küflenmeyi önlemek için çok yaygın olarak kullanılan koruyucu katkı maddeleridir. Mayonez, salça, ketçap, salata sosları, hardal, jöle, reçel, alkolsüz içecekler, şekerlemeler başlıca kullanıldıkları yiyeceklerdir. Ayrıca, çeşitli dermatolojik kremlerde, göz, kulak, burun damlalarında, fitillerde, bandajlarda da bulunurlar. Parabenler, deride kızarma, kaşıntı şişme gibi reaksiyonlara ve duyarlı kişilerde anaflaktik şoka neden olabilirler. “Sülfitler“: Besinlerin bozulmasını önlemek ve daha uzun süre taze kalmalarını sağlamak için kullanılan koruyucu katkı maddeleridir. Toplumun yüzde 1’inde sülfit alerjisi vardır. Astım krizleri, kusma, ishal, karın ağrıları gibi alerjik reaksiyonalara neden olabilirler. Şarap içilmesine bağlı baş ağrılarının nedeni de sülfitlerdir. “Tartrazin“: Yiyecek ve içeceklere sarı renk vermek için yararlanılan bir katkı maddesidir. Alkolsüz içecekler, dondurma, şekerlemeler, puding, spagetti, başlıca bulunduğu besinlerdir. Deri döküntüleri ve astım krizlerine yol açabilirler.