Amerikada 48 kadını canice öldüren seri katil, Kuzuların Sessizliği filmindeki gibi bir yöntemle yakalandı.
Abone olABD'de tam 48 kadını öldürdüğünü itiraf edince müebbet hapis cezasıyla kurtulan Gary L. Ridgway'in ‘‘Kuzuların Sessizliği’’ filmindeki gibi bir yöntemle yakalandığı ortaya çıktı. Tam 21 yıldır ‘‘Yeşil Nehir Canavarı’’ olarak anılan Ridgway'in izini süren Şerif Dave Reichert, seri katilin profilini belirleyebilmek için, ünlü seri katil Ted Bundy'yle fikir alışverişinde bulunduğunu açıkladı. ‘‘Kuzuların Sessizliği’’ filminde de FBI ajanını canlandıran Jodie Foster, meçhul seri katilin profilini çıkarabilmek için yamyam ‘‘Hannibal Lecter’’ı canlandıran Anthony Hopkins'le temas kuruyordu. David Reichert, 1982'de genç bir polis müfettişiydi. Tarihe ‘‘Yeşil Nehir cinayetleri’’ diye geçen olayı çözmek için, geceli gündüzlü yıllarını harcayacağını aklına bile getirmiyordu. 40'tan fazla kadının öldürüldüğü cinayetlerle ilgili en ufak bir ipucu yoktu. Genç ve deneyimsiz David Reichert, çaresizlik içinde araştırmalarını sürdürürken bir gün, kendisini çok şaşırtan bir mektup aldı. 1970'lerde işlediği 28 cinayet nedeniyle Florida hapishanesinde idamı bekleyen Tacoma'lı ünlü seri katil Ted Bundy, gazetelerde resmini gördüğü detektif Reichert'a yazdığı mektupta ‘‘Bu alanda neden uzman olduğuma inandığımı bana sorma. Sadece bunu kabul et ve işe buradan başlayalım’’ diyeişbirliği teklifinde bulunuyordu. Yanına bir adam alarak Florida'ya giden Reichert, tarihin en korkunç seri cinayetlerinden birini aydınlatacağını tahmin bile etmiyordu. Ted Bundy ile tanıştı ve büyük bir seri katilin ruh dünyasına ilk adımı attı. Bundy'nin konuşmalarından bir seri katilin beyninden neler geçtiğini anlamaya başladı. Bu deneyim, Yeşil Nehir'e atılmış 5 kadın cesediyle başlayan ve boğularak öldürülmüş 48 kadına uzanan soruşturmada çok işine yarayacaktı. Bu nedenle Dedektif Reichert, 48 kadını öldürüdüğünü birkaç gün önce itiraf eden Gary L. Ridgway'i sorgularken çok zorlanmadı. ALÇAKGÖNÜLLÜ VE KURNAZ Seri katillerin çok fazla ortak yanları bulunduğunu anlayan Reichert, ‘‘Yakından tanıma fırsatı bulduğum bu iki seri katil de oldukça kederli, acıklı ve alçakgönüllü karakterlere sahip. Ayrıca çok kurnazlar. Her ikisi de avcı, kontrolü ve gücü ele geçirmeyi istiyorlar. Ve işte bu hákimiyetlerini zayıf kurbanlarının üstünde kuruyorlar’’ dedi. Cinayetlerin en büyük şüphelisi olarak iki yıl önce tutuklanan Gary L. Ridgway'ı tek başına üç gün sorgulayan Şerif Reichert, ‘‘Karındeşen Jack gibi fahişeleri de öldürseler, John Wayne Gacy gibi erkek çocukları da öldürseler, Bundy gibi genç kızları da öldürseler ortak yanları çok. Her ikisi de kurbanları ile seks yaparken ya da tecavüz ederken öldüren seks avcıları. Hiç kimseye, ailelerine karşı bile hiçbir duyguları yok. Bundy'de ne gördüysem Ridgway'de de aynısını gördüm’’ diye konuştu. PAZARLIKLA İTİRAF 1997'den beri King County şerifi olan 53 yaşındaki Reichert, kurbanlar kendi çevresindeki ailelerin kızları olduğu için bu cinayeti çözmeyi özel bir misyon olarak üstlendiğini belirtti ve 21 yıl kendini yalnızca bu işe verdi. 2001 yılında DNA teknolojisiyle, spermleri 7 kurbanın üzerinde bulunan Ridgway tutuklandı. Yargılanıp suçlu bulunsaydı idam cezası alacaktı. Şerif Reichert ve ekibinin 5 ay süren sorgulamaları sonucunda, Auburn'lu bir kamyon boyacısı olan Ridgway'e ‘‘idam cezası verilmeyeceği sözü’’ karşılığında, 48 cinayeti işlediği geçen çarşamba günü itiraf ettirildi. Böylece polis Reichert'in 1982'de Yeşil Nehir'e (Green River) atılmış ilk kadın cesedini incelemesiyle başlayan cinayet soruşturması sonuçlandı. Seri katille diyalog Sinema tarihinin en iyi 10 korku filminden biri kabul edilen ‘‘Kuzuların Sessizliği’’ 1992 yılında 5 Oscar kazanmıştı. Jonathan Damme'nin yönettiği filmde Jodie Foster,, Anthony Hopkins, Scott Glenn ve Ted Levine başrolleri paylaştı. Filmde yeni mezun FBI ajanı Clarice Starling'i canlandıran Jodie Foster, genç kız kurbanlarının derisini yüzen bir katilin (Ted Levine) peşine düşüyordu. Hiçbir ipucu bulamayan Clarice, başka bir psikopot seri katil olan ve hapiste özel hücresinde yatan yamyam doktor Hannibal Lecter (Anthony Hopkins) ile diyaloğa giriyordu. Filmin en gerilimli ve etkileyici sahneleri Claris ile Lecter'ır konuşmaları oluşturuyordu.