BIST 9.675
DOLAR 34,65
EURO 36,44
ALTIN 2.955,69

Katil kimmiş?

Kürdistan hayali ve ihtirasının kendi kardeşini öldürmeye kadar gittiği artık çok net ortadadır. İncir çekirdeği kadar beyin taşıyan, bu katliamın mimarının HDP ve PKK olduğunu anlar.

Tarih 29 Eylül 2015. PKK'nın en etkili adamı Murat Karayılan, Beytüşşebap'ta 2 askerin şehit edilmesinin ardından terör örgütünün ağır darbe yemesi üzerine, "Onlar şehirlerde daha fazla katliama yönelirlerse o zaman 'Ölümsüzler Taburu' da metropollerde harekete geçer" diye açıklama yapıyor.

Tarih 10 Ekim 2015. Sözde barış mitingine sayılı saatler var. Sosyal iletişim ağı twitter'da HDP ve PKK'ya yakınlıklarıyla bilinen iki ayrı kişi, mitingde bombaların patlayacağını söylüyor.

Sabahın ilk saatlerinden ajanslardan gelen fotoğraflarda, miting alanında güvenlik önlemi almaya çalışan polis araçlarının saldırıya uğradığı ve paramparça edildiği görülüyor.

Bir kaç dakika sonrasında, polisin arama yaptığı noktaya yakın bir yerde bombalar patlıyor, 97 kişi hayatını kaybediyor. Anında katil Erdoğan sloğanları atılıyor ve civardaki polisler saldırıya uğruyor!

Henüz kan fani bedenlerinden boşalırken, cesetleri daha sıcacıkken sözde barış mitingini organize eden DİSK'in Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, "Doğrudan polis tarafından yapılan bir saldırıdır bu, çok açık" diye açıklama yapıyor.

Ardından 6-7-8 Ekim olaylarında 53 kişinin öldürülmesi emrini veren Selahattin Demirtaş sahne alıyor ve devleti katliam yapmakla suçluyor!

Kısacası HDP seçim mitingine start veriyor!

Önce şu sözde barış mitingini yazalım...

Son bir kaç ay içinde PKK'nın hain saldırıları sonucu 150'ya yakın polis, asker ve sivil şehit edilmiş. Ankara'da barış mitingi yapan sivil toplum kuruluşları PKK'yı ve terörü lanetleyen tek kınama yayınlamamış.

Hakkari'de son bir ayda 13 doktor can korkusu nedeniyle işinden istifa etmiş ,4 sağlık çalışanı alçakça katledilmiş. Tabipler Odası'ndan ufacık bir tepki bile gelmemiş.

Yapılan hizmet binalarını durdurmak, açılan yolları kapattırmak dışında bir b.ka yaramayan Mimarlar Odası, Ankara'daki katliam sonrası bir bildiri yayınlamış. Devlet memurlarını iş bırakmaya, halkı hayatı durdurmaya davet ediyor.

Niye?

Barış gelsin diye tabi ki!..

Dikkat ederseniz PKK'nın dağ kadrosu ne zaman bozguna uğrasa, ya ateşkes ilan eder, ya da Türkiye'deki siyasi uzantısı dernek, sendika ve diğer sivil kuruluşlarını harekete geçirerek "Barış olsun analar ağlamasın çocuklarımız ölmesin" türünden saçma sapan nutuklar atmalarını ister.

Buradan da anlaşılacağı üzere bu bir barış mitingi falan değildi. Aksine dağ ve şehir yapılanması bozguna uğrayan PKK'ya soluk aldırma girişimiydi.

Katil olan, terörist olan devlet değil.

Asıl katil, asıl terörist, PKK'lıların leşleri çoğalınca barış diye  bir yerlerini yırtan, barış yürüyüşü düzenleyen ve bu tür toplantılara katılarak pkk ya destek veren kahpelerdir!

Bilesiniz ki artık bu halk yemiyor sizin kirli algı operasyonlarınızı.

Siz hayatı durduracağınıza önce PKK'nın siyasi uzantısına uy vermeyi durdurun. Sizi günden güne ucubeleştiren içinizdeki ihaneti durdurun. Barış istiyorsanız Ankara'ya değil, Kandil'e yürüyün!

Bombayı kimin patlattığına gelince...

Rahmetli Mahir Kaynak'ın "Bir olayın kime yaradığını bulursanız falin kim olduğunu da bulmuş olursunuz" sözünü hep söylüyorum, her zaman söylemeye devam edeceğim. 7 haziran seçiminden 2 gün önceki Diyarbakır patlamasının PKK'ya yüzde 2 oy kazandırdığı araştırma sonuçlarıyla tespit edilmişti. Son günlerde yayınlanan anket sonuçlarında HDP'nin oyunun yüzde 2 düştüğü de herkesin malumu....

Hesap ortada, çıkar sağlayanlar ortada.

Kürdistan hayali ve ihtirasının kendi kardeşini öldürmeye kadar gittiği ortada. Katil arıyorsanız aynaya bakın! Bu saatten sonra bombanın üstüne bizzat kendiniz otursanız dahi farketmez. Barış gelsin diye size oy veren Müslüman Kürt halkı PKK ve terör seviciliğinizi anladı.

Terörden nemalanan bir partinin barış masalları anlatmasına artık kimse inanmıyor, inanmayacak! Patlat bombayı, yık devletin üzerine, geç barajı dönemi sona erdi, kusura bakmayın!

Patlamadan bir gün sonra aynı meydanda toplanıp 1 Kasım için oy isteyerek kendinizi ele verdiniz. Katillerin çoğu bir süre sonra tekrar olay yerine dönermiş. Yaptığınız bundan ibaret.  "Suruç 2 puan getirdiyse Ankara 4 puan getirmiştir" hevesiniz kursağınızda kalacak.

Size sempati duyanları öldüre öldüre yakında size oy verecek adam bulamayacaksınız.

Bu vahşeti durdurun artık!

Dipnot: Cumhuriyet'in PKK sevici Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, patlamayı Erdoğan'a havale etmiş, "Gelin hep beraber Nemrut'u devirelim" diyerek isyan çağrısı yapmış!

Senin 77 sülalen toplansa, Erdoğan'ın çaycısını bile deviremez Can'ım!

twitter.com/slymnoz

facebook.com/slymnoz