Her fırsatta Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin kesilmesini savunan ancak onca çabasına rağmen bunda başarılı olamayan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, "görüşmelerin neden kesilmediğini anlayamıyorum" diye isyan etti...
Abone olAVRUPA Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini kökünden bozmak için verdiği onca mücadeleye rağmen başarılı olamadıkça delirmeye başladı. İnsan hakları ve düşünce özgürlüğü konusunda yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye ile AB arasındaki görüşmelerin neden kesilmediğini anlayamadığını belirten Piri, "Bu koşullarda hâlâ Türkiye'nin AB'ye üyelik seçeneği bulunduğu illüzyonunu daha ne kadar sürdüreceğiz" dedi.
AB İLİŞKİYİ KESMEYEREK... BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın aktardığına göre Piri, Hollanda Televizyonu'nda yayınlanan 'Buitenhof' adlı programda, Türkiye ile AB arasında gerçekleşen Varna zirvesini değerlendirdi. Piri, Türkiye'de özgürlükler konusunda yaşanan sıkıntılara işaret ederek, halen parlamenterlerin, gazetecilerin, hatta bazı AB vatandaşlarının cezaevinde olduğunu söyledi. AP Türkiye Raportörü, buna rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB'ye üyelik hayali kurduğunu, AB Komisyonu'nun da Türkiye ile ilişkileri kesmeyerek bu hayali ayakta tuttuğunu savundu.
HEDEFİNDE ERDOĞAN VAR... Hollandalı parlamenter, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a söylediklerinin değil, yaptıklarının daha farklı bir gerçeklik gösterdiği anlatılmalı" dedi. Piri'ye göre, AB'nin Türkiye konusunda çıkarları bulunuyor. Bu nedenle Brüksel yönetimi müzakere sürecinin başından beri Türkiye'yi Avrupa'ya yakınlaştırmak için çaba harcadı. Ancak bu çabaya rağmen Türkiye-AB müzakerelerinin başından beri zor ilerlediğini söyleyen Piri, sözlerini şöyle sürdürdü:
DAHA NE KADAR SÜRDÜRECEĞİZ?.. "Şimdiki duruma bakın, benim 10 meslektaşım hapiste. Dünyada gazetecilerin en çok hapiste olduğu 6. ülke. Darbe girişimi sonrası 150 bin kişi işten atıldı, 50 bin kişi tutuklandı. 2 hafta önce son bağımsız medya grubu Erdoğan'ın arkadaşı tarafından satın alındı. Gelecek yıl anayasa değişikliği yürürlüğe girecek ve Erdoğan'ın yetkileri daha da artacak. Benim sorum şu; bu koşullarda hâlâ Türkiye'nin AB'ye üyelik seçeneği bulunduğu illüzyonunu daha ne kadar sürdüreceğiz?"