Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, 2017'den bu yana devam eden Körfez krizinin çözümüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Ülkesinin diyaloğa hazır olduğunu ve yeni bir girişimin sonuç vermesinden ümitli olduklarını söyleyen Al Sani, "Atılacak 1 adıma karşılık biz de 10 adım atmaya hazırız." dedi.
Abone olKatar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, 2017'den bu yana devam eden Körfez krizinin çözümüne ilişkin ülkesinin diyaloğa hazır olduğunu ve yeni bir girişimin sonuç vermesinden ümitli olduklarını açıkladı.
Al Sani, Katar ve bazı Körfez ülkeler arasında yaşanan diplomatik krizin 3'üncü yıl dönümü dolayısıyla Katar merkezli Al Jazeera kanalına konuştu.
Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın 5 Haziran 2017'den beri Katar'a hava, kara ve deniz üzerinden uyguladığı 3 yıllık ambargoyu son erdirecek yeni bir girişimden ümitli olduklarını belirten Al Sani, "Yeni girişimin sonuç vermesini temenni ediyoruz." dedi.
Al Sani, "Diyaloğa açığız ve atılacak 1 adıma karşılık biz de 10 adım atmaya hazırız." şeklinde konuştu.
Ambargonun kaldırılması ve krizin sona erdirilmesi için 2019'un sonunda Suudi Arabistan ile bazı görüşmelerin gerçekleştiğini ancak sürecin tıkandığını hatırlatan Al Sani, "Bu girişimin öncekilerden farklı olması ve ciddiye alınmasını ümit ediyoruz." dedi.
Reuters haber ajansına konuşan bazı kaynaklar da ABD'nin, krizi sonlandıracak planın ilk adımı olarak söz konusu 4 ülkeden Katar Havayollarına Körfez hava sahasının açılmasına öngören yeni bir görüşmeye girdiğini ifade etti.
Katar ablukası
Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Mısır, Haziran 2017'de, Katar'a yönelik bölgeyi istikrarsızlaştırıp terörizmi destekleme gibi suçlamalarda bulunmuş, Doha yönetimi ise tüm ithamların asılsız olduğunu bildirmişti.
Söz konusu ülkeler, uygulamaya koydukları ablukayı kaldırmak için Katar'a Al Jazeera Kanalı'nın kapatılmasının da içinde yer aldığı 13 şart öne sürmüştü.Ancak Katar şartların egemenliğini ihlal edilmesi anlamına geldiğini belirterek, şartları kınayarak yerine getirilmeyeceğini belirtmişti.