Hükümet Sözcüsü Çiçek, birçok kişinin merakla beklediği Kat Mülkiyeti Yasa Tasarısı'nın imzaya açıldığını söyledi. İşte tasarının getireceği yeniliklerden başlıklar...
Abone olAdalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda, vatandaşın kat mülkiyeti konusunda yaşadığı bürokratik engellerin giderilmesine yönelik Kat Mülkiyeti Yasa Tasarısı ile Kamu denetçiliği Yasa Tasarısı’nın imzaya açıldığını bildirdi. Çiçek, Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, devletten izin almış ancak çiftçi kayıt sistemine dahil olmamış çeltik üreticilerinin, üretimlerinin tamamının TMO tarafından satın alınabilmesine ilişkin kararın Bakanlar Kurulu’nda imzaya açıldığını bildirdi. Kat Mülkiyeti Kanun Tasarısı üzerinde de durduklarını belirten Çiçek, tasarının Adalet Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlandığını söyledi. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ilk kez 1965 yılında çıkarıldığını kaydeden Çiçek, aradan geçen zaman içinde birden fazla parsel üzerinde birden çok yapılaşma olduğunu anlattı. Dolayısıyla, Kanun ile mevcut yapılaşma arasında boşluklar bulunduğunu kaydeden Çiçek, şunları söyledi: "Bu boşluğun bir kısmı Yargıtay içtihadı ile doldurmuş olsa da pek çok hukuki sorun yaşanmaktadır. Türkiye belli bölgelerinde deprem felaketini yaşadı. Bu felaketin kat mülkiyeti ile ortaya çıkardığı bir takım sıkıntılar var. Bu sorunlarla ilgili olarak da mevzuatta yeni düzenlemelerin yapılması gerekmekteydi. Bütün bunları gözönüne alarak, en son ihtiyaçları da gözetmek suretiyle bir kat mülkiyeti yasası çıkarmak hasıl olmuştur." Türkiye’nin, bazı kurumları itibarıyla giderek elektronik sisteme girdiğini anlatan Çiçek, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün elektronik sisteme geçme çabasının söz konusu olduğuna dikkati çekerek, kurumların birbirine entegre olma çalışmasına imkan sağlayacak "ortak hükümlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Çiçek, şöyle devam etti: "Bunlar da bu tasarıyla gerçekleşecek. Kat mülkiyeti ile ilgili birçok bürokratik engel var, birçok belge isteniyor. Artık bu belgelerin istenmesi veya eski usulle kayıtların yapılması, vatandaşı sıkıntıya sokuyordu. Bunları da ortadan kaldıracak yeni bir düzenlemeyi getirmiş oluyoruz. Bugün geldiğimiz noktada vatandaşın kat mülkiyetinden doğan problemlerini hiç olmazsa öngörebildiğimiz önemli bir kısmını ortadan kaldırmış olacağız. Birçok müteahhidimiz, arsa üzerine kat karşılığı inşaat yapabilmektedir. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımız da arsa alınır alınmaz ya da inşaat esnasında bu inşaatlardan daire satın almakta. İnşaat bitiyor, yapı kullanma izni alınıyor, fakat bir türlü kat mülkiyetine geçilmiyor. Kat mülkiyetine geçilmediği için adam dairede oturuyor, fakat elinde bir tapusu, bir belgesi yok. Bunun getirdiği pek çok hukuki sorun var, bundan doğan vergi kayıpları var. Dolayısıyla getirdiğimiz kat mülkiyeti yasası ile hem geriye hem de ileriye dönük belli süreler ve uyulmaması halinde belli müeyyideler getirmek suretiyle ilelebet kat mülkiyetine geçişi sağlayacak düzenlemeyi getiriyoruz." "RIZA ARANMAKSIZIN..." Deprem nedeniyle bir kısım binaların yıkıldığını, halen de belli bölgelerde bu riskin bulunduğunu kaydeden Cemil Çiçek, bundan dolayı mevcut yapıların güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Eski sistemde genellikle kat maliklerinin tümünün rızasının alınmasıyla bir takım tadilatların yapıldığını belirten Çiçek, "Halbuki, kat maliklerinin tamamının rızası aramamız söz konusu olduğunda o zaman yapının tamamına tesir edebilecek bir kısım aksaklıkları, onarımları yapma imkanı yok. Bu türlü durumlarda eğer teknik zaruret varsa, bilirkişiler ya da mahkeme kararlarıyla maliklerin rızası aranmaksızın bunlara imkan veren düzenlemeyi de getirmiş oluyoruz"dedi. Çok katlı binaların alt katlarında işyeri sahiplerinin, binanın kolonları ve kirişlerinde tasarrufa gidebildiklerini, böylece yapıyı tehlikeye soktuklarını ifade eden Çiçek, "Eski kanuna göre, bundan böyle tadilatların veya tahribatları yapanların mutlak suretle kat maliklerinin rızasını almak durumun olacaklar" diye konuştu. OMBUDSMAN Çiçek, Bakanlar Kurulu’nda ayrıca Türkiye’nin gündeminde olan ve ulusal programındaki taahhütlerinden bir tanesi durumundaki ombudsmanlık ya da diğer bir ifade ile kamu deneticiliği konusunun ele alındığını bildirdi. Kamu Denetçiliği Yasa Tasarısı’nı bu kapsamda ele aldıklarını kaydeden Çiçek, şunları söyledi: "Anayasamız açısından idarenin 3 kalem işleminin dışında her türlü işlemi yargı denetimindedir. Ancak yargının uzun sürmesi ve bir kısım usulü hükümler nedeniyle yargıya gitmeden de pekala bu kamu deneticileri, bu türlü bir kurum yoluyla idare ile vatandaş arasında bir kısım ihtilafların yargıya gitmeden, hakkaniyete ve hukuka uygun bir tarzda çözülmesine imkan verecek bir kurumsal yapıya ihtiyaç var. Bu aynı zamanda AB muktesebatı açısında da önem taşıyor. Bu konu üzerinde bizden evvelki hükümetin de çalışması vardı. AB fonlarından da istifade ile bunu gerçekleştirmek istiyoruz. Bakanlık olarak Yunanistan, Hollanda ve Avusturya ile işbirliği içinde bu müesseseyi kurup harekete geçirmek adına yasal bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. Kamu Deneticiliği Yasa Tasarısı’nın Meclis’e sevkine karar verilmiştir. Usul ve esasları başdenetici ve beraberindeki 10 kişi... Bunun sekreteryası, nasıl ve kaç yıl için seçileceği ve diğer görevler tasarıda bellidir. Baş deneticide istenen vasıflar tasarıda belirlenmiştir. 5 yıllığına TBMM tarafından seçilecek, hukuk öğrenimi görmüş veya programında bu tür derslere imkan veren fakültelerden mezun olanlar, 35 yaşını bitirmiş olanlar, en az 10 yıl kamuda veya özel sektörde çalışmış olanlar başdenetici ve denetici olarak atanabilecektir. Tavsiye niteliğinde karar verecektir. Dolayısıyla vatandaşın bir kısım şikayeti buraya yapıldığında, bu kurum mevzuatı inceleyerek, idareye bazı çözüm önerilerinden bulunabilecektir. Bugün böyle bir kuruma ihtiyaç var. Yargı bakımından bu kurumu önemsiyoruz. Çünkü yargının yükü de her geçen gün artıyor. Ne kadar ihtilafı bu yolla çözebilirsek, bu hem toplumsal barış açısından önemlidir, hem de yargıda iş yükünün azaltılması açısından da önemlidir. Her zaman vurgu yapılan devlet millet kaynaşması açısından önemsiyoruz." İdari Yargılama Usul Yasa Tasarı ile ilgili de sunuş yaptığını kaydeden Çiçek, bununla ilgili birkaç gün daha çalışılması gerektiğini bildirdi. Gelecek hafta Meclis’e göndermeyi düşündüklerini kaydeden Çiçek, "Bu düzenlemenin özünde de büyük ölçüde yargının hızlandırılması, Danıştay’ın iş yükünün hafifletilmesi ve Bölge İdare Mahkemeleri’nin yetkilerinin artırılması, idarenin ve davacının-davalının cevap sürelerini kısaltmak suretiyle uzun süre askıda kalmaması için bir dizi kolaylıkları içermektedir" dedi. Cemil Çiçek, ayrıca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’yla ilgili çalışmanın da son safhaya geldiğini kaydederek, bunu da 2006 yılının başında TBMM’ye sunmayı düşündüklerini söyledi.