KASTAMONU’nun Bozkurt ilçesindeki sel felaketinde çöken Ölçer Apartmanı’ndaki kayıplar arasında bulunan 21 yaşındaki Senanur Kuş ile o an İstanbul’da olan ağabeyi Mert arasındaki mesajlar ortaya çıktı.
Abone olKastamonu'da sel felaketi nedeniyle 62 kişi hayatını kaybetti. Gazeteci İsmail Saymaz, Ölçer Apartmanı’ndaki kayıplar arasında bulunan Senanur Kuş ile ağabeyi Mert arasındaki mesajlara ulaştı.
Bozkurt’ta onlarca insana mezar olan Ölçer Apartmanı’nda en büyük kayıp Kuş Ailesi’nin yaşadığı beşinci kat 23. dairede meydana geldi. 15 Temmuz’da İstanbul’dan yaz tatili için memleketleri Bozkurt’a gelen 45 yaşındaki Şengül Kuş ve kızı Senanur, sele evde yakalandı. Senanur Kuş, saat 13.31’de ağabeyine “Hakkını helal et kardeş” diye yazarak mesaj attı. Abla-kardeş saat 17.37’ye kadar yazışmayı sürdürdü.
Kardeşler ilkin Whatssapp’tan, internet kesilince mesaj yoluyla haberleştiler.
İşte o yazışmalar:
Saat 13.31
Senanur: Hakkını helal et kardeş
Saat 13.39
Mert: Beni ara, neredesiniz
Saat 13.40:
Senanur, evden çektiği sel felaketini gösteren üç fotoğraf yolluyor.
Saat 13.52
Mert: Siz iyi misiniz, Sena
Senanur: Sen eniştemle konuş, biz iyiyiz, evdeyiz
Saat 13.53
Mert: Siz telaş yapmayın, her yerde haber olmuş, Ekipler en kısa sürede müdahale eder tamam mı?
Saat 13.54
Senanur: Babamla da konuş, telefon çekmiyor, anlamadı bizi. Tamam.
Saat 14.02
Mert: Yağmur yağmıyor değil mi, hiç belediye arabası var mı gelen giden?
Saat 14.18
Senanur: Abi yol yok, iki saattir aynı azalma yok.
Mert: Tamamdır, herkes paylaşıyor, afet bölgesi ilan edilmiş, yardıma gelecekler Sena, iyisiniz dimi siz, elektrik yok dimi
Saat 14.44
Senanur: Yağmur başladı, (elektrik) yok
Saat 14.45
Mert: Sena her yere yazıyorum, herkes arıyor, yardım gelecek, arıyorum her yeri.
Senanur: Abi hiçbir değişiklik yok, su ne arttı ne azaldı. Üç saat oldu.
Mert: Tamam gelecekler Sena inşallah.
Senanur: Tamam dua et
Mert: Tamamdır siz de dua edin, korkmayın evdesiniz, bir şey olmaz allahın izniyle.
‘HES patlamış’
Senanur: Verilmiş sadakamız varmış
Mert: Bir sadaka verelim, atlatalım da. İnşallah korkmayın siz, her yerde haber oldu.
Saat 14.47
Senanur: Çok korktuk hep araçlar içinde gözüküyor
Saat 14.50
Mert: Sena İHH'da geliyor sana, korkmayın ekipler yolda
Saat 15.33
Senanur: Su seviyesi azıcık azaldı, ama aynı yağmur başladı
Saat 15.34
Mert: Ya yağmurla alakalı değil, santral HES patlamış
Saat 15.38
Senanur: O ne?
Mert: Su depoları, o kapak açılınca sel olmuş. Kaç ton su bir anda gelince
Saat 15.55
Mert: Helikopter, AFAD geliyor adınızı yazdırdım Sena, apartman adı katı Sena Birtanem
‘Su yükseldi, durum kötü’
Senanur ve Mert Kuş mesajlaşarak devam etti.
Mesajlar şöyle:
Mert: İHH yardım ekibi geliyor, mobil mutfak ekibi de geliyor, devlet de helikopter göndermiş
Senanur: Su seviyesi azaldı azıcık
Mert: Sena azalacak, azalacak bekleyin. Korkmaya gerek yok. Halk Tv'ye çıktı adamlar helikopterlerle müdahale edecekler
Senanur: Nasıl edilecek
Mert: Gelip sizi alacaklar Sena, su azalmazsa tek çözüm o
Senanur: Mert su seviyesi yükseldi. Durum çok kötü
Mert: Beşinci kattasınız, allahın izniyle bir şey olmaz, sakin ol, panik yapma.
Senanur: Mert ev götürür dediler
Mert: Ne diyosun sen ya öyle saçmalık mı olur? Yok öyle bir şey, sakin ol. Yıkılan eden ev yok bizimkisi yeni. Eski olanları düşün, saçma saçma fikirlere kapılma Sena. İnternetten ara, netini aç
Senanur: Mert yardım çağır, çok korkuyorum, itfaiyeyi ara
Mert: Arıyorum Sena, sakin ol lütfen. Her yer arıyorum
‘Abi korkuyorum’
Senanur: Abi korkuyorum sinirlerim bozuldu, mert çok kötü
Mert: Sena, AFAD'a adını yazdırdık, helikopter yolda. Korkmayın dört çocuk iki birey var dedim, sizi öne aldırdım. Sena lütfen korkma. Korkma bekle. AFAD'a adını yazdırdım. Elif abla 'su normal bizim burada' diyor. Sakin ol, abartma Sena, adınızı ambulansa AFAD'a yazdırdım.
Senanur: İlk çayın oradaki evden başlasınlar söyle
Mert: Söyledim Sena, Her yeri aradım sakin olur musun
Senanur: Elif ne görüyor, evin temeli yok
Mert: Sena evin temeli var sakin ol
Senanur: Mert su evin temelinde dua et ne olur
Mert: Sena dua ediyorum yol gözüküyor mu? Gözüküyorsa evden çıksanıza. Yol gözüküyorsa çıksanıza evden Sena! Sena su yerde mi nerede? Eniştem diyor ki 'sol taraftan hemen merdivenlere geçsinler Reyhan Abla su saksı seviyesinde diyormuş kendinizi birbirinize bağlayın iple, öyle geçemez misiniz? Sena
Senanur: Hayır
Mert: Tamam, o numarayı durmadan arayın Sena. Yalvarın ağlayın çocuklar var deyin, korkuyoruz deyin, ben bir sürü şey dedim, siz de deyin, kurtulun lütfen bir an önce, birtanem kardeşim benim.
Senanur: Bina çöküyor!
Mert: Sena çökmez, ne çökmesi. Deme öyle. Arayın o numarayı lütfen
'Dört buçuk saat yardıma gidemediler'
Mert Kuş, yıkılan tek bina olan Ölçer Apartmanı’nda oturduklarını, sekiz katlı apartmanın üç yıl önce yapıldığını, kendilerinin iki yıl önce 23. daireyi aldıklarını belirtiyor. Taşkında annesinin, aralarında çocuk ve bebeklerin de olduğu 11 kişiyi evde topladığını kaydediyor.
Mert Kuş, İsmail Saymaz'ın sorularını şöyle yanıtladı:
Saymaz: Evi kimden almıştınız?
Kuş: Mehmet Özkan’dan. Bozkurt'ta 8-10 katlı apartmanları yapan tek müteahhit zaten.
Saymaz: Size “Güvenli” denildi herhalde..
Kuş: Üç yıllık ev, nasıl güvenemeyebiliriz ki. Bozkurt'taki evler 40-50 yıllık. Yanda Kur'an kursu var. O, 50 senelik. Bizim binamız 3 yıllık. İki yıldır oturuyoruz. Kağıt gibi uçtu diyorlar.
Saymaz: Taşkın anında neler olmuş?
Kuş: Anons araçları geliyor. Diyorlar ki, “Arabalarınızı çekin.” Kardeşim anlamıyor, balkona çıkıyor. Sonra diyorlar ki, “Arabalarınızı çekin, yağmur geliyor.” Normal herhangi bir yağmur sanıyorlar. Bizimkiler yoksa, öyle bir şey olsa çıkmazlar mıydı? Orada 13 can var, bizim dairede sadece. Kuzenim bizim arabayı iki sokak üste çıkarıyor. Hemen çocuklarının yanına gelecek. Çocukları da anneme bırakıyor. Annem o çocukları, kendi çocuklarından daha çok seviyordu. Ayşe ile Kerem'i.
Annem apartmandakileri bizde topluyor. Evde annem, kız kardeşim, Kerem Ali, Ayşe Miray, Ecrin ve İclal onlar da ikiz, sonra yöneticinin hanımı, bir buçuk yaşında bebek, dokuz yaşında bir erkek çocuk, bir hanım, üç tane de çocuk… Bunların hepsi 23. dairedeydi. Sel olunca annem hepsini evde topluyor, korkmasınlar diye.
Saymaz: Hepsi hayatını kaybetti mi?
Kuş: 20 kişilerdi apartmanda, birini çıkartabildik. O da üçüncü kat. Zaten binada yalnızca üç kat duruyordu.
Saymaz: Canlı mı çıkartabildiniz?
Kuş: Hayır.
Saymaz: Sizin 'Bizim evde bulunuyordu' dediğiniz kişilerin hiçbiri canlı çıkamadı mı?
Kuş: Yok. 11 kişi kayıp zaten, hiçbiri canlı yok.
Saymaz: Hepsi sizin evden mi kayıp?
Kuş: Hepsi bizim evden… Binanın 3 katı var. Geriye kalan 5 katın hepsi olduğu gibi… Bina yatıyor derenin üzerine. Çok büyük bir ihmalkarlık var.
Saymaz: Ne şekilde bir ihmal var Mert bey?
Kuş: Müteahhit temel için binanın zeminine bir kat inmiş. Bizim ev sekiz katlı, yanda 10 katlıda oturuyor müteahhit, kendi zeminine 3 kat inmiş. O binaya hiçbir şey olmuyor. 3 yıllık bina yıkılabilir mi?
İstanbul İtfaiyesi'nden abimiz geldi. Diyor ki, 'Bozkurt'ta 6. katta yangın olsa söndüremezsin'. Yani 8. katta yangın olduğunu düşünün, cayır cayır yanar.
Saymaz: Tamamen ihmal!
Kuş: Tamamen ihmal var. Her apartman 5 katlı. Bu müteahhite 10 kat izni veriliyor. Aynı müteahhit, 10 katlının yanına şimdi yeni bir, bu belediye başkanı zamanında 1,5 yıl önce temel atıyor. İlk iki katı bitiriyor. Yine bir 10 katlı yapıyor.
Saymaz: Hep aynı mıntıkada mı?
Kuş: Yan yana. 8 katlı, 10 katlı, bir 10 katlı daha.
Saymaz: Olay anında kardeşinizle neler konuştunuz?
Kuş: Kardeşim saat 1'de bana mesaj atıyor, “Abi hakkını helal et” diye. O sırada İstanbul’da yaz okulundayım. Hiç bir şeyden haberim yok. Kardeşime döndüm, “Sena, sen ne diyorsun?” dedim. Biz 5. katta oturuyoruz. Attığı fotoğraflar sanki iki kat üstten gibi. Sel suları baya yükselmiş. Bir müddet konuşmaya çalıştım ama telefonlar çalışmıyordu. Whatsapp’tan konuşmaya çalıştım, baktım internet çekmiyor, mesaja geçtim. Sonra annemi bir kere düşürdüm. Annem telefon açtı “Oğlum seni çok seviyorum” dedi. “Bildiğin gibi değil, sular apartmanın temeline indi, temeli oynatıyor” dedi. Beş dakika sonra kardeşim, “Bina çöküyor” diye mesaj attı. Bir daha da ulaşamadım.
Saymaz: İlk mesaj saat 13’.31’de. Son mesaj 17.38’de. Dört buçuk saat sürüyor.
Kuş: Çok büyük bir ihmalkarlık var. İnsanları ölüme terk ettiler. Böyle bir şey yok, aramadığım kurum kalmadı ya. Twitter'dan Kastamonu Belediye Başkanı Galip Vidinlioğlu, “Bozkurt'ta afet oldu” diye paylaşım yapmış, sonra esnaf ziyareti yapmış. Ben çıldırdım. Böyle bir şey yapıp nasıl esnaf nasıl paylaşıyorsunuz siz? Niye Bozkurt için yola çıkmıyorsunuz?
Kastamonu Valiliği'ne ulaştım. Valilik bana dedi ki, “Şu numarayı arayın, yardım getirirler.” AFAD'ı bağlattım, cevap vermiyor. “İtfaiyeye bağla” dedim. İtfaiye cevap vermiyor “Ambulansa bağla” dedim.
Hiçbirinden dönüş olmadı. Hep bir yalan bilgi döndü.
Saymaz: Kimse yardım etmedi.
Kuş: Yok etmedi işte. İnsanlar ölüme gitti. O bina 17.38'de yıkılıyor. Biz İstanbul'dan yola çıktık, sabah 02.00'de buradaydık. Süleyman Soylu beye diyoruz ki “karşı, karşısı işte.” Geçememişler karşıya, böyle bir şey olabilir mi? Diyor ki, “O binaya hiçbir şey yapamadık” diyor. Biz oradaki KYK'ları gezdik, ettik. 4'te biz buraya vardık AFAD'la beraber. Hiçbir kimse gelmemişti, sabah 4'e kadar. Bu insanlar 10 saat enkazın altında kalmışlar. 11 saat hatta.
Saymaz: Sizin evinizde kaç kişi vefat ediyor?
Kuş: Bizim evimizde 13 kişi vardı ve 13 kişiden sağ kurtulan yok. Daha bulunamayan var.
Saymaz: Kız kardeşiniz var, anneniz var. Başka kim var?
Kuş: Kız kardeşim, annem, kuzenimin ikizleri Kerem Ali ve Ayşe Miray Özdoğan. Onlar yedi yaşında. Onlar ölü bulundu. Sonra Ecrin ve İclal Yücel var. Onlar da ikiz. 12 yaşında. Bina yöneticisi Musa Genç ve eşi Emine var. Onların bir buçuk yaşındaki oğlu Asaf, dokuz yaşındaki oğlu Eymen var.
Saymaz: Dört saat boyunca nasıl kurtarılamazlar?
Kuş: İhmalkarlık var. İnsanlar belki de orada korkudan öldüler.
Saymaz: Annenizi buldunuz, kardeşinizi mi bulamadınız?
Kuş: Annemizi DNA üzerinden bulduk. “Tanınacak halde değildi” diyor babam. Babam tanıyamadı yani öyle söyleyeyim.
Kadere karşı gelemeyiz. Amenna. Ama bizim içimizi yakan bu insanlara yardım gelmemesi. Yani bu insanlar burada yardım beklediler ve bir Allah'ın kulu yardıma gelmedi.
Kuzenim, Bozkurt itfaiyesini arıyor. Diyor ki, “Yardıma gelin, şuraya merdiven atın, bu insanları kurtaralım” Adamlar diyor ki, “Yapacak hiçbir şey yok abla, suların çekilmesini bekleyeceğiz” Yani, insanlarla dalga geçiyorlar.
Bozkurt Belediye Başkanı var, Muharrem Keskin, biz altı gündür buradayız, bir kere gelmedi. Bugün (dün) morgda AKP Milletvekili geldi diyor ki “Olayın şokunu yaşıyor, evde onu atlatmaya çalışıyor” “Siz ne anlatıyorsunuz ya” dedim. “Bizim burada kaybımız var, siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz” dedim.