BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,38
ALTIN 2.946,00
HABER /  GÜNCEL

Kasımpaşa'dan Gezi'ye nankör çıkışı

Gezi Parkı protestoları 18. gününe girdi. Peki AK Parti'ye oy verenler ile Erdoğan'ın doğduğu Kasımpaşalılar ne diyor?

Abone ol

BBC Türkçe Servisi Kasımpaşa'ya giderek halkın Gezi Parkı'yla ilgili görüşlerini aldı. İşte o haber:

İstanbul'un cazibesi farklılıklar içinde kurabildiği harmoniden geliyor bir bakıma…

ASLA YANLIZ YÜRÜMEYECEKSİN

Taksim Gezi Parkı'nda toplanan binlerce kişi AKP hükümetine ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı sloganlar atarken, yürüyerek 15-20 dakikada varabileceğiniz Kasımpaşa'nın girişinde sizi üzerinde "Kasımpaşa'da doğdun, dünya lideri oldun, asla yalnız yürümeyeceksin Büyük Usta" yazılı pankart karşılıyor.

AKP'nin parti bayraklarıyla donattığı bu pankarta bir de Erdoğan'ın gülen resmi yerleştirilmiş. Kentteki genel hava ve birebir söyleşilerden Erdoğan'a buradaki desteğin yerli yerinde olduğu izlenimi edinmek mümkün. Ama muhalif ses de yok değil.

Başbakanın doğup büyüdüğü, her bir sokağında top sektirdiği mahallesinde Gezi Parkı'nın sesi yankılanıyor ama buradan ses çıkmıyor.

Bir züccaciyenin önünde müşteri bekleyen iki Kasımpaşalı, Gezi Parkı'ndan da, Gezi Parkı lafından da bıkmış. Önce tutuk davransalar da daha sonra bir bir başlıyorlar anlatmaya.

Ama fotoğraflarının çekilmesini istemiyorlar.

Başbakan Erdoğan hakkında yorum yapmaktan hemşerileri de çekiniyor. Yüzleri, gözleri görünsün, bilinsin istemiyorlar.

'Yabancı güçlerin oyunu'

Ticaretle uğraşan Hüseyin Özyurt, Başbakan Erdoğan gibi düşünüyor, eylemlerin arkasında 'yabancı güçler' olduğunu öne sürüyor:

"Bıktık ya, 20 gündür aynı laflar ediliyor. Üç tane çapulcu toplanmış meydana, kimdir ki onlar. Türkiye'nin yüzde 80'i eyleme gitse iyi mi olur? Yüzde 1 milyon başkası yönlendiriyor. Almanya, İngiltere, Amerika Türkiye'nin önünü kesmeye çalışıyor. Nankör bunlar, Allah'a da inanmıyorlar zaten."

Gezi Parkı'nı koruma amacıyla başlayan ve hükümet karşıtı gösterilere dönüşen eylemlerin diğer kentlere yayılmasına da şüpheyle yaklaşıyor Hüseyin:

"İzmir'i, Adana'sı ne bilir Gezi Parkını? Kışkırtıyor birileri."

Hüseyin'in yanında oturan 65 yaşındaki Neşet Memati de aynı fikirde. "Yabancı güçler nemalanıyor bu durumdan. Beyoğlu medyatik popüler bir yer. Daha çok ses çıksın, daha çok duyulsun diye orada yapıyorlar. [Adnan] Menderes'e, [Turgut] Özal'a yaptıklarının aynısını Erdoğan'a yapmak istiyorlar."

Neşet Memati de "Nankörler," diyor Gezi Parkı'nda taleplerini dile getirenlere, "Bu adam Türkiye'nin borcunu ödedi, yol yaptı, köprü yaptı. Daha ne istiyorsunuz" diye çıkışıyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan'a hemşerilerinin desteği büyük. Ama muhalif sesler de yükseliyor.

'AKP istihdam sağlamadı'

Birçok ünlü ismi yetiştiren büyüten Kasımpaşa'nın Kızılay Meydanı'nda sinema sanatçısı Eşref Vural'ın adını taşıyan kahvehanede böyle bir sohbet dönüyor. Ama yine fotoğraf çektirmeyi kabul etmiyorlar. Birçoğu Giresunlu...

Tayyip Erdoğan'ın katıldığı ilk seçimlerde ona oy vermişler. Son üç seçimde ise desteklerini çekmişler.

Kendi ifadeleriyle bunun sebebi, "Başbakan'ın çok kinci, hırslı ve otoriter söylemlerde bulunması ve istihdam eksikliği."

Kasımpaşa'nın, İstanbul gibi kendi içinde bir harmonisi var.

Kahvenin dışındaki masalardan birinde söze başlayan iktisat mezunu Ahmet Tuncu "Mesele üç beş ağaç değil, işsizlik. Kasımpaşa'da herkes işsiz, herkes yoksul" diyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yeni AVM'lerle beraber istihdam sağlanacağı sözleri de Ahmet'e inandırıcı gelmiyor:

"İş sahası yaratmalı, fabrikalar açmalı. Başbakan sabit inşaatlarla sabit yatırım yatırıyor. AVM'ler kime yarıyor ki? Açacak AVM'yi dışarıdan getirdiği yabancı lüks malları garibanlara mı satacak?"

'Futbolcu Tayyip'in gençliği

Hüseyin 52 yaşında, Başbakan Tayyip Erdoğan da 59. Kasımpaşa da haliyle küçük bir semt. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde birçok kez karşı karşıya gelmişler, özellikle de yeşil sahalarda...

"Bakma sen… Ben tanırım Tayyip'i… Aynı mahallede maçlarda karşı karşıya geldik biz. İdeolojilerimiz farklıydı ama Allah'ı var çok iyi santrafordu. Uzun boylu, iri, çok iyi futbol oynardı. Ama eskiden halktan yoksuldan yanaydı. Şimdi ise zenginlerden yana. Onu bu hale müteahhitler getirdi."

Konu Tayyip Erdoğan'ın gençliğine gelince herkesin söyleyecek bir sözü var.

Soyadını vermek istemeyen polis emeklisi Orhan katılıyor sohbete.

"Ohoo çocukluğumuzda ona çok sert müdahale etmişliğim vardır top oynarken" diyor Orhan.

"O, Erokspor'da oynardı ben de rakip Yeniçeşme takımında oynardım. Ama gerçekten çok iyi topçuydu. Kafaya taktı mı, kimse kafasından top alamazdı."

Masanın diğer ucundaki emekli memur Rıza giriliyor lafa. Gezi Parkı eylemlerine atıfta bulunarak "Baksana olanlara, şimdi de kimse topu alamıyor ondan" diyor.

Emekli polis Orhan, 1979-1999 yılları arasında çalışmış.

Gezi Parkı eylemcilerinin öfkesini kabartan polis müdahalesi hakkında ne düşündüğünü soruyorum.

"Bizim zamanımızda böyle değildi ki. Ne gaz bombası vardı ne biber... 'Fruko'lar vardı bizde..." diyor Orhan ve 'Fruko'ları anlatmaya devam ediyor:

"Başında beyaz kask olan toplum polislerine 'Fruko' denirdi bizim dönemde. Bir tek copları vardı. O copları da öyle önüne gelene sallamazlardı. Gerçekten kim suçluysa copla döverlerdi ama şimdi bakıyorum önlerine gelene saldırıyorlar. Kadın çoluk çocuk dinlemiyorlar."

'Artık Beyoğlu'na gidemez olduk'

Kızılay Meydanı rengarenk. Ara sokakların birindeki 'Muhabbet Cafe'nin dışında 6-8 kişilik bir kadın grubu kahkalar atıyor… Ellerinde bir duvak bir baştan diğer başa geçiyor… Ama ortada gelin yok… İki kahkaha arasında meğer Gezi Parkı'nı konuşuyorlarmış ben geçerken.

Bu sefer de bana anlatmaya başlıyorlar.

Saliha Boğalar, "Vallaha bıktık. Bu yakıp yıkmalar bitsin. Artık Beyoğlu'na çıkamaz olduk" diyor.

Eylemcilerin Gezi Parkı'na kamp kurmasına da tepkili: "Herkese zarar veriyorlar. Artık yeter. Üstelik aralarına kimler karışıyor belli değil."

Adını vermek istemeyen bir otel çalışanı lafa giriyor: "Ortalık yakılıp yıkılınca Tayyip (Erdoğan) haksızken haklı duruma düşüyor. O eylemciler orada toplanınca kalabalığın arasına girenler olay çıkarıyor."

Eylemlerin artmasıyla Taksim çevresindeki otellere müşterilerin artık rağbet etmediğini söyleyen otel çalışanı işsiz kalmaktan da şikayetçi...

"Valla İstanbul'u koruyacağız derken İstanbul'u bitirdiler."

'Polis çekilse uysallaşacaklar'

Hanımlar ellerindeki duvakları sallaya sallaya hep bir ağızdan konuşuyor. Birbirleriyle atışmalarını takip etmeye çalışırken polise geldi yine konu.

"Polis çekilse uysallaşacaklar. Ne diye orada tutuyorlar ki, ne gerek var? Polis haksız yere gaz bombası sıkıyor. Ne diye bomba sıkıyorsun kardeşim! Ben bile sadece yemek yemeğe girdiğim restoranda rehin kaldım" diyor Gülseren. Çözümü de kendine göre tek cümleyle özetliyor: "Olmaz bu böyle. Hükümet vatandaşlarıyla uzlaşsın."

O UZUN BURUNLU VAR YA (KILIÇDAROĞLU)

Kadınlarla çevrili masanın en yaşlısı sözü alıyor bu sefer…

"O 'uzun burunlu' var ya. Anarşik. Ondan çıkıyor bunların hepsi" diyor.

Bir diğeri de arkadaşının ne kastettiğini açıklığa kavuşturuyor: "Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bahsediyor..."

Ama bu savı masanın geri kalanı tarafından kahkalarla geçiştirilince bir daha Kılıçdaroğlu'nun lafı da geçmiyor.

Konuştuğumuz kadınların bir çoğu hemşerileri Başbakan Tayyip Erdoğan'a oy vermiş ilk aday olduğu seçimlerde…

Ama bazıları işsizlik, ekonomik sıkıntılar ve yasaklar nedeniyle yavaş yavaş fikirlerini değiştirdiklerini söylüyorlar.

En çok da hemşerilerinin kendi ifadeleriyle, kendilerinden uzaklaşmasına üzülüyorlar…

Saliha bir cümlesiyle bitiriyor kalabalık kadın grubunun bu konudaki sohbetini:

"Durum şu. Başbakan yabancılara kapısını açtıkça bize yabancılaştı."

ERDOĞAN'I DESTEKLEYEN 4 KİŞİ NE DEDİ? CEVABI SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

Türkiye'de onbinlerce kişi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin gittikçe otoriterleştiği düşüncesiyle protesto gösterileri düzenliyor. Ancak hükümet, seçim büyük oy farkıyla kazandı ve hala ülke çapında yüksek destek aldı. BBC Türkçe Servisi AK Parti'ye oy verenlerin açıklamalarına yer verdi.

İşte Erdoğan'ı destekleyen dört kişinin görüşleri .

Caner Özdemir, 30, Yazılımcı, İstanbul

İstanbul'da yaşıyorum ve protestoları desteklemiyorum. Ben evinde sabırla bekleyen yüzde 50'nin bir üyesiyim.

Amerika'da doğdum ve Türkiye'ye üç yıl önce döndüm. Erdoğan olmasa bu ülkeye hiçbir zaman dönmezdim.

Türkiye ekonomisi, son on yılda ciddi bir yükseliş kaydetti. 1990'larda ziyarete geldiğimde hiper-enflasyon nedeniyle fiyatlar şaka gibiydi. Bir hamburger milyonlarca Türk lirası tutuyordu.

Ülkenin başına bir dizi zayıf hükümetler geçti ve bu hükümetler, özellikle de İslamcı olduklarına dair işaretler sergilediği durumlarda askeri darbelerle devrildi.

Bu döngüyü kıran ilk başbakan Erdoğan ve hükümet de AK Parti.

Protestocular, hükümetin ne yaptığından ziyade ne yapabileceğinden endişe ediyorlar.

Erdoğan'ın insanların hayatlarına fazlasıyla müdahale ettiklerini söylüyorlar ama bunun net örneklerini veremiyorlar.

BÖYLE LİDER YÜZ YILDA BİR GELİR

Asıl istedikleri başbakanın istifa etmesi, fakat yerine kimi istedikleri de belli değil. Onun partisinden bir başkasını istemiyorlar, muhalefet partilerinden birinin de başbakan olmasını istemiyorlar.

Neden protestocular yeni bir parti kurup, iktidar partisine karşı mücadele etmiyor?

Erdoğan'ı desteklemeye devam edeceğim ve onun cumhurbaşkanı adayı olmasını da istiyorum. Böyle bir lider bir ülkeye yüz yılda bir gelir.

Zeynep Göktaş, 27, Akademisyen, Ankara


Protestocular demokrasinin ilerlemesine değil gerilemesine yol açıyorlar. Kendilerinden farklı düşünen herkesi kınıyor ve Erdoğan'dan yana herkesi cahil ve bağnaz olarak niteliyorlar.

Protestolar sırasında sokaklara zarar verdiler, polise hakaret ettiler ve onları göz yaşartıcı gaz kullanmaya zorladılar.

Sonuçta da, protestoların parçası olmayan insanlar da göz yaşartıcı gaz etkisi altında kalıyor.

Başörtüsü taktığım için protestocular bana yöneldiler, AK Parti'ye oy verdiğimi düşünüp taciz ettiler.

Geçen hafta bir akşam yine başörtülü iki kız kardeşimle birlikte arabamla gidiyordum. Yolda protestocularla karşılaştık, yolu kapatmışlardı.

Aracımıza yöneldiler ve 30 kişi otomobili sallamaya başladı.

Erdoğan'a karşı protesto haksızlık ama şu anda bunun pek bir önemi yok. Ülkenin yüzde 50'den fazlası son seçimde ona oy verdi.

Erdoğan birçok insan için gelecek seçimde de en iyi aday olacak. Bu protestoların da insanları onu desteklemeye iteceğini düşünüyorum.

Mustafa Kanban, 28, Mali Danışman, İstanbul

Protestoları başta destekledim çünkü yeşil alanı seviyordum ve yerine bir alışveriş merkezi yapılmasını istemiyordum.

Barışçıl bir gösteriydi ve insanlar kitap okuyorlardı. Sonra polis onlara aşırı güç kullanarak müdahale etti.

Bunun ardından ben de dahil birçok insan protestolara katıldı.

Ama daha sonra bir taviz aldık, parktaki inşaat durduruldu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kalabalığın temsilcileriyle görüştü ve ne istediklerini sordu. Masum insanlara sert polis müdahalesinden dolayı özür diledi.

O noktada, protestolara son vermemiz gerektiğini düşündüm ve eve gittim. Protestolar ise hala devam ediyor.

Alkole getirilen sınırlamalar gibi adımları destekliyorum.

Bu hükümete oy verdim ve birçok alanda çok iyi olduklarını düşünüyorum. Bu hükümet ordunun hâkimiyetini sona erdirdi.

Protestolar kargaşaya yol açtı. Ben İstanbul'un Anadolu yakasında oturuyorum ve iki hafta boyunca merkeze gidemedim.

Ayşe, İstanbul


Eğer protestocuların istediği tek şey Erdoğan'ın istifası ise, onun karşısına gelecek seçimde çıkmalılar.

Bence protestocuların öfkesi Erdoğan'ın otoriterleşmesinden ziyade, arkasında birleşecekleri güçlü bir muhalefet liderinin olmamasından kaynaklanıyor.

Muhalefet partilerinin ikisi, solcu değil milliyetçi.

Erdoğan'a iki kez oy verdim ve Türkiye'deki mevcut ekonomik durumdan oldukça memnunum.

Ben bir etnik azınlık topluluğuna mensubum ve Türkiye'de hiçbir zaman bu kadar özgür hissetmemiştim.

Geyler için de durum aynı. Onur yürüyüşleri şu anda Türkiye'de serbest, 10 yıl önce bunu hayal etmek mümkün değildi.

İspanya'da nüfusun yüzde 50'sinin işsiz olduğunu biliyorum. Yunanistan'da hatta İngiltere'de durumun ne olduğunu biliyorum. Bence, ekonomik olarak Avrupa Birliği ülkelerinden daha iyi durumdayız.

Erdoğan, PKK ile bir ateşkes anlaşmasını gündeme getirme cesareti olan tek kişi oldu.

Bir sonraki seçimde yine AKP'ye oy vereceğim.