CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda, "fişleme ve tasfiye sürecinin" ağırlıklı olarak sürdürüldüğünü savundu.
Abone olSilahlı Kuvvetleri'nde ayırma işlemlerinin hangi mevzuata göre yapıldığını soran Kart, suçlanan kişilerin tebligat yoluyla savunmaları için süre verilmesi ve diğer usuli işlemlere uyulması gerektiğini belirtti. Kart, bu işlemlerin de sıralı sicil amirleri tarafından yerine getirilmesi gerektiğini kaydederek, buna rağmen disiplin soruşturmalarının neden istihbarat birimlerince yapıldığı sorusunu yöneltti. Kart, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görev yapan istihbarat biriminin, Kamu Düzeni Güvenliği Müsteşarlığı ya da MİT bünyesinde yasal olmayan belgeleri esas alarak, soruşturmaları yaptıklarının anlaşıldığını öne sürdü.
Kart, Hava Kuvvetleri'nden 2010'dan bu yana emeklilik ya da istifa yoluyla yaklaşık 4 bin kişinin ayrıldığını, bunların içinde pilotların yer almadığını belirtti.
Bir soru üzerine Kart, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in hüküm giyen milletvekillerinin cezasının dönem sonuna bırakılmasına ilişkin yasa önerisini de değerlendirdi.
Kart, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda AK Parti, CHP ve BDP'nin katılımıyla yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı konusunda hazırladıkları taslağın bir bölümünün kanun teklifi haline getirildiğini söyledi. Kart, komisyon olarak geçici 2 fıkra düzenlemesi yaptıklarını anımsatarak, yargılaması, soruşturması devam eden dosyalar yönünde soruşturma ve yargılamanın durdurulacağı, infaz aşamasına gelenler yönünden ise dönem sonuna erteleneceğini öngördüklerini anlattı.
Çiçek'in, dönem başında, sorumluluk ve inisiyatif alamamanın bir anlamda ıstırabını yaşadığını savunan Kart, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meclis Başkanı, dönem başında bugün gösterdiği tavrı gösterseydi inanıyorum ki burada bugüne kadar çoktan sonuç alınırdı. Meclis Başkanı, öncelikle bu noktada bana göre sorumludur. En başında Meclis Başkanı, o milletvekillerini ayırım yapmadan tamamını cezaevinde ziyaret etme, geçmiş olsun deme sorumluluğunu gösteremedi. Çünkü o zaman Başbakan, cezaevindeki arkadaşlarımızı hedef göstermişti. Türkiye'de her şey maalesef Başbakan'ın izin, icazet verdiği kadar yapılabiliyor. Meclis Başkanı, bu nedenle o dönem harekete geçemedi nihayet şimdi geçiyor. 3 muhalefet partisi açık, bu düzenlemelerin uygulamaya geçmesi için AKP'nin evet demesi lazım. Sorun buradan kaynaklanıyor. Meclis Başkanı, bu temel gerçeği bir türlü dile getiremiyor. Hükümet ve Başbakan, zamanın geldiğine inanıyor, Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde kendince böyle bir girişimi başlatma yolunda bir işaret verildiği görülüyor."
Kart, bu konuyla ilgili anayasal düzenleme yapılması gerektiğini ifade ederek, Anayasa'nın 82/2 ve 14. maddeleri dururken yasal düzenlemeyle bu sorunun çözülemeyeceğini kaydetti.