Kartopu oynarken kalbinden bıçaklanmak!
Özgecan cinayetinden duydukları acıyı ifade edip, bundan sonra alınabilecek önlemleri ekranlarda anlatanlar mecliste çekiçle birbirlerini yaralayıp hastanelik ediyorlar.
Özgecan cinayeti sonrası,kadına şiddeti ve yapılan insanlık dışı vahşeti farklı perspektiflerden anlamaya çalışırken ve protestolar halihazırda sürerken, dolayısıyla ülkemizde kadına şiddet hiç olmadığı kadar konuşulurken ve milletçe hayattan soğumuşken, İç güvenlik yasasının görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti ve CHP Milletvekilleri arasında yaşanan kavgada 4 Milletvekili yaralanıyor. CHP’li Musa Çam hastaneye kaldırılıyor, yaralıların olduğu ve vekillerin birbirine çekiçle saldırdığı iddia ediliyor. Meclisteki kavganın iç yüzünü öğreneyim derken, Gazeteci Nuh Köklü’nün öldürüldüğü haberi önüme düşüyor. Öldürülme nedeni, Kadıköy’de kartopu oynarken attığı kartopunun bir esnafın vitrinine gelmesi ve çıkan arbedede bıçak darbelerine maruz kalması ve yaşamını yitirmesi…
Etraftaki vatandaşlar da bıçaklayan adamın dükkanının camlarını indirip, linç ediyorlar, adam hastanelik oluyor.
Buyurun size Türkiye gündemi…Buyurun size Türkiye’nin özeti…
Türkiye’de elinde bıçakla dolaşan tonlarca tam bağımsız ruh hastaları vardır ve dolmuşa binmek çok tehlikelidir.
Dolmuşa binmek tehlikeli olduğu gibi, kartopu oynamakta tehlike arz etmektedir.
Şu lapa lapa kar yağarken elimize alıp top haline getirdiğimiz, çocukluk günlerimizin masumane oyunu varya, işte o oyunu oynarken, attığınız kartopu kazara birinin penceresine gelirse ve şansınıza bir ruh hastasına denk gelmişseniz, kalbinizden bıçaklanabilir ve tam orada içinizdeki çocukla beraber can verebilirsiniz.
Ve geriye ne kalır…
Sütünü içirdim, harçlığını verdim, okula yolladım diyen, kızı hunharca öldürülmüş bir anne kalır…
Ve kartopu oynadığı için kalbinden bıçaklanmış bir gazeteci kalır.
Ve, 'Yeter artık kızımın üzerinden idam tartışmaları yapmayın' diyen yüreği yanık bir baba kalır.
Günlerdir Özgecan’la yatıp,Özgecan’la kalkıyoruz. Protestolar, yazılanlar, çizilenler, 'Erkekliğimizden utanıyoruz' diyen erkekler, geçmişte başına gelen taciz ve tecavüz olaylarını deşifre eden ünlü ve ünsüzler inanıyorum ki çok samimiler. İnanıyorum ki çok üzgünler ve yürekleri paramparça.
Ama üzülerek söylüyorum, Özgecan mevzusu maalesef bir milad değil sayın okuyucu.
Özgecan’dan sonra bir çok şey değişecek umudu taşıyanlara cevabım, hayır hiç bir şey değişmeyecek,çünkü, bu ülkede hayat zaten ucuzdu, mevcut iktidarda daha da ucuzladı, şiddet ve tecavüz olağan hale geldi.
Özgecan cinayetinden duydukları acıyı ifade edip, bundan sonra alınabilecek önlemleri ekranlarda anlatanlar mecliste çekiçle birbirlerini yaralayıp hastanelik ediyorlar.
Bu ülkede;
Dolmuşa binmeyeceksin…
Kızlı/erkekli dolaşmayacaksın…
Ekmek almayacaksın…
Kartopu oynamayacaksın…
Hamile sokağa çıkmayacaksın…
Ve asla muhalif olmayacaksın…
Aksi halde her an bıçaklanabilirsin, hunharca öldürülebilirsin.