Kars çöpleriyle gündemde. Vali, şikayetçi, siyasetçiler şikayetçi, halk şikayetçi. Başkan Bozkuş ise halktan şikayetçi.
Abone olTüm bu tartışmaları günlerdir uzaktan izleyen MHP Kars Belediye Başkan adayı Settar Kaya, yaşadığı kentin neden bu hale geldiğini detaylarıyla köşesine taşıdı.
İşte Kaya'nın tüm olup bitenlere ışık tutan yazısı:
"Kars Valisi Sayın Ahmet KARA basının da bulunduğu bir ortamda, Belediye hizmetlerini “şehir çöpten çukurdan geçilmiyor”diyerek eleştirmek zorunda kaldı. Zorunda kaldı diyorum, çünkü bu alışılmamış, sıra dışı bir durumdu. Valiler kurum ve kuruluşları belli toplantılarda sözlü veya yazılı olarak uyarırlar, fakat devletin kurumlarını basının önünde eleştirmekten kaçınırlar.
Bu nedenle Sayın Valinin bu tutumunu sabrın taşması, sorunların örtbas edilecek sınırı aşması nedeniyle bir “patlama” olarak değerlendirebiliriz.
Aslında Vali beyin söyledikleri bilinmeyen, yeni bir şey değil, malumun ilanıdır. Biz Karslılar, ilimizin bu durumunu kaderimiz olarak zaten kabullenmişiz. “Yapacak bir şey yok, kimi kime şikâyet edeceksin” diye düşünürken, “devletin temsilcisi”nin şikâyetçi olması kamuoyunda yankı buldu.
Bu noktada biz bize konuşalım. Kars’ın bu duruma düşmesine kim sebep oldu, suçlu kim?
Geçmiş Belediye başkanları mı? Mevcut Belediye Başkanı mı? Geçmiş Milletvekilleri mi? Mevcut Milletvekilleri mi?
Sizleri bilmem ama benim cevabım, hiçbirisi. Bir tek suçlu vardır, Kendimiz, yani biz Karslılar.
Kentler kendiliğinden gelişmez. Onları geliştiren yöneticileridir. Yöneticinin gayreti ve vizyonu ile kentin gelişmesi arasında paralel bir ilişki vardır. Kars’ın geri kalması tesadüf olmadığı gibi, Kayseri’nin, Denizli’nin, Çorum’un, Eskişehir’in gelişmeleri de tesadüf değildir.
Bununla birlikte yöneticilerde o makamlara zorla oturmuyorlar. O Kentin halkı tercih ediyor.
İşte asıl meselede buradadır. Halk nasıl yönetilmek istiyorsa, tercihini de ona göre kullanıyor. Tercihini kullanırken neyi referans alıyorsa, karşılığında da onu görüyor.
Yeri geldiğinde, Kars’taki etnik yapıları zenginliğimiz olarak ifade ederiz. Birincisi bu etnik yapıları kim icat etmiş, neye göre belirlemiş orası da meçhuldür. İkincisi, bu nasıl bir zenginliktir ki fakirliğimizin ve perişanlığımızın başlıca sebebi olmuştur.
Yine yeri geldiğinde, Karslıların medeni ve demokrat olduğunu söyleriz. Bu nasıl demokratlıktır ki, demokrasinin en temel aracı olan oyumuzu sadece ve sadece etnik yapı temelinde kullanırız?
Buna itiraz eden var mı? Kars’ta siyaset etnik yapılar üzerinden yürütülmüyor mu? Oyumuzu kullanırken kişinin etnik yapısı dışında ilgilendiğimiz ne var?
Biraz akıllı olan politikacı da Kars’ın sorunlarına kafa yorma yerine, etnik yapı üzerine yoğunlaşıyor. Hal böyle olunca kim ne kadar “zümrecilik ve bölücülük”yaparsa o kadar kabul görüyor ve seçiliyor.
Seçimlerden birkaç gün sonra da acı gerçekle karşılaşıyoruz. Kars’ın yığınla sorunları, çamurlu, çukurlu yolları çözüm bekliyor. Vali beyin gezip gördüğü, bizlerin de en azından televizyonlarda izlediğimiz Kentlerde olan hizmetler Kars’ta da olsun istiyoruz. Eskişehir’i, Çorum’u, Denizli’yi görenler veya izleyenlerde ağızlarının suyu akarak anlatıyorlar fabrikaları, sanayileri, yolları, parkları. Sonrada Hakaretler, küfürler ediyorlar kendilerini bu hizmetlerden mahrum ettikleri için seçtikleri yöneticilere. Fakat nafile.. atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.
Ancak şunu kabullenmek istemiyoruz, daha birkaç ay önce “hiçbirşey de gözüm yok, yeter ki benim adamım seçilsin”isteyen sen değil miydin? İşte senin adamın! Sen istedin işsizlik, yoksulluk, çamur, çukur devam etsin diye. Seçilenin ne suçu var. Maaşını alıyor, keyfine bakıyor. Seçilmeden önce bir kez olsun şehrin sorunlarını nasıl çözeceğini sormuş muydun?” nasıl bir ekiple çalışacak diye araştırmış mıydın?” Hayır. Ne küfrediyorsun o zaman.
Sus ve tozlu, çukurlu, tezekli yollarda dolaşarak beş yılın dolmasını bekle. Beş yıl sonra yine aynı düşüncelerle oy kullan, yine beş yıl bekle.
Belediye Başkan adaylığım döneminde üzerinde aylarca çalışarak, projelerimizi, yönetim anlayışımızı, çözüm önerilerimizi anlatan kitapçık, broşür vb.dökümanlar hazırlayarak halka dağıttık. Kaç kişi okudu ve ilgilendi?
Halen sokakta karşılaştığımız hemşehrilerim “sizin projeleriniz ve meclis listeniz çok güzeldi”diyorlar.İyi tamam da,biz o kadroyu futbol maçı yapmak için hazırlamamıştık,sizin sorunlarınızı çözsünler diye hazırlamıştık.Onların her biri ayrı bir uzmanlık alanına sahip, Kars’a hizmet etmek amacıyla bir araya gelmiş güzel insanlardı.Fakat sen kıymetli hemşerim,uzmanlık alanını değil,etnik yapısını araştırmıyor muydun?
Rahmetli Avukat Kurtuluş BOY’un seninle terekemecilik sohbeti yapmasını mı bekliyordun? Gönül adamı Ferit YENİCE’nin seninle yerlicilik, Azericilik konuşmasını mı umuyordun? Türkiye’nin en genç Meclis üyesi Mimar Erdinç ERDAĞI’dan modası geçmiş siyaset yapmasını mı istiyordun. Kürt kökenli kardeşlerimize “ne olur şu MHP yi bir tanıyın “diye yalvaran Abdurrahman KONU’nun birlik ve beraberliğe hizmetten başka ne beklentisi olabilirdi?
Sözümün başında söylediğim gibi suçu seçilenlerde değil, biz kendimizde aramalıyız. Çamuru, çukuru, yoksulluğu, işsizliği yöneticiler yapmıyor, biz istiyoruz. Onlar bize açık açık söylüyorlar “bizim elimizden zümrecilikten başka bir şey gelmez” diye. Biz ise “olsun olsun o bize yeter” diyoruz.
Kars’a atanan Vali’de, Emniyet Müdürü de, Defterdar da, Asker de, Öğretmen de, Doktor da şaşırıp kalıyorlar bu nasıl memleket, bu insanlar hangi çağda yaşıyor, neyi konuşuyor, neyi tartışıyorlar diye. Devletin valisi yöneticilere değil, çağdışı yaklaşımlarla oy verip Kars’ı bu duruma düşüren bizlere fırça atıyor “Kars’a yakışmıyor, ayıptır “ diye. Biz anlamak istemiyoruz."