Karışmayın, o iş bende!
AK Parti liderlerine seçim sonrası yaptıkları balkon konuşmalarını yasaklamak lazım! Kemal Kılıçdaroğlu o konuşmaları yanlış anlıyor!
Kemal Kılıçdaroğlu 1 Kasım seçim sonuçlarını değerlendirdiği
dünkü konuşmasında "CHP sadece CHP’ye oy veren
vatandaşların değil, yüzde 51’lik toplum kesiminin tamamının
sorumluluğunu üstlenmiştir. Karışmayın, o iş bende"
demiş!
"Ayrılsakta beraberiz" şarkısında olduğu gibi
"Yenilsem de yendim" diyor, başka bir şey
demiyor.
Belli ki Ahmet Davutoğlu'nun 1 Kasım gecesi balkonda söylediği,
"Bu seçimin kaybedeni yoktur. Herkes kazandı"
sözlerini yanlış anlamış!
Üstelik tam bir matematik dehası!
Yüzde 25 oy alıyor ama, yüzde 51'in temsilcisi oluyor! 7 Haziran'da
yüzde 60 olan blokun oy oranı yüzde 50.5'e düşüyor ama onun
sorumluluğu artıyor! AK Parti yüzde 49.5 alınca geriye, 50.5
kalıyor. Ama nasıl oluyorsa oluyor, Kılıçdaroğlu yüzde 51'in
temsilcisi oluveriyor!
Ne yaparsanız yapın yine galip, yine galip!
İnşallah yakında kendi kendine hükümeti kurma görevi verip
"Ben blok başbakanıyım" diye ortalıkta
dolaşmaz!
Hadi HDP'nin temsiliyeti için bir şey demeyeceğim. Bazı seçimlerde
"Beraber iyi salladıkları için" kardeş parti
sayılırlar.
İyi de...
Kendisini MHP'nin temsilcisi olarak görmesine ne diyeceğiz? Kaldı
ki Bahçeli farik ve mümeyyiz (aklı başında, iyiyle kötüyü
ayırabilen, temsil ve temyiz gücüne sahip) biridir. Kendini
onun yerine vasi olarak atadılar da bizim mi haberimiz yok?
Bahçeli yakında bu adamın bacağına sıkar, demedi demeyin!
Konuşmasını dinlediğinde sanırsın, temsilcisi olduğunu iddia ettiği
yüzde 51'lik kesimin tamamı kendisiyle aynı fikirde. CHP'ye oy
verenlerin büyük bölümü bile, "Bu adama oy verilmez ama
lanet olsun ki AK Parti karşıtıyım" diyerek oy veriyor,
farkında değil...
İlahi Kemal bey!
Yüzde 51'lik kesim temsiliyete seni layık görse, zaten sana oy
verirdi. Sen AK Parti'ye oy vermeyen yüzde 51'lik kesimin
sorumluluğunu üstleniyorsan, AK Parti de sana oy vermeyen yüzde
75'in sorumluluğunu üstleniyor.
Buna ne diyeceğiz peki?
Lafa gelince "AK Parti kendisine oy vermeyenleri
ötekileştiriyor" demek kolay.
Peki sizin bu yaptığınız ne?
Size oy vermeyen kesimlerin hakkını, hukukunu ve sorumluluğunu
almayacağınızı ilan ederek ayrımcılığın alasını yapmış olmuyor
musunuz?
Neden yüzde 100'ü kucaklamıyorsunuz? Neden muhalefete oy verenleri
bir görüp, iktidarı destekleyenleri ayrıştırıyorsunuz.
Yüzde 49.5'lik kesim DHKP-C'li militanları, gezici şehir
iblislerini ve PKK'nın kravatlı temsilcilerini savunsa onları
temsil etmekle kalmaz, tertemiz alınlarına öpücükler kondururdun
değil mi?
Allah'a şükürler olsun ki bu nasipsiz hainleri gururla temsil eden
sizin gibi biri, benim temsiliyetimi ve sorumluluğumu
üstlenmemiş.
Vallahi kahrımdan ölürdüm!
Demirtaş'ın seçim iptal
isteği...
1 Kasım gecesi "Seçimden de zaferle çıktık" diyen
Selahattin Demirtaş seçimlerin tümden iptali için YSK'ya başvurmuş!
YSK bu başvuruyu yersiz bularak reddetme kararı almış.
"Keşke reddetmeseydi" dedim duyunca...
Seçimlere alıştık nasılsa. Bir pusula, bir mühür. Okulları da bir
gün tatil ettin mi tamamdır. seçimden korkan yok da, Demirtaş'ı
anlamak da mümkün değil.
Niyeti bozmuş anlaşılan. Geçen seçimde boğulmaktan zor kurtulduğu
baraja bu kez takılıp Erdoğan'ın 400 milletvekili hayalini
gerçekleştirmek için çabalayıp duruyor.
Erdoğan'ı zorla başkan yaptırcak bu gidişle!..