Çekirge istilasının ardından şimdi de karınca istilası başladı. Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde görülen karınca istilası sınırımıza kadar geldi. Irak'ta da görünen karınca istilası Türkiye'ye gelir mi araştırması ise başladı. Peki karınca istilası nedir, kıyamet alameti mi?
Abone olÇekirge istilası haberleri ardından, karınca istilası haberleri araştırılmaya başladı. Karınca istilası nedir, nerede oldu? Son dönemde Doğru Afrika ülkeleri, Hindistan, Pakistan ve Irak gibi birçok bölgede görülen çekirge sürülerinin ardından Umman'da karınca istilası başladı. Peki karınca istilası nedir, kıyamet alameti mi?
ÇEKİRGE İSTİLASI ŞU AN NEREDE: Birleşmiş Milletler (BM), Doğu Afrika ülkelerindeki çiftçilerin hayatını aylardır kabusa çeviren çöl çekirgesi sürülerinin yeniden etkisini artırabileceğini duyurdu.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), yayımladığı durum raporunda, Afrika Boynuzu bölgesinde özellikle Kenya, Somali ve Etiyopya’da durumun kritik olduğuna ve yeni çekirge sürülerin oluşmaya başladığına dikkati çekti.
İSTİLACI ÇEKİRGELER TÜRKİYE’YE GELDİ Mİ: Son olarak İran ve Irak’ta da görülen çekirge istilası bölgede önemli sonuçlar doğurmuştu. Bu gün yaşanan son dakika gelişmesinde ise bölgedeki çekirgelerin Hakkari Yüksekova’da da görüldüğü bilgisi paylaşıldı.
İSTİLACI ÇEKİRGELER YÜKSEKOVA’DA GÖRÜLDÜ: Bölgedeki durumun “alarm verici” seviyelerde olduğu belirtilen raporda, çekirgelerin yeniden üremeye başladığı ve bu sürülerin gıda güvenliğine benzeri görülmemiş tehdit oluşturduğu aktarıldı.
Raporda, çekirgelerin etkisini göstereceği ülkeler arasında Kenya, Somali, Etiyopya, Sudan, Eritre, Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, İran ve Pakistan gösterildi. Türkiye istilanın etki alanı içerisinde gösterilmese de Yüksekova’da görülen çekirgeler bölgede endişeye neden oldu.
GÜNDE 150 KİLOMETRE GİDEBİLİYORLAR: Bir kilometrekarede yer alan 40-80 milyon çekirge, sadece bir günde 35 bin kişiye yetecek gıdayı tüketebiliyor. Çekirge sürüleri, her gün 150 kilometre yol kat edebiliyor.
Karınca istilası Kuran'da geçiyor mu?
32. ayet
Ve dediler ki: "Bizi büyülemek için ne işaret getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz."
133. ayet
Biz de açık seçik mûcizeler olmak üzere onların üzerine tûfan, çekirge, haşarat, kurbağalar ve kan gönderdik. Yine de büyüklük tasladılar ve günahkâr bir kavim olmakta direndiler.
Daha önce (130. âyette), kuraklık sıkıntısından söz edilmişti. Anlaşıldığına göre bu bir ilk uyarıydı. Ne var ki Firavun ve çevresi, bundan ders alacakları yerde, inkâr ve inatlarını daha da pekiştirdiler; bu uğurda bütün sıkıntılara katlanmaya hazır olduklarını açıklayarak âdeta Allah’a karşı meydan okudular. Yüce Allah da onları 133. âyette özetle bildirilen felâketlere mâruz bıraktı.
Kur’ân-ı Kerîm’de Firavun ve Mısırlılar’ın inkârları, İsrâiloğulları’na karşı haksız tutumları ve onları serbest bırakmamaktaki ısrarları yüzünden başlarına türlü felâketler geldiği özetle anlatılmış; ibret alınması için bu kadarı yeterli görülmüştür. Tevrat’ta ise, Firavun’u İsrâiloğulları’nı serbest bırakmaya mecbur etmek için, daha çok Hârûn’un değneği vasıtasıyla gerçekleştirilen ve İsrâiloğulları’na isabet etmeyen çeşitli felâket mûcizelerinin gerçekleştirildiği bildirilmiştir.
Mısırlılar’ın hayat damarları olan Nil sularının kana dönüştürülmesi, bütün ülkenin ve evlerin kurbağalarla dolup taşması, önce tatarcık, ardından at sineği (kımıl) istilası, hayvanların kırılması, insanların ve hayvanların vücutlarını çıban kaplaması, dolu felâketiyle dağdaki insanların ve önceki felâketlerden artakalan hayvanların kırılması, büyük bir çekirge sürüsünün yeri göğü kaplaması şeklinde sıralanan mûcizelerden hiçbiri Firavun’u yola getirmeye yetmemiş; o, her felâket vuku bulduğunda, Mûsâ’ya kendilerini bu felâketten kurtarması halinde İsrâiloğulları’nı serbest bırakacağına dair söz vermiş; fakat felâket geçince sözünden dönmüştür. Nihayet “Rab,... Mısır diyarında bütün ilk doğanları vurdu... Ve Mısır’da büyük feryat vardı; çünkü içinde ölü olmayan bir ev yoktu.” Artık bu son felâket üzerine Firavun, erkeklerinin sayısı 600.000’i bulan İsrâiloğulları’nın 400 yıldır kalmakta oldukları Mısır’dan çıkmalarına izin verdi (Çıkış, 5-12).