Karikatürlere gösterilen aşırı tepkileri yanlış bulan Başbakan Erdoğan çözüm yolunu gösterdi.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kendini bilmez bir karikatürist, çıkıp benim Peygamberime saldırıyor. Bunun adı özgürlük değildir" dedi. Türkiye'de meslek liselerine karşı alınan tavra bir anlam veremediğini belirten Erdoğan, "Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bunun örneği yok, sadece geri kalmış ülkelerde meslek liselerine karşı böyle bir tavır var. Şu anda Türkiye'de 16 bin caminin imamı yok. Oraları boş bırakırsanız, o camilere dini terör örgütlerinin temsilcileri gidip imamlık yapar" diye konuştu.
Büyükçekmece Kaya Ramada Otel'de düzenlenen AK Parti Büyükçekmece İlçe Teşkilatı 2. Olağan Kongresi'ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 yıl boyunca yaptıkları icraatlar hakkında partililere bilgi verdi. Başbakan Erdoğan, "3 Kasım 2002'den önce 3 'y' vardı; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele. Bunlar AK Parti'nin siyasi literatüründe, halkına vaadiydi. Biz 'eğitim, sağlık, adalet ve emniyet' dedik. Bunun üzerine ulaşımın, toplu konutun vaadini verdik. Bizim lügatimizin içinde, değişim, dönüşüm gelişme var. Biz bunları hep birlikte yürüteceğiz. Bizim lügatimizde düşmanlık üzerine siyaset yoktur, kin ve nefret üzerine siyaset yoktur. Bizim lügatimizde muhalefetin tanımı bunların muhalefet anlayışı gibi de değildir" şeklinde konuştu.
Kabine arkadaşlarıyla birlikte ekonominin düzelmesi içini 3 yıldır sürekli çalıştıklarını belirten Erdoğan, "2002 yılında Türkiye'de enflasyon yüzde 30 civarındaydı. Gecelik enflasyonun yüzde 8 bine çıktığı zamanlar olmuştu. Şimdi enflasyon yüzde 7.9, bize göre biraz yüksek, hedefimiz bu yıl sonunda yüzde 5'i yakalamak. Geçen yıl hedefi yüzde 8 olarak hedeflemiştik, yüzde 7.9 olarak bitirdik. Göreve geldiğimizde nominal faiz yüzde 69'du, şimdi yüzde 13.5'te. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, devlet tahvilinden stopaj vergisi alma bizim dönemimizde başladı. 'Yüzde 15 stopaj vergisi alacağız' dedik. Bunu uygulamaya koyduğumuz zaman yüzde 13.5'lerde olan faiz oranı yüzde 11'lere düşecek. 'Faizle halkı ezdiriyorlar' lafını kimse AK Parti iktidarı için söyleyemez. Konut kredileri yüzde 1'in altına kadar düştü. Türkiye'de dengeler değişiyor. Bu yolu açarken finans çevrelerinde iflaslar mı oluyor? Hayır, finans çevreleri ciddi anlamda para kazanıyor. Bize bir tane fona devredilen banka söyleyin AK Parti iktidarında. Yok, işte farkımız bu. AK Parti Parti bir farkın partisidir. Şu anda fona devredilen bir banka olmadığı halde, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank ciddi anlamda kar ediyor" açıklamasında bulundu.
Ülkede yabancı yatırımcıların çalışmasına da yer vereceklerini aktaran Erdoğan, "Bu işi, bu ülkede en iyi kim yapıyorsa yapsın. Başarılı çalışacaksa, buyursun yapsın, halkıma en iyi hizmeti kim verecekse buyursun versin" ifadelerini kullandı.
"FAİZ YÜKÜ ALTINDA EZİLMEYEN BİR TÜRKİYE OLACAK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de adil bir ortama doğru gidileceğini belirterek, "Faiz yükü altında ezilmeyen bir Türkiye olacak. Bugün Amerika'da faiz oranları yüzde 4-5 civarında. Türkiye de buralara gelecek. Kredi kartlarıyla ilgili yeni bir kanun hazırladık. Senin maaşın 10, kredi kullanma sınırın sınırsız. Maaşın 10 iken limitin 90-100, böyle saçmalık olur mu? Sonra hem banka ağlıyor, hem vatandaş ağlıyor. Bu işin sorumlusu, bu sistemi böyle yanlış hazırlayanlar, bu limiti sınırsız kullananlar ve bu limiti sınırsız kullandıranlar. Hepsi bunun suçlusudur. AK Parti'ye kimse bunların faturasını kesemez" dedi.
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Göreve geldiğimizde asgari ücret 174 milyondu, şu anda 380 YTL'ye ulaştı. 2002 yılında asgari ücretle 69 kilo tavuk alıyorduk, şu anda 144 kilo tavuk eti alınabiliyor. Asgari ücretle 2002 yılında bin 445 adet yumurta alınıyordu, şimdi 3 bin 459 adet yumurta alınıyor. 126 kilo alınan toz şeker şimdi ise 185 kilo. 29 kilo olarak alınan çay ise şimdi 47 kilo. Artış yüzde 62. Beyaz eşyada ciddi anlamda bir düşüş söz konusu. Buzdolabı, çamaşır makinesi fiyatları bu şekilde devam ediyor. Bu gelişmeler yolsuzlukların önü kesildiği için gerçekleşti. Eğer yolsuzluklar devam etseydi, darphane para bassaydı biz bugünü yakalayamazdık. Şu anda Merkez Bankası tarihinin zirvesini yakaladı. 50 milyar dolar rezervimiz var. Bu güç bizi dünya ülkeleri arasında 17. sıraya çıkardı. Hedef 10. sıraya gelebilmek. Türkiye'de bu iktidar işbaşına geldiği zaman ülkenin milli geliri 180 milyar dolardı, şimdi 350 milyar doları aştık. Yeterli mi? Tabii ki değil. Hedefimiz milli gelirin 10 bin dolara ulaşması. Zaten 10 bin dolara ulaştığımız zaman Türkiye'yi tutana aşkolsun."
Erdoğan, yoksullukla mücadelede önemli mesafeler kat ettiklerini de kaydederek, "Kışın karda, soğukta 1.5 milyon aileye kömür dağıtımını 3 yıldır yapıyoruz. Sobası yoksa sobasını da veriyoruz, vermek zorundayız. Bir diğer adımımız kitap dağıtımı. İlköğretimde kitapları ücretsiz dağıtıyoruz. Önümüzdeki yıl liselerde de kitapları dağıtacağız. 'Haydi Kızlar Okula' kampanyası başlattık. 'Yoksulluğun çaresi var' deyip ilköğretimde erkek öğrencilere 17 YTL, kızlara 22 YTL, lisede erkek öğrencilere 28 YTL, kızlara 39 YTL'yi pozitif ayrımcılık yaparak annelere verdik. Şu anda kaç çocuğun olursa olsun, bu parayı ödeyeceğiz. Derdimiz, yoksulluğun belini ilim alanında kırmak ve bunu yapıyoruz. Kampanyalarıme'fd ezdiriyorlar' lafını kimse AK Parti iktidarı için söyleyeız devam ediyor ve edecek" diye konuştu.
Konuşmasında düşünce özgürlüğüne de değinen Erdoğan, "Biz iktidara gelmeden önce, düşünce özgürlüğünden dolayı cezaevlerinde yatan binlerce insan vardı. 3 yıllık iktidarımız döneminde yasaklara mücadele konusunda bizi suçlayamıyorlar. Bu ülkede düşünce özgürlüğünden yana olanların AK Parti'ye bir insaf borcu vardır. 'Bu dönem içinde düşünce özgürlüğünden, din ve vicdan özgürlüğünden dolayı kaç kişi içeri girdi? Kesinleşen bir hüküm kaç tane var?' söyleyin. Dönemimiz özgürlükler dönemidir. Yeterli mi? Değil, daha iyi olmalıyız. Toplumsal mutabakatın olduğu konuları inşallah kurumsal mutabakatı da sağlamak suretiyle çözeceğiz, ama ülkeyi germeden" şeklinde konuştu.
"YETİŞMİŞ DİN ADAMLARINA İHTİYACIMIZ VAR"
Türkiye meslek liselerine uygulanan ayrımcılıktan bahseden Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Düz liseden meslek lisesine yatay geçiş yapılabiliyor da meslek lisesinden düz liseye yatay geçiş neden yapılamıyor? Bunun mantığı var mı? Ben buna milletim adına üzülüyorum. Bunun önüne çomak sokan anlayışı anlayamıyorum. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde bunun örneği yok. Dünyanın geri kalmış ülkelerinde bunun örneğini bulursunuz. Biz bunları aşmak istiyoruz. Meslek liseleri kapanıyor, çünkü okutacak öğrenci bulamıyor. Yatıp kalkıp imam-hatipleri konuşuyorlar. Tüm bunların içinde imam-hatiplilerin oranı yüzde 3, meslek liseleri yüzde 30. Dünyada yüzde 70-75 meslek lisesi, düz lise oranı yüzde 25. Türkiye'de imam-hatip mezununa ihtiyaç yok mu? Din Kültürü ve Ahlak dersini kim veriyor? Sınıf öğretmeni veriyor. İmam-hatipli, imamlık yapmayacak mı? Şu anda Türkiye'de 16 bin caminin imamı yok. Oraları boş bırakırsanız, o camilere dini terör örgütlerinin temsilcileri gidip imamlık yapar. Rastgele birini bulup getirirler oraya. O orada kalkıp hutbe verir. Bu işi bizim çok iyi tespit etmemiz gerekir. Yetişmiş din adamlarımıza ihtiyacımız var. Koskoca Marmara İlahiyat'a 40 kişi alınırsa, bu ilahiyat ayakta kalır mı? Bu ülkeyi bu manevi ihtiyaçlarından nasıl boş bırakırsın?"
Danimarka ve Norveç'teki gazetelerde yayınlanan Hz. Muhammed'in karikatürleriyle ilgili konuya da değinen Başbakan Erdoğan, "Kendini bilmez bir karikatürist, çıkıp benim peygamberime saldırıyor. Bunun adı özgürlük değildir. Ben Danimarka Başbakanı'na bu konuyla ilgili ikazımı yaptım. 'Bunlara müsaade etmemelisiniz' dedim. Biz hiçbir semavi dinin peygamberine farklı bir nazarla bakmayız; çünkü onlar bizim peygamberimizdir. Biz peygamberimizi nasıl seviyorsak, o dinin peygamberlerini de aynı şekilde severiz. Biz Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya söz söyletmeyiz.
Kendi peygamberimize de söyletmediğimiz gibi. Bizim peygamberimize de kimse söz söylememeli. Yakıp yıkalım mı asla, gidip büyükelçilikleri yakmayalım. Çözüm diplomaside, masada. Silahın ucunda çözüm olmaz. Zaten medeniyetler çatışmasının hedefi, arzusu bu. Böyle bir ayrımcılığa düşmeyi Türkiye olarak asla arzu etmeyiz. Bunu o zaman söyledik, ama bizi anlamakta zorlandılar. PKK terör örgütünün yayın organını karşımıza çıkardılar. 'Ben sizinle birlikte açıklama yapmam' dedim. Bundan sonraki süreçte de bizim çizgimiz aynı bu çizgi üzerinedir. Dinde yobazlığı asla kabul etmiyoruz" dedi.
İşçi ve memurun devletten 14 katrilyon alacağı olduğuna ve bu parayı tahsil edemediğine dikkat çeken Erdoğan, nema olarak işçi ve memurlara 10 küsür katrilyon ödeme yaptıklarının altını çizdi.
Türkiye'nin IMF'e 23.5 milyar dolar borcu olduğunun kaydeden Başbakan Erdoğan, "Bu borcumuz şu anda 14.7 milyar dolara kadar düştü. Biz devamlı indiriyoruz. IMF ile ilgili müzakerelerde borç ilan ediliyor, kredi alma sebebim çok uzun ve belli bir vadeye yayıldığı için alıyoruz. İşimize gelmeyince almayız. Bunun kalkıp da AK Parti iktidarına mahsus bir şey olarak açıklanması yanlış. IMF Türkiye'nin de ortağı olduğu bir kuruluştur. Bu borçlanmayı AK Parti iktidarı mı yaptı? IMF üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışıyorlar. IMF dünyada bir akredite kuruluştur. Sizin onlarla iyi münasebetiniz varsa, dünyanın diğer ülkelerinin de size olumlu bir bakışı olur" şeklinde sözlerini tamamladı.