Karı koca birbirinden habersiz koronavirüsten yoğun bakımda yattı biri öldü diğeri kurtuldu
KOCAELİ’de bulunan Gebze Fatih Devlet Hastanesi Pandemi Yoğun Bakım Servisi’nde çalışan sağlık personelleri, korona virüs hastalarının duygu dolu hikayelerini anlattı.
Korona virüs vakalarının Türkiye’ye ilk geldiği günden itibaren ailelerini geride bırakarak fedakarca çalışan yoğun bakım personelleri, yoğun bir tempoda çalışmaya devam ediyor. Yoğun bakım çalışanları çoğu zaman kat kat giydikleri kişisel koruyucu malzemelerin içerisinde, başkalarına nefes olabilmek için kendileri saatlerce nefessiz kalıyor. Bu süreçte acı kayıplar yaşansa da, bazı vatandaşlar ise mücadeleyi kazanarak yoğun bakım servisinden taburcu oluyor.
Kısıtlamalarla birlikte azalan vaka sayılarıyla bir nebze de olsa rahat nefes alan Gebze Fatih Devlet Hastanesi Pandemi Yoğun Bakım Ünitesinde çalışan personeller, bu zamana kadar korona virüs ile en ön safta mücadele ederek, hastalarının bütün acılarına ortak oldu. Bu süreçte hastalarıyla birlikte çok kez gözyaşı döken sağlık çalışanları, onların duygu dolu hikayelerini anlattı.
“Bizim her an kılıcımız hazır, kınından çıkarmak için bekliyoruz"
Türkiye’de korona virüs vakasının ilk görüldüğü 11 Mart tarihinden itibaren mesleği adına böyle bir pandemide görev almanın kendisini onurlandıracağını düşünerek çok heyecanlandığını belirten Gebze Fatih Devlet Hastanesi Pandemi Yoğun Bakım Ünitesi personeli Ömer Semih Özer, “Ertesi hafta eşimi ve çocuğumu memleketime götürüp bıraktım ve 60 gün onlardan ayrı kaldım ve pandemide mücadele etmeye başladık. Tabii keşke yoğun bakımda yapılan bu çalışma pandemiyi bitirebilse, kökünü kazıyabilse ama maalesef bazen almamız gereken önlemler var. Onları ne kadar sıkı tutarsak bizlerin işi o kadar kolay olacak. Onları ne kadar sıkı tutarsak bu pandemiyi de ülkece hep birlikte atlatmış olacağız. Bizim her an kılıcımız hazır, kınından çıkarmak için bekliyoruz” dedi.
“Bu sene çok fazla kaybım oldu ailemde”
Ailelerinden, eşlerinden, çocuklarından ayrı kalmanın işlerinin bir parçası olduğunu dile getiren Özer, “Fakat işimizin bir parçası olmayan bir kısmı onları da risk altına atmak oldu. Büyüklerimizi, annemizi, babamızı, onları görememek çok zor oldu. Şahsım adına konuşacak olursam bu sene çok fazla kaybım oldu ailemden. Cenazelerine gidemedim, onları son kez göremedim, son kez sarılamadım onlara. Korona virüsten kaybettiklerim de oldu. Keşke orada olsaydım demek istedim. Ama orada olsaydım onları kurtarabilecek miydim diye de sordum kendime. Maalesef bu hastalık böyle. Bizi sevdiklerimizden ayırabiliyor. Sevdiklerimizle aramıza engel koyabiliyor. Umarım en kısa sürede bu salgın biter ve biz de sevdiklerimizle güzel günlerde buluşuruz” diye konuştu.