BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Kârdan fedakarlık etme dönemi

İTO Başkanı Mehmet Yıldırım yaptırdığı, "Ekonomik Eğilim Anketi" sonuçlarına göre"Ekonominin çarkı kardan fedakarlıkla dönüyor" dedi.

Abone ol

Satış fiyatlarındaki gerilemenin piyasada fiyat rekabeti baskısının artması ve kar marjının gerilemesi şeklinde bir gelişmeye işaret ettiğini belirterek, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, ticaret, üretim ve hizmet sektörlerini temsil eden İTO Meclis üyeleri ile Meslek Komiteleri üyelerinden oluşan 634 kişi üzerinde yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. İTO'nun, iş dünyasının genel ekonomik eğilimini belirlemek amacıyla gerçekleştirdiği "Ekonomik Eğilim Anketi" çalışmasının sonuçlarına göre, maliyetlerde artış olduğunu belirtenlerin yüzde 56.4 ile en yaygın grup olmasına karşın satış fiyatlarında artış olduğunu belirtenlerin yaygınlığı yüzde 18.8'de kaldı. Artan maliyetler satış fiatlarına yansıtılmıyor Artan maliyetlerin satış fiyatlarına yansıtılamamasının oldukça yaygın bir durum olduğunun gözlendiğini kaydeden İTO Başkanı Mehmet Yıldırım, satış fiyatlarındaki gerilemenin yaklaşık üç kat daha yaygın olmasının piyasada fiyat rekabeti baskısının artması ve kar marjının gerilemesi şeklinde bir gelişmeye işaret ettiğini ifade etti. Anket sonuçlarında, kayıt dışı üretimden kaynaklanan rekabet baskısının ithal ürün rekabetinden çok daha yaygın olarak yatırımları olumsuz etkilediğinin bildirilmesi dikkat çekti. Genel ekonomik durum, İTO anketine katılanların yüzde 14.2'si tarafından iyi, yüzde 29.3'ü tarafından kötü olarak değerlendirildi. Çoğunluk ekonomik durumu vasat bulurken, duruma kötü demeyenlerin ağırlığı yüzde 69.5'e ulaşıyor. Öte yandan, siyasi iktidarın ekonomik olaylara yaklaşımını kötü bulanların oranı genelde yüzde 12.3 ile iyi bulanların yüzde 34.6 olan oransal büyüklüğünün ancak üçte birine yaklaşıyor. Siyasi iktidarın dış politika uygulamaları, ekonomik olaylara yaklaşımına göre daha olumsuz bulunuyor. Genel ekonomik durum İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım'ın açıkladığı anket sonuçları şöyle: Genel ekonomik durum, İTO anketine katılanların yüzde 14.2'si tarafından iyi, yüzde 29.3'ü tarafından kötü olarak değerlendirildi. Çoğunluk, ekonomik durumu vasat bulurken, duruma kötü demeyenlerin ağırlığı yüzde 69.5'e ulaşıyor. Genel olarak ekonomik durumu iyi bulanların payı yüzde 21.0 ile orta ölçekli firmalar arasında en yüksek yüzde 10.9 payla büyük ölçekli firmalar arasında en düşük seviyede bulunuyor. Kötü bulanların oranı ise mikro ölçekli firmalar arasında yüzde 33.5 pay ile en yüksek ve büyük ölçekli firmalar arasında yüzde 19.6 pay ile en düşük düzeyde. Genel ekonomik durumu kötü bulmayanların oranı büyük ölçekli firmalarda yüzde 80.4 ve ana faaliyet alanı olan firmalar arasında yüzde 81.1. Bütün firma grupların da firmaların yarıdan fazlası genel ekonomik durumu vasat olarak değerlendiriyor. Siyasi iktidarın ekonomiye yaklaşımı ve dış politika Siyasi iktidarın ekonomik olaylara yaklaşımını iyi bulanların en yüksek olduğu firma grupları yüzde 41.3 payı ile küçük ölçekli firmalar ve yüzde 42.3 ile üretim. Kötü bulanların nispeten yaygın olduğu gruplar ise yüzde 13.2 pay ile mikro ölçekli firmalar ve yüzde 10.0 ile üretim. Siyasi iktidarın ekonomik olaylara yaklaşımını kötü bulanların oranı genelde yüzde 12.3 ile iyi bulanların yüzde 34.6 olanı oransal büyüklüğünün ancak üçte birine yaklaşıyor. Siyasi iktidarın dış politika uygulamaları ekonomik olaylara yaklaşımına göre daha olumsuz bulunuyor. Siyasi yaklaşımı kötü bulanların oranı yüzde 32.3 ile iyi bulanların yüzde 26.7 olan ağırlığından belirgin bir şekilde daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Ekonomik beklentiler Gelecek altı aylık dönem için yapılan değerlendirmelerde bir aylık sürede olduğu gibi enflasyon ve faiz oranında gerileme beklentisinin, iç ve dış talepte ise artış beklentisinin hakim olduğu görülüyor. Buna mukabil döviz kurunda bir aylık beklentide artış beklemeyenler yüzde 60.3 iken, 6 aylık dönem beklentisinde artış bekleyenlerin oranı yüzde 78.7'ye yükseliyor. Bir aylık süreçte iç talepte artış beklemeyenlerin oranı yüzde 36.6 iken, 6 aylık süre içinde iç talepte artış beklentisi yüzde 52.3'e çıkıyor. Dış talepte artış beklentisi 1 aylık süreç içinde yüzde 56.4 iken altı aylık sürede bu oran yüzde 58.9'a yükseliyor. Gerek iç, gerekse dış talebin önümüzdeki 6 ay içinde artan ölçüde yükselmesi bekleniyor. Bu beklentinin dış talep için daha yaygın olduğu görülüyor. Altı aylık süreçte enflasyon ve faiz oranında en yaygın düşüş beklentisi döviz kurunda ve iç talepte, en yaygın artış beklentileri büyük ölçekli firma grubunda. Bu grupta döviz kuru artış beklentisi için yüzde 91.5'e ulaşıyor. Altı aylık süreçte dış talepte en yaygın artış beklentisi yüzde 64.7 ile orta ölçekli firma grubunda. Altı aylık süreçte enflasyonda düşüş beklentisi çoğunlukta olmakla beraber ağırlığı zayıflamakta, faiz kurunda düşüş döviz kurunda artış beklentileri belirgin bir çoğunlukla devam ediyor. İç ve dış talepte artış beklentisi aynı ölçüde yaygın olmasa da çoğunlukta bulunuyor. Firma faaliyetleriyle ilgili tespitler Firmaların işletme sonuçları ile ilgili yaptıkları değerlendirmeler arasında Mayıs ayında elde edilen en çarpıcı sonuçlar maliyetlerde artış belirtenlerin yüzde 56.4 ile en yaygın grup olmasına karşın satış fiyatlarında artış olduğunu belirtenlerin yaygınlığı yüzde 18.8'de kaldı. Buna mukabil maliyetlerin azaldığını belirtenlerin oranı yüzde 10.3, satış fiyatlarının gerilediğini belirten firmaların yaygınlığı yüzde 29.7 oldu. Artan maliyetlerin satış fiyatlarına yansıtılamamasının oldukça yaygın bir durum olduğu görülüyor. Satış fiyatlarındaki gerilemenin maliyet gerilemesinden yaklaşık üç kat daha yaygın olması piyasada fiyat rekabeti baskısının artması ve kar marjının gerilemesi şeklinde bir gelişmeye işaret ediyor. Üretimde artış olduğunu belirtenlerin oranı azalış bildirenlere göre yaklaşık bir kat daha fazla. Kapasite kullanımı, ithalat ve yatırımlarda artış bildirenlerin oranı azalış bildirenlerden daha fazla. Stoklarda azalış bildirenlerin oranı ise artış bildirenlerden daha yüksek. Buna rağmen satışlarda ve istihdamda artış ve azalış bildirenlerin oranı yaklaşık olarak aynı seviyede kalmış. Mikro ölçekli firmalarda satışlar ve kapasite kullanımının azaldığını bildiren firmalar sırasıyla yüzde 47.0 ve yüzde 48.6 ile en yaygın yanıt gruplarını oluşturuyor. Üretimin arttığını bildirenlerin yüzde 50.0 ile en yaygın olduğu grup orta ölçekli firmalar, satışların arttığını bildirenlerin yüzde 46.8 ile en yaygın olduğu grup büyük ölçekli firmalar. Firma faaliyetlerini en fazla etkilemesi beklenen faktörler Gelecek bir ay içinde en yaygın beklentiler maliyetlerin artması veya aynı kalması yönünde. Stoklarda azalma beklentisi artış beklentisinden bir kat daha yüksek. Buna mukabil diğer bütün gruplarda artma beklentisi, azalma beklentisinden belirgin bir şekilde daha yüksek. En yüksek artış beklentisinin maliyetlerde ve satışlarda olduğu görülüyor. Yatırım yapmayı olumsuz etkileyen faktörler arasında en yaygın belirtilenler yüzde 64.2 ile yüksek vergiler ve yüzde 53.0 ile talep yetersizliği. Buna mukabil işyeri darlığı, çalışma mevzuatı, teşvik yetersizliği gibi hususların yatırımları olumsuz etkilediği çoğunluk tarafından kabul ediliyor. Kayıt dışı üretimden kaynaklanan rekabet baskısının ithal ürün rekabetinden çok daha yaygın olarak yatırımları olumsuz etkilediğinin bildirilmesi dikkat çekici ve önemli bulunuyor. İTO'nun anketine katılan firmaların yüzde 49.4'ü Merkez Bankası'nın döviz kuruna istikrar kazandırmak için müdahale etmesine evet derken, yüzde 42.1 hayır şeklinde cevap vermiş. Müdahaleye evet diyenler daha yaygın olsa da alınan sonuç bu konuda farklı düşüncelerin oldukça dengede olduğunu gösteriyor.