Hükümetin "BDP muhatap olsun" olsun çağrısı ne kadar gerçekci? Karayılan'ın son açıklaması BDP'nin 'rolünü' başlamadan bitiriyor.
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Açılım ve Oslo sürecinin PKK ve Öcalan tarafından "istismar" edildiğini düşünen hükümetin yeni stratejisi tartışılmaya devam ediyor.
Masada artık Kandil ve İmralı olmayacak. BDP kendi adına "siyaset" geliştirdiği sürece muhatap alınacak. Plana göre Güneydoğu’da ve diğer bölgelerde yaşayan Kürt vatandaşlar, PKK ve KCK'nın baskısından kurtarılacak.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, dünkü konuşmasında BDP'ye "İnisiyatif kullanın, PKK’dan bağımsız hareket edin. Eğer aklınızı ve iradenizi rehin verirseniz, sizinle oturup konuşmanın ne size ne de bir başkasına faydası olur" çağrısını yaptı. Peki BDP'yi biçilen rol tutar mı?
BDP'nin PKK'nın uzantısı olduğunu söyleyen devletin, bu partiden kendi başına hareket etmesini beklemesi hayal kurmaktan öte bir şey değil. Üstelik altı gün önce "Öcalan'ı dışında bırakan bir çözümü kabul etmiyoruz" diyen Demirtaş'ın sözleri ortada dururken. Öcalan'ı ve Kandil'i her daim dilinden düşürmeyen BDP/DTK, nasıl inisiyatif beklenebilir?
İran dönüşü Başbakan Erdoğan'dan randevu isteyecek olan BDP, masaya oturmaya hazır olduğunu açıkladı. Taraf'a konuşan BDP'li Gültan Kışanak'ın sözleri önemli ve bir o kadar iddialıydı. Haberin verdiği izlenim BDP'nin bir aktör olarak hükümetin karşısına çıkacağı şeklinde.
BDP İMRALI VE KANDİL'İN TALEPLERİNİ ANKARA'YA TAŞIYABİLİR
Oysa satır aralarına bakıldığında yine o bildik dil var. Kışanak'ın bu sözleri "arabulucu" ve kimi çevrelere göre "postacı" rolünde: "Kürt sorununu müzakereci bir yöntemle çözmek istiyorsanız buna BDP de, Kandil de, İmralı da hazırdır. Bu iktidar müzakereci olsun, BDP rolünü oynamaya, silahları susturmaya, bunun koşullarını yaratmaya hazırdır... Tek muhatap BDP olacaksa İmralı ve Kandil’le görüşmeden, barış nasıl olacak, silahlar nasıl susacak?"
PKK SİLAH BIRAKIR MI?
Görüldüğü üzere hükemet pazarlığa davet ediliyor. Silahların susması adına devreye girilmesi müzakere şartına bağlanıyor. Hükümetin yeni stratejisinde ise PKK ile görüşmeler silah bırakma şartıyla yapılacağı yazılı. Atılabilecek adımlar yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yönünde. Yol haritasındaki maddeler PKK'nın bansettiği "özerkliğin" yanından geçyor. PKK devletin kendisini "tasfiye peşinde" olduğunu düşünüyor. Aslında hükümetin Öcalan ile yaptığı görüşmelerin özünde, terör örgütüne silah bıraktırmaya dayalıydı. Sonuç vermeyince de 14 Temmuz'da PKK, "Devrimci Halk Savaşı" stratesini başlattı, aynı gün "özerklik" ilan etti.
BDP DEVLETİN TALEPLERİNİ KABUL EDER Mİ?
Dolayısıyla iktidar bu şartlarda "PKK'nın silahları bırakması" yönünde BDP'ye bir rol yükleyebilir. BDP'nin "devletin maşası" konumunu kabul etmeyeceği de çok açık. 27 Temmuz 2011'den bu yana Öcalan'ın dünya ile bağlantısı kesen hükümetten, ipleri gevşetmeye yönelik sinyaller alınmıyor. Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması da BDP'nin olmazsa olmazı.
MİRASÇI DÜŞEN GÖREV
Kışanak'ın "hükümet müzakereci olsun" çağrısı partinin konumunu açıklamaya yetiyor. Yine aynı eşbaşkanın partisinin grup toplantısında Kışanak'ın "BDP, 20 yıllık demokratik siyasetin mirasçısıdır" şeklindeki sözü partisinin yeni bir yol izlemeyeceğini bir başka dille anlatımıydı aslında. Aksi bir durum BDP yönetiminin kendi tabanına ve geçmişine inkarı anlamına geliyor. Eseri ortaya çıkaran mirasın sahibi ortadayken, BDP'den "reddi miras" yapması beklenemez.
KANDİL: HİÇ KİMSE GÖZE ALAMAZ
Üçlü denklemin Kandil ayağından gelen son açıklama da hükümetin kabul edemeyeceği türden. PKK tepe yöneticisi Murat Karayılan'ın ANF'ye verdiği demeç BDP'lilere üstü kapalı uyarı niteliğindeydi:
"Her şeyden önce önder Apo ağır bir tecrit altında iken hangi Kürt siyasetçisi ya da devrimcisi gidip de Türk devletiyle müzakere yapabilir ki? Bunu hiç kimse kabul edemez ve hiç kimse göze alamaz."
Hükümetin istediği rol ile BDP'nin üstlenebileceği rol farklı. Öcalan var olduğu müddetçe ne Kandil, ne de BDP bağımsız hareket edemez. BDP'nin geçmişinden kopup Öcalan'a rağmen masaya oturmasını beklemek hayal dünyasında gezinmekten farksız.