Maliye Bakanı Naci Ağbal, referandum çalışmaları kapsamında Bayburt'ta kararsız vatandaşlarla sohbet etti.
Abone olMaliye Bakanı Naci Ağbal, "Burada tek adam sisteminin olduğu bir sistemden bahsetmek mümkün değil. Cumhurbaşkanı üzerindeki bütün denetim yetkileri aynen var." dedi.
Ağbal, Bayburt'ta, Camii Kebir Mahallesi'nde esnafı ziyaret ederek, 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması için destek istedi. Mahalledeki çay ocağını da ziyaret eden Ağbal, burada halk oylamasında ne oy vereceğine ilişkin kararsız olduğunu söyleyen bazı vatandaşlarla sohbet etti.
Vatandaşlardan birinin, "Tüm yetkilerin bir kişiye verilmesine karşıyım." ifadesi üzerine Ağbal, "Biz de karşıyız. Böyle bir şey de yok. Bundan emin olun." diye konuştu.
Ağbal, yeni sistemde cumhurbaşkanı seçilebilmek için halkın yarısından bir fazlasının oyunu almak gerektiğini ve bunun son derece zor olduğunu vurgulayarak, "Bu kadar kuvvetli bir oyla iktidara gelmek için bütün halkı ikna etmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Meclisin, bugünkü kanun yapma yetkilerinin hepsine sahip olacağını anlatan Ağbal, meclisin içinde parti gruplarının olacağını, yasaları yine meclisin yapacağını söyledi.
Ağbal, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna (HSYK) atanacak 11 kişiden 7'sinin Meclis tarafından atanacağını belirterek, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanının orada atadığı sadece 4 kişi var. Dolayısıyla o anlamda bakıldığında yargıya şekil, yön ve istikamet veren hükümet değil, daha fazla aslında Meclis. 13 HSYK üyesi var. Bunun biri Adalet Bakanı, biri ise Adalet Bakanlığı Müsteşarı. Geri kalan 7 üyeyi meclis atayacak, cumhurbaşkanı 4 üyeyi atayacak. Adalet Bakanı ve müsteşarını bile katsan 'Cumhurbaşkanı atayacak' diye, yine de 7 üyeyi meclis atıyor. Mecliste de şöyle bir şey var; ilk iki turda 3'te 2 adaylar üzerinde eğer çoğunluk sağlanamazsa, partiler anlaşamazsa kuraya gidiyor, yani şu denilemez 'Cumhurbaşkanı ile meclisteki parti aynı olursa, cumhurbaşkanı o partiye söyler o da onu seçtirir.' Ama öyle değil, sistem 'hayır' diyor. Cumhurbaşkanlığında yüzde 50'yi alsanız bile Meclisin 3'te 2 çoğunluğunu tek partinin alması mümkün değil."
CUMHURBAŞKANI ÜZERİNDEKİ BÜTÜN DENETİM YETKİLERİ VAR
Bakan Ağbal, Meclisin, cumhurbaşkanı üzerinde meclis araştırması, meclis soruşturması yetkileri bulunduğuna işaret etti.
Mevcut sistemde kanun tasarılarını bakanların hazırlayarak Meclise sunduğunu anımsatan Ağbal, " Yeni sistem ne diyor? 'Bundan sonra hükümet kanun tasarısı veremez, parti grupları kanun teklifi verecek.' diyor. O zaman ne oluyor? Bakanlardan çok daha fazla partilerin Meclis grupları daha güçlü hale geliyor. Dolayısıyla burada tek adam sisteminin olduğu bir sistemden bahsetmek mümkün değil. Cumhurbaşkanı üzerindeki bütün denetim yetkileri aynen var." dedi.
Ağbal, mevcut sistemde Bakanlar Kurulunun aldığı tüm kararlarda son karar mercisinin cumhurbaşkanı olduğunu dile getirerek, "Örneğin ben vergi oranlarını indirmek istiyorum, bugün Cumhurbaşkanı imzalıyor. Bir konuda düzenleme yapıyorum, Cumhurbaşkanı imza atmaksızın hiçbir şey olmuyor. Cumhurbaşkanı bu kadar imza atıyor? Anayasa diyor ki 'Attığı bütün imzalardan sorumsuzdur, hiçbir sorumluluğu yok.' Yeni sistem ne diyor? 'Arkadaş sen artık her şeyden sorumlusun.' O açıdan, ülkede siyasi istikrarın olmasına ciddi katkı sağlıyor. Halkın yarısından bir fazlasının oyunu alabilmek için oraya kim gelirse gelsin, hangi partiden gelirse gelsin halka daha fazla kulak vermek zorunda." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşlardan birinin, 'Toplum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyor ama yarın başkası geldiğinde, örneğin kripto FETÖ'cü çıkarsa... Yoksa bizce de mevcut sistem artık yürümüyor, tıkandı." sözleri üzerine Ağbal, şunları kaydetti:
"Bu milletin yarısından fazlası hata yapabilir mi? Biz milli iradeye inanmıyor muyuz? 1982 Anayasası'nı yazanlar, milli iradeyi son ve tek yetkili olmak üzere mi düşünmüşler? Yok. Bürokrasi, yargı, parlamentonun gücü, hükümetin oluşumu, anayasal denetim sistemleri... Öyle mekanizmalar getirmişler ki 'milletin dışında birileri hep doğru karar verir, millet hep yanlış yapar.' Ve o daha akıllı olduğu sanılan bir takım odaklara 'Bu memlekette bu kadar millet yanlış yapar ama siz yanlış yapmazsınız.' denmiş. 1982 Anayasası'ndan bu yana özellikle 1990'lı yıllarda Sayın Saadet Partisi Genel Başkanı'nın geldiği misyonda da demokrasi dışı birçok müdahale bu sistemin içerisinde yapılmış. Demokrasiyi ve milli iradeyi hep 'hata yapar' diye düşünerek 1982 Anayasası kurgulanmış. Şimdi biz diyoruz ki hiçbir şekilde bu millet hata yapmaz ve bu sistemdeki en güzel şeylerden biri de milletin yarısından bir fazlasının oyunu almaktır."
BÜTÜN BU SÜREÇTE BİZ UYUM YASALARINI MECLİSTEN TEKER TEKER GEÇİRECEĞİZ
Ağbal, siyaset yapanların, milletin iradesinin güçlü olduğu noktalarda ve sistemlerde halka karşı daha fazla hesap vermek zorunda hissettiğini belirterek, "Onun için vatandaşın önüne çıkacak, programını anlatacak, beyanlarını yapacak, geleceğe, bu ülkeye ilişkin iddialarını söyleyecek. Hepimiz de özgür bir şekilde o adayların içerisinden birini seçeceğiz ama ne diyor sistem 'yüzde 20, 30, 40 yetmez en az 50.' diyor. 1982 Anayasası'nı yapanların mantığına sakın düşmeyin, 'Millet hata yapar' demeyin." şeklinde konuştu.
"Siyasi Partiler Kanunu değişecek mi" sorusunu Ağbal, şöyle yanıtladı:
"Tabii değişecek. Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra 600 sandalyeli bir meclis yapısı oluşuyor. Yeni sistemde mecliste parti grupları ve cumhurbaşkanı var. Zaman zaman bazıları, '2019'da seçim yapılacaksa bugünden bu referandumu niye yapıyorsunuz' diyorlar. Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra Siyasal Partiler Kanunu değişecek, seçim kanunları değişecek, hükümetin oluşumuyla ilgili kanunlar değişecek. Bütün bu süreçte biz uyum yasalarını Meclisten teker teker geçireceğiz."
Ağbal, yeni sistemin temel özelliğinin, en mahalli düzeyde vatandaşın oyunun meclise yansıması olacağını söyledi.
Millete inandıklarını ve milletin hata yapacağını düşünmediklerini vurgulayan Ağbal, "Kim ne derse desin, ben de bir sorumluluk makamındayım. Bir makama insanlar geldiği zaman tir tir titriyorlar, 'Acaba bir hata yapar mıyım, millete hesabını veremeyeceğim bir iş başıma gelir mi' diye endişe ediyor ve çok daha titiz, sorumlu davranıyor. Dolayısıyla bir ülkenin yüzde 50'den fazla desteğini almış cumhurbaşkanı, hepimiz yatağımızda rahat uyusak bile o cumhurbaşkanı yatağında rahat uyuyamaz. Onun bir kere iddiası var, milletin karşısına çıkıyor ve bir vizyon ortaya koyuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşlara "Her karşınıza çıkana inanıyor musunuz?" sorusunu yönelten Ağbal, şunları kaydetti:
"Gözünün içine bakıyorsun, 'Bu adam doğru konuşuyor mu? Bu adamın ağzından çıkan lafla kalbindeki birbirine uyuyor mu?' diye. Adamın yaptıklarına, yapmadıklarına bakıyorsun, ona göre karar veriyorsun. Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman söylüyor, bu sistem ne Recep Tayyip Erdoğan için getirilmiş bir kanun ne de bir başkası için. Şu yanılgıya asla kapılmayın, Sayın Cumhurbaşkanımız diyelim ki bu sistem içerisinde görev yaptı, ondan sonra bir başkası geldi, o zaman ne olur? Bu sistemin özelliği kişilerden bağımsız şekilde milli iradeyi çok kati bir şekilde tesis ediyor. Bugün seçimler yapılıyor, sandıklar açılıyor, oylar sayılıyor yüzde 50'den fazla kim oy aldıysa doğrudan milletten güvenoyu alıp göreve başlıyor. Ahmet'e, Mehmet'e göre hazırlanmış bir sistem değil."
ÜZERİMİZDE OYNANAN OYUNLAR
Birçok memlekette bu sistemin başarıyla uygulandığını dile getiren Ağbal, şöyle devam etti:
"Türkiye'de getirdiğimiz sistemi uygulayıp da ekonomik büyümesini ve kalkınmasını hızlandıran, ekonomide istikrar sağlayan birçok ülke var, niye kendimiz bu fırsattan ayrı kalalım ki? Mevcut sistemin her şeyi güzel de niye Türkiye hala bu seviyelerde? Niye ekonomide hala geri sıradayız? Benim yüreğim yanıyor, 1990'dan 2002 yılına kadar o 90'lı yılların siyasi ve ekonomik krizleri yüzünden biz 2002 yılında batma aşamasına geldik. Son 14 yılda bu kadar güzel işler yaptık ama ben söylüyorum son 3 yılda bu ülke üzerinde oynanan oyunlar nedeniyle milli gelirimiz bin dolar daha aşağıda kaldı, daha yukarıya gidebilirdi aslında."
Ağbal, "Onun için gelin diyoruz, kalıcı bir siyasi istikrar, kalıcı bir ekonomik istikrar olsun." ifadelerini kullanarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Herhangi bir partinin adını kati bir şekilde ileride bu sistemden yararlanacak diye koymuyorsun, Saadet Partisi de Milliyetçi Hareket Partisi de Cumhuriyet Halk Partisi de kazansın, kim kazanırsa kazansın. Hani bu şey gibi, maça çıkıyoruz, oyunun kurallarını belirliyoruz, kuralları belirlerken sen bana şunu söyleyebilirsin, 'Arkadaş senin getirdiğin bu sistem, sadece senin partinin işine yarıyor.' Öyleyse yanlış ama bu sistem herkesin sahiplenmesi gereken bir sistem çünkü bu sistem diyor ki 'Arkadaş bu milletin hepsini kucaklayacaksın, herkese daha olumlu yaklaşacaksın, onların isteklerine, arzularına yakın duracaksın, yani marjinal siyaset yapmayacaksın, vatandaşın hepsinin isteklerine bakacaksın.' İyi bir şey değil mi? Siyaseti merkeze taşıyor, siyaseti kavga olmaktan çıkarıyor, siyasilere de şu mesajı veriyor, 'Arkadaş bu ülke ile ilgili bir iddianız varsa gelin seçim meydanlarında kavga etmeyin, seçimden önce bir araya gelin, çok daha istikrarlı bir şekilde milletin önüne beraber çıkın.' diyor. Kötü bir şey mi? Bizim istikrara ihtiyacımız var."
Bakan Ağbal'a ziyaretleri sırasında AK Parti İl Başkanı Hakan Kobal eşlik etti.