Karaosmanoğlu'nun çok özel danışmanı!
Kişinin cebini arayacaksan, sekreter şık kaçmıyor tabii.. Ama Ömer Polat bu, bal gibi arar. Üstelik dakikalarca bekleterek bağlanır telefona.
Ömer Polat gibi, "İnternet özürlü" adamlarla karşılaştığımda, nasıl kızıyorum anlatamam...
Kimdir bu Ömer Polat?
Kocaeli Büyükşehir Beyediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'nun "Basın Danışmanı" oluyorlar zat-ı muhteremler...
"KBB" adı altında Başkan'ın talimatıyla bir "Ajans" kurulmuş Kocaeli Belediyesi'nde... Öyle bir çalışma ki, sabahtan akşama kadar resmen haber yağıyor İnternethaber'e ve diğer sitelere...
Günlük ortalama 25 haber üretiyor bu ekip!
Ne kadar güzel değil mi?
Tebrikler!
Dün akşam Kocaeli'ndeydim...
3 yaşına giren Değişen Kocaeli () sitesi sağolsun İnternethaber Yayın Grubu'nu ödüllendirmiş başarılı çalışmalarından ötürü.
Ödül töreni öncesinde "KBB"nin başındaki (!) Ömer Polat'la tanıştırıldım.
Başkan'ın danışmanıyla yani...
Tebrik ettim arkadaşı...
Etmez olaydım!
Niye?
Çünkü bu arkadaş, haber sitelerini bombardımana tutan haberlerden bihaber!
Nasıl mı?
İşte böyle:
-Ömer Bey resmen haber yağdırıyorsunuz, çok başarılı bir çalışma yapıyorsunuz.
-Teşekkür ediyorum.
-Haberleriniz çok güzel, profesyoneller hazırlıyor galiba. Bize sadece yayına almak kalıyor. İnternethaber'de okuyor musunuz gönderdiğiniz haberleri?
İşte tam bu noktada Ömer Bey'in "balon" olduğu ortaya çıkıyor:
-Yok pek bakamıyorum.
Yahu bir belediye başkanının basın danışmanı, gönderdiği haberin nerede yayımlandığını merak etmez mi? Bir belediye başkanının basın danışmanı yayımlanan haberin içeriğine bakmaz mı?
Bakmaz!
Hele bu kişi Ömer Polat ise hiç bakmaz!
Çünkü o, başka işlerle meşgul.
Ödül dağıtıyor mesela...
Hem de emrinde olduğu başkanın huzurunda!
Ne diyeyim ben Ömer Polat'a?
Basın Danışmanlığı çağ atlamış demek ki!
Sen başkanı ararsın...
Bir de bakarsın ki Ömer Bey telefonda:
-Buyurun?
Ömer Bey, hem arıyor hem de buyur çekiyor. Ha, ararken de beyefendi sekretere konferans yaptırıyor!
Ne kadar ayıp!
Kişinin cebini arayacaksan, sekreter şık kaçmıyor tabii.. Ama Ömer Polat bu, bal gibi arar. Üstelik dakikalarca bekleterek bağlanır telefona.
-Buyurun!
Sen buyurmuşsun Ömer Bey!
Bize söz düşer mi artık?