BIST 9.660
DOLAR 34,56
EURO 36,29
ALTIN 2.917,27

Kapsül niteliğinde Atatürk kullanılamaz...

Bir an önce Atatürk’ü dine alet etme, uhrevi bir figür haline getirme üzerinden rant devşirmeye son vermemiz gerekiyor.

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladığımız geçtiğimiz hafta Türkiye kendini çok farklı bir atmosferde buldu. Zaferin kutlanıp toplumun tek yürek haline geleceği bugünde maalesef tam tersi olaylar oldu ve toplum bir kez daha kamplaşma ve ayrışmanın kucağına itilmeye çalışıldı.

Olayların gerçekleştiği yer bir cami ve sinagog.

İbadet amaçlı kullanılması gereken iki mekâna siyasetin ve ideolojinin girmiş olması planlanmış bir senaryo...

Geçtiğimiz haftayı camilerde okunan zafer haftası hutbesinde Atatürk’ün isminin geçmemesi tartışmaları ile tamamladık. Gerek Cuma günü gerekse ertesi günü Türkiye gündemi adeta bu olaya kilitlendi.

Tartışmalar ibadethanenin dışında kalsa bu kadar ürkütücü olmazdı ama bir camide Cuma namazında okunan hutbe sırasında cemaatten birkaç densiz, hutbede Mustafa Kemal'in isminin zikredilmemesini hutbe okunurken protesto etti. 

Camilerde bu olaylar yaşanırken Yahudilerin ibadet yeri olan bir sinagogda ise farklı bir tablo yaşanıyordu. Sinagogda çalınan kültürümüze ve medeniyetimize ait olmayan İzmir Marşı eşliğinde Mustafa Kemal için marşlar söylendi, kutlamalar yapıldı!

Her iki olayın mekânı ve gerçekleşme tarzı farklı olsa da durum oldukça benzer.

Bir ibadethaneye siyaset ve ideoloji niçin girer ki?

Liderlik yapmış olan bir kişi niçin uhrevileştirilmeye, daha doğrusu uhrevileştirilmeye çalışılarak toplumun yumuşak karnı ile oynanmaya çalışılır ki?

Bu olaylardan sonra başta devleti yönetenler olmak üzere bütün toplum başını iki elinin arasına alıp derin derin düşünmesi lazım. Üç beş oy daha fazla alacağız diye Atatürk gibi bir figürü kullanmaya kalkarsanız toplumu sonu hiç de iyi olmayan yerlere doğru sürüklersiniz.

Yıllarca karşı olduğunuz bir konuda saf değiştirirseniz provokatörlere yeni alanlar açmış olursunuz. Toplumu kamplara bölmek için fırsat kollayan düşmanlara işte böyle fırsat vermiş olursunuz.

Muhalefetin konuya balıklama dalması ise ayrı bir garabet.

Siyasi iktidarı zayıflatmak için bu olayı kullanmaya kalkarsanız eğer yarın sizin de yöneteceğiniz bir devlet ve toplum kalmayabilir ortada. Siyasi iktidarı zayıflatacağım derken maazallah devleti çok zor durumlara düşürürsünüz.

Bir an önce Atatürk’ü dine alet etme, uhrevi bir figür haline getirme üzerinden rant devşirmeye son vermemiz gerekiyor. Çünkü bu alan çok tehlikeli bir alan. Buradan çıkacak bir kıvılcım toplumda onulmaz yaralar açacaktır.

Toplumun en büyük birleştirici mayası olan din üzerinden oyunlar oynamak tahmin edilemeyecek kadar tahribata neden olacaktır.

Bir an önce dinin ve ideolojik şahısların siyasete alet edilmesi, bunun üzerinden oy ve rant devşirilme işine bir son verilmesi gerekiyor.

Diğer yandan meseleyi sağduyu ile irdelediğimizde görünen fotoğrafa bakalım. 28 Şubat süreci bunun en güzel örneği aslında.

Kapsül niteliğinde oluşturulan mizansenler üzerinden toplumu ayrıştırmak on yıllardır İngiliz-Yahudi medeniyetinin icrası.

Fadime Şahin, Müslüm Gündüz gibi bir sürü isimler zikredilerek örneklemler çoğaltılabilir. Ya da 80 ihtilali sonrası sağ-sol-milliyetçi kutuplaşmaları üzerinden örneklem verilebilir.

Dile getirmiş olduğum bütün bu uygulamalar bir kapsül niteliğinde topluma sunulmuş ve karşılığı da alınmıştır. Hak ile batılın kavgasında batıl üzerine düşen görevi bihakkın yerine getirecektir.

Bu toplum üzerinde 80 ihtilali ve 28 Şubat sürecinde tutmuş olan mizansen artık işlemez. Evet endişe ediyorum lakin bunun sebebi değer yargılarımızda çok ciddi savrulmalar söz konusu.

Kendi gündemimizi oluşturduğumuz, rotası belli olan ama zorlukların eksik olmadığı günlerden geldik. O gün karşısında durduğumuz ne varsa bugün taraftarı olmuş gibiyiz.

İngiliz-Yahudi Medeniyeti (İsrail) Atatürk’ü kutuplaştırma aracı olarak bir kapsül niteliğinde bu topluma sunmamalı. Zira bu necip millet -birkaç kendini bilmez densiz hariç- bu tür oyunlara gelmez artık.

Bizim hayat tarzımıza her türlü müdahaleyi yapanların kimliğine bürünmeyelim kâfi.

facebook.com/msbeser

twitter.com/msbeser

instagram.com/msbeser