BIST 9.395
DOLAR 34,52
EURO 36,64
ALTIN 2.902,02
HABER /  POLİTİKA

Kaplan'dan şerefli asker arıyorum çıkışı

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın Uludere olayıyla ilgili askere yönelik sözleri Meclis'te tansiyonu yükseltti.

Abone ol

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın Uludere olayıyla ilgili ''Yürekli, şerefli bir asker arıyorum orduda. Roboski katliamının emrini hangi siyasi verdi?''  sözleri, TBMM Genel Kurulu'nda tepkiye neden oldu.

BDP milletvekilleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçeleri üzerinde söz aldı.

Kaplan, ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yüzde 60'ının, Silivri'de terörist olarak yargılandığını'' ifade ederek, ''TSK, siz ne yaptınız; köy yakıyordunuz, faili meçhul cinayet işlediniz, darbe yapıyordunuz, parti kapatıyordunuz, darbeden sonra üniformalarınızla Meclis'te oturdunuz size bir şey diyen oldu? Başka işiniz mi yok Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3 K; 5 K'ya  karşı kasım kasım kasılan Kasımpaşa kabadayısı bir başkanın hükümetini devirmeye kalkıyor. Ne haddinize sizin?'' diye konuştu.

ABD'NİN Mİ TÜRKİYE'NİN Mİ ORDUSU?

Kaplan, ''Bu ordu milletin mi NATO'nun mu; ABD'nin mi Türkiye'nin mi ordusu?'' diye sorarak, Fırat'ın doğusunda, AİHM'deki yargılamalar dışında ordu mensuplarının, tek bir suçtan yargılanmadığını, batısında ise Hükümet'e dokundukları için yandıklarını, yarısının içeride olduğunu savundu. Kaplan, ''Sayın Bakan'ın arkasında oturan rütbelilerin, üniformalıların yarın ne olacağı belli değil, hayatı garanti değil'' görüşünü savundu.

HOŞ OLMAYAN KONUŞMA

Kaplan'ın, ''Yürekli, şerefli bir asker arıyorum orduda. Roboski katliamının emrini hangi siyasi verdi?'' sözleri, TBMM Genel Kurulu'nda, tepkiye neden oldu.

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, ''Siz molotof atıp halk otobüsünde yanan insanları, kepengini kapatmadığı için marketi yakılanları, terörü ve teröristi hiçbir şekilde kınamayıp, onun şerefini ve haysiyetini sorgulamayıp, şerefli ve haysiyetli Türk ordusuna laf atma cesaretine, kürsü dokunulmazlığıyla sahipseniz, bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyüklüğünü, demokrasinin yüceliğini gösterir'' diye konuştu.

Ünal, Kaplan'ın konuşmasını, ''hoş olmayan bir konuşma'' olarak nitelendirdi.

CHP'Lİ İNCE "ŞEREFLİ ASKER" SÖZÜ HARİÇ HEPSİNE KATILDI

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Kaplan'ın konuşmasının yüzde 95'ine katıldığını ancak ''Şerefli asker arıyorum'' sözünün maksadı aştığını söyledi.

Bu Meclisi, şerefli Türk askerlerinin kurduğunu kaydeden İnce, ''Ordu, 12 Mart, 12 Eylül'de bize işkence yaptı, tırnaklarımızı söktü, CHP'yi kapattı, mallarımıza el koydu ama bugün kin güdemeyiz. Devletlerin yaşamında kin olmaz 'Oh olsun Başbuğ'a demek' olmaz, intikamla devlet yönetilmez. Silivri'deydim, orada insanlığınızdan utanırsınız. Ordu bizim ordumuzdur. o orduda şerefli Türk askerleri, generalleri vardır. Anlamını aşan cümle oldu'' görüşünü dile getirdi.

MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak da ''Roboski''de hatalı bir operasyon, emir, yanlış uygulama olabileceğini ifade ederek, bunun bir ekip, belli sayıdaki mensubun operasyonu olduğunu kaydetti.

Uzunırmak, ''şerefli bir asker arıyorum'' diyerek orduyu, bütün kurumu töhmet altına almanın yakışmadığını belirterek, ''Sorumlu kimse onlar sorgulanabilir, itham edebilir ama oradan hareketle bütün kurumu itham etmek, töhmet altına bırakıp, 'şerefli subay arıyorum' demek, yakışmayan bir mülahazadır'' dedi.

HALK PARALI ASKERLİĞE İTİBAR ETMEDİ

Yeniden söz alan Hasip Kaplan, kastını aşan bir konuşma yapmadığını ifade etti. Uludere olayıyla ilgili bir yıldır soruşturmanın engellendiğini öne süren Kaplan, ''Bu aydınlığa kavuşturulmamışsa, elbette ki orduda şerefli, bu olayı itiraf edecek bir insanı aramamdan daha normal ne olabilir? Bu ordudan çıkacak dedim. Ordudaki insanları onure etmektir. Türkiye halkı o kadar şerefli ki mecburi vatan görevine koşarak gider, paralı askerliğe itibar etmedi'' diye konuştu.

BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu da Sayıştay'ın, ordunun tüm harcamalarını denetim altına alması, şeffaf ve halka hesap verebilmesi gerektiğini söyledi. Zenderlioğlu, ordunun, adeta kapalı kutu olduğunu, giderlerinin kimin cebinden çıktığının bilinmediğini ileri sürdü.