BIST 9.647
DOLAR 35,22
EURO 36,76
ALTIN 2.965,46
HABER /  GÜNCEL

Kapatma yalnız başına çözüm olmuyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Soma’daki maden faciasının ardından maden ocaklarının kapatılmasına ilişkin, “Kapatma yalnız ...

Abone ol

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Soma’daki maden faciasının ardından maden ocaklarının kapatılmasına ilişkin, “Kapatma yalnız başına çözüm olmuyor. Geneli itibariyle teknolojinin kullanılması ve bu fiziki koşulların yer altındaki o galerimizin iyileştirilmesiyle birlikte kapatma durumları tabi ki netice almamız konusunda olumlu ve yaşanmaması konusunda son derece önemli” dedi.
Soma Kaymakamlığı önünde oturma eylemi yapan maden işçilerinin temsilcileri sabah erken saatlerde AK Parti Genel Merkezi’ne geldi. Maden işçileri burada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ve bir grup milletvekiliyle görüştü. Görüşmelerin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Görüşmede tüm havzadaki işçilerin sorularını tekrar dinlediklerini belirten Çelik, “Alınması gereken geleceğe dönük bazı talepler vardı. Mevcut durumun ıslahıyla ilgili bazı talepler vardı. Bunları karşılıklı bir şekilde istişare ettik. Ana sorunlar belirlenmiş idi. Yaşadıkları sorunlar belirlenmişti. Bütün meseleler ayrıntılı bir şekilde konuşuldu” diye konuştu.

“MADEN İŞÇİSİ YERİN METRELERCE ALTINDA HEP SÖYLÜYORUZ ALO 170 VAR”
Somut olarak ne istediklerini soran gazeteciye Çelik, “Çalışma Bakanlığını birebir ilgilendirdiği için bir iş güvenliğinin yanında tazminat alacağının işçiyi iş yerine bağladığından dolayı konuları dile getirememe gibi son derece önemli bir başlık. Maden işçisi yerin metrelerce altında hep söylüyoruz Alo 170 var. Yetkililer var. Bir telefon kadar yakınsınız diye söylememize rağmen işverenle özellikle tazminat boyutuyla olan bağlılığından dolayı büyük ölçüde meselelerini sorunlarını gündeme getirememe gibi tabloyla karşı karşıya. Onun için sendikalara hep söylemişizdir. Bu meselenin mutlaka çözülmesi gerekiyor. Tazminatla işverene bağlılığın onu alamama endişesinin getirdiği tablo bunlardan bir tanesi bunun gibi birçok konu değerlendirdik” dedi.

“GEREKEN İŞ GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİ BİR KEZ DAHA GÖRÜŞME İMKÂNIMIZ OLDU”
Madenlerin kapatılmasının rafa kalkıp kalmadığıyla ilgili soruya Bakan Çelik, “İş güvenliği açısından, çalışma koşulları açısından uygun olmayan yerleri kapatmaktan başka ne yapacaksınız. Hangi koşullarda kapanacağı çok açık net dün Meclis kürsüsünde de ifade ettim. 162 kez maden ocaklarını kapatmışız. Toplam zaten kömür madeni 160. Büyük ölçüde de teftişler içerisinde de kapatılma gerçekleştirilmiş. Kapatma yalnız başına çözüm olmuyor. Geneli itibariyle teknolojinin kullanılması ve bu fiziki koşulların yer altındaki o galerimizin iyileştirilmesiyle birlikte kapatma durumları tabi ki netice almamız konusunda olumlu ve yaşanmaması konusunda son derece önemli. Yoksa kuralları, özellikle emniyeti direkt ilgilendiren hususlarda zaten kapatma konusunda en ufak bir tereddüt ve endişe göstermedik, göstermiyoruz. Yine kapanacak, yine kapatılacak ama bizim maden ve madenlerin jeolojik konumu, durumu ve ona karşı teknolojik almamız gereken önlemler ve ona bağlı almamız gereken iş güvenliği önlemlerini bir kez daha görüşme imkânımız oldu” şeklinde konuştu.

“TAŞERONLA İLGİLİ SÖYLÜYORUZ. BU SİSTEM GERÇEKTEN EMEĞİN SÖMÜRÜSÜNE İYİDEN İYİYE DÖNDÜ”
Taşeron sisteminde yapılacak olan düzenlemeye ilişkin ayrıntıların sorulması üzerine Çelik, “İşçilerin anlattığı gizli taşeron meselesi var. Resmiyette görülmeyen bazı uygulamalar var alt işveren boyutuyla. Taşeronla ilgili söylüyoruz. Bu sistem gerçekten emeğin sömürüsüne iyiden iyiye döndü. Artık bunu görmemezlikten gelme gibi bir durum olamaz. Dün yine Bakanlar Kurulu’nda tekrar gündeme getirildi. Umuyorum çokta geciktirilmeden, çözülmesi artık gereken, konuşulması değil. Taşeron meselesinin hizmet alımını ortadan kaldıralım anlamında söylemiyoruz. Hizmet alımı olacak ama hangi alanlara. Çok tehlikeli iş yerlerinde üretim mi, güvenlik mi gibi mukayeseyi doğru bulmuyoruz biz. Tabi ki güvenlik olacak. Bunun başka bir yolu yok. Onun için çalışanlarımızın nerede alt iş veren boyutunda hizmet sunmaları gerektiği, nerede alt işveren olmaması gerektiği konusunu mevzuatımızda netleştirme durumundayız. O noktadayız. Umarım kısa süre içerisinde tartışmadığımız bir konu olarak geride kalır” diye konuştu.
Madencilikte ne yapmak istediklerini ve nasıl bir hale getirmek istediklerini soran gazetecilere Bakan Çelik, “Enerji Bakanımızın üzerinde yaptığı bir çalışma var. Kendileri takdim ederler” dedi.
Soma’da yaşanan maden faciasıyla ilgili siyasi sorumluluk konusunda yaşanan tartışmaların sorulması üzerine Çelik, şunları kaydetti:
“Şuanda madencilerin durumunu konuşuyoruz. Biz bu konularda koltuk meselesini, kendi geleceği meselesi haline getirmiş insanlar değiliz ama bir tablonun bütün çıplaklığıyla ortaya konması gerekiyor. Bugünlerde herkesin iş güvenliği uzmanı, herkesin maden uzmanı tabii ki saygıdeğer konuşulması gerekiyor ama keşke 365 gün belli haftalarda hatırlayabilsek de bu konuları konuşabilseydik. Avazımız çıktığı zaman dünya genelinde kongreler uluslar arası kongreler yaptığımız zaman bir şeyler yazılsaydı da acaba sürece katkı koyabilir miydik. Siyasi sorumluluk her an için geçerlidir. Bizim için onun bize getirdiği bir veya bizim defans olarak yapacağımız bir şey değil. Neyse gereği yapılır onlar sorun değil ama önce çözülmesi gereken sorunlar var. Bu acil sorunların gündemimizden kalkması gerekiyor.”

“HİÇBİR ŞEY GİZLİ KALMIYOR. KİMİN NEREDE KUSURU VARSA, ÇÜNKÜ MEVCUT YASA SAĞLIKLI BİR ZİNCİR KURDU”
Soma maden ocağına yönelik bir yaptırım, uygulama ve teftişin olup olmayacağı sorusuna Çelik, şunları söyledi:
“Teftiş edenlerin o raporu verenler. Şimdi elimizde rapor var. Bu raporu açıklamayalım mı? Rapor diyor ki Mart ayında denetimler yapıldı, eksikler giderilmiş. Bu bizim elimizdeki resmi bir kayıt. Daha önce yapılan teftişler, eksiklikler gündeme çıkarılmış onlar giderilmiş. Bunlar resmi kayıtlar. Bunları konuşmak yanlış değil, bunları söylemek yanlış değil ama şimdi iddia edilen ne; acaba teftiş sağlıklı oldu mu? 700 metre yer altına inildi mi, inilmedi mi? Farklı farklı görüşler var. O halde bu teftişlerinde teftişiyle ilgili biz geçen hafta talimatımızı verdik. Bu teftiş raporlarını düzenleyen müfettişlerle ilgili de şuanda teftiş kurulu başkanlığı çerçevesinde çalışma sürdürülüyor. Hiçbir şey gizli kalmıyor. Kimin nerede kusuru varsa, çünkü mevcut yasa sağlıklı bir zincir kurdu. Bu zincir tepeden tırnağa kadar uzanan güvenlik önlemleri içeren bir yasa. Burada nerede halka koptuysa onun ortaya çıkması noktasında biz şuanda çalışmamızı sürdürüyoruz. Nerede bu halka koptu veya nasıl bir olay meydana geldi ki bu halka bundan haberdar olmadı. Çünkü orada bir maden mühendisi var maden kanunu gereği. İş sağlığı güvenliği uzmanları var. Onlar yalnız iş güvenliğini orada eksiklikleri görme durumundalar. Onları neyi görmediler. Sorumlular neyi görmedi. İşin sahibi neyi görmemezlikten geldi. Bunların hepsi şuanda adli idari yargı çerçevesinde bizim müfettişlerimiz de oradalar. Ortaya çıkacak. Bizde diyeceğiz ki; yanlış şu noktada, şu kişileri ilgilendiriyor, şuradaki ihmallerdir. Bunlar söylenecek.”
(İHA)