Uzmanlar Kapağı açılan su başta olmak üzere bütün içeceklerin, kısa süre içinde tüketilmesi gerektiğini ifade ettiler
Abone olMikroorganizmalara karşı sürekli koruma sağlayan klor gibi dezenfeksiyon maddesi katılmayan içeceklerin, havayla temas etmesi durumunda bakteri yuvasına dönüşerek, tehlikeli hastalıklara yol açabileceği bildirildi. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Durak, kaynak sularının yeraltındaki katmanlardan süzülerek geldiğini, bu nedenle bünyesinde hastalık yapan cinsten mikroorganizmaların yok denecek kadar az olduğunu söyledi. Mikroorganizma yükünün az olması nedeniyle şişeleme sırasında etkili dezenfeksiyon işleminin yapılmadığını belirten Prof. Dr. Durak, kaynak suyu satan firmaların tamamına yakının dezenfeksiyon işlemlerinde ozonlama sistemi kullandığını ifade etti. Prof. Dr. Durak, evlere gelen şebeke sularında dezenfeksiyon için belediyelerin klor tercih ettiğini kaydederek, çeşme sularında ne kadar uzun süre bekletilirse bekletilsin, klor içermesi nedeniyle mikroorganizma üremediğini anlattı. Ozonlama ile dezenfekte edilen kaynak sularının klor gibi uzun süreli koruma sağlamadığını vurgulayan Prof. Dr. Durak, şunları söyledi: “Bu nedenle kapağı açıldıktan sonra kısa süre içinde tüketilmeyen şişe suları, mikroorganizma yuvasına dönüşebilir. Şişe sularının yanı sıra gazlı içeceklerde de dezenfeksiyon işlemi yapılmıyor. Gaz, mikroorganizmalara karşı etkin koruma sağlıyor, ancak hava ile temas ettikten sonra gazın uçması içeceği savunmasız bırakıyor.” Prof. Dr Durak, bu yüzden kapağı açılan su başta olmak üzere bütün içeceklerin kısa süre içinde tüketilmesi gerektiğini ifade ederek, “Su içinde organik madde yok, ancak hava ile teması sırasında içine mantar ve parazit yapan bakteri sporları düşebilir. Kapağı açıldıktan sonra mikroorganizma populasyonu artan içecekler, mide, bağırsak rahatsızlıkları gibi tehlikeli hastalıklara yol açabilir” dedi.