Kanser hastalıklarının yüzde 10'unun genetik, yüzde 90'ının da çevresel faktörlerden kaynaklandığı bildirildi.
Abone olDokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nur Olgun, kimyasal ve fiziksel kanserojen maddelerin, insan sağlığı üzerinde ciddi tehdit oluşturduğuna dikkati çekti. Prof. Dr. Olgun, şunları söyledi: ''Havadaki gazlar, ağır metaller, radyasyon gibi kanserojen özellik taşıyan çevresel faktörlerden uzak durarak, kanser riskini yarı yarıya azaltabiliriz. İç Anadolu Bölgesi, kanserojen madde açısından riskli bir bölgedir. Bölgenin toprağında bulunan (zeolit) ve (asbest) gibi maddeler de kanserojendir. Özellikle Nevşehir yöresinde yaşayanlar, evlerini sıcak tutmak için duvarlarını asbest maddesiyle siliyor. Bu da akciğer hastalıklarına ve uzun vadede akciğer zarı kanserine neden oluyor. Yöredeki insanlar bu konuda bilinçli değil. Bölgede 20 yaşına kadar olanların yüzde 25'inin kanserin yanı sıra akciğer hastalıklarına yakalandıkları, ileri yaşlarda ise bu oranın yüzde 80'e ulaştığı görülmüştür.'' Ölçüm istasyonları Yöredeki insanların bilinçlendirilmesi için Sağlık Bakanlığı ile Kanser Denetim Merkezi'nin ortak çalışma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Olgun, yasal olarak kanser riski taşıyan bölgelerde, kanserojen madde miktarını ölçen istasyonların yapılması gerektiğini kaydetti. Kuru temizleyicide kullanılan maddenin bile kanserojen etkisi bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Olgun, şöyle devam etti: ''Kanserojen maddelerle çalışan bazı işyerlerinde ortalama miktarın ölçülmesi ve tedbir alınması için sayaçların olması lazım. Maddenin etkisini geçirmek için temizletilen kıyafetler, bir süre balkonda havalandırdıktan sonra giyilmelidir.'' Kaynak : Güneş