BIST 9.673
DOLAR 35,18
EURO 36,61
ALTIN 2.960,39
HABER /  SAĞLIK

Kanserde ailevi yatkınlık

Erciyes Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ali Ünal, kanserde ailevi yatkınlık unsuruna dikkat çekti.

Abone ol

Erciyes Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hematoloji Bölüm Başkanı ve Kemik İliği Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Ünal, kanserde ailevi yatkınlık unsuruna dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, ''Meme kanseri görülen bir ailede 35 yaşını geçmiş tüm kadınların, kolon kanseri görülen ailelerde de 40 yaşından sonra tüm bireylerin kanser yönünden taranması gerekiyor'' dedi.

Prof. Dr. Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı kanser türlerinin ailevi yatkınlıkla doğrudan ilgili olduğunu söyledi. Meme kanseri ile kolon (kalın barsak) kanserinin ailevi yatkınlık olan kanser türleri arasında başı çektiğini, akciğer kanserinin de ailevi kanser türleri arasında yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Ünal, ailesinde bu tür kanser görülen kişilerin daha dikkatli olması gerektiğine işaret etti.

Toplumda kanser görülen kişi sayısında ciddi artışlar yaşandığı yorumlarının yapıldığını, ancak kanserli kişi sayısındaki artışın temelinde gelişen tıbbi imkanların rolünün büyük etkisi bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi:

''Önceleri kanser vakaları teşhis edilemezdi. Kişi ölse bile kanserden öldüğü bilinmezdi. Bunda, kişinin sosyal güvencesinin olmaması, doktora gidememesi ve teşhis konulamaması etkili olurdu. Yeşil kart gibi sosyal güvencenin ortaya çıkması, hasta kişilerin doktora gitme imkanını artırdı. Gelişen tıbbi imkanlar da rahatlıkla teşhis konulmasını sağladı. Durum böyle olunca, bilinen kanserli hasta sayısında artış oldu. Kanser hastalarında görülen artış değerlendirilirken bu durumda göz önünde bulundurulmalıdır''

ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ

Kanserin erken teşhis edilmesinin önemini vurgulayan, bu nedenle ailevi yatkınlık unsurunun kişilere verdiği ipuçlarının değerlendirilmesinin önemine dikkati çeken Prof. Dr. Ünal, ''Meme kanseri görülen bir ailede 35 yaşını geçmiş tüm kadınların, kolon kanseri görülen ailelerde de 40 yaşından sonra tüm bireylerin kanser yönünden taranması gerekiyor'' diye konuştu.

Meme kanserine, özellikle ''BRCA1'' denilen genin kansere yatkınlık yapmasının neden olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal, şöyle devam etti:

''Bu gen, ailevi olabiliyor. Bir aile ferdinde meme kanseri varsa diğer kadınlarda kanser görülme riski 10 kat daha fazla oluyor. Kolon kanserinde de aynı risk söz konusu. Baba ve kardeşlerde yani bir ailenin üç bireyinde kanser görülen vakalar var. Ailedeki 1. kuşak ve 2. kuşak fertlerin kanser yönünden taranması gerekir. Sigara ilişkili akciğer kanserine yakalanan bir babanın sigara içen diğer çocuklarında da kanser riski çok artıyor. Çünkü temelinde ailevi yatkınlık söz konusu. Bu tür detaylara dikkat edilecek olursa daha sağlıklı günler yaşarız.''