Kanser hastalarının umut diye sarıldıkları son nokta: kaplumbağa kanı!
Abone olKanser tedavisi gören hastaların 'alternatif tıp' adı adı altında kaplumbağa ya da tavşan kanı kanı içerek çare aradığını söyleyen Prof Dr. Erkan Topuz, bu yöntemlere başvurulmaması gerektiğine dikkat çekti.
Habertürk'ün haberine göre anser tedavisi gören hastalar ve yakınları arasında en çok bilinen yöntem kaplumbağa kanı içmek. Bunun nereden, nasıl kaynaklandığını onkolog Prof. Dr. Erkan Topuz anlattı. Kaplumbağa kanıyla ilgili bilinen bu yanlışın 25 yıl önce bir gazetede çıkan habere dayandığını anlatan Prof. Dr. Topuz, şunları söyledi:
"Gazete haberinde 'ben kaplumbağa kanıyla kanseri yendim' diye bir kişinin beyanı vardı. Çocuk lenfoma. Kemoterapi görmüş, her türlü tedaviyi görmüş. Sonra söylediler diye, kaplumbağanın kafasını kesmiş, suyunu içmiş. Ardından Trakya'da kaplumbağa kalmadı. Halbuki bu çocuk kanser tedavisi görmüş kurtulmuş. Maalesef o zamandan beri gelen aptalca gelenekler kulaktan kulağa yayılıyor."
'GÜVERCİN PİSLİĞİ ÇIKTI'
Prof. Dr. Erkan Topuz, bu tür ürünlerle, inanışlarla insanların kandırılmasına neden olarak, onkoloji bölümünde faaliyet gösteren doktorların beslenme konusunda yeterli bilgi sahibi olmaması, mevcut kanunların da ciddi yaptırımlar içermemesi olarak gösterdi.
Topuz, "3 liralık şeyi 3 bin dolara satıyorlar. Herkesin eli kolu bağlı. Bunları tahlil edecek doğru düzgün laboratuvarız yok. Bundan dolayı sana kaplumbağa kanı da iç derler. Benim hastalarıma güvercin pisliği de yedirdiler. Tahlil ettirdik, güvercin pisliği çıktı ve 720 dolardan satıyordu suyunu" dedi. Kanser tedavisi gören hastaların mutlaka onkologlara başvurması gerektiğine dikkat çeken Topuz, "Halkımız onkoloji merkezine başvurmuyorsa kendi cezasını kendi çekecektir. Uyarıyorum, muhakkak bir onkoloğa başvuracaksınız" diye konuştu.
"EVDE ÜRETİME BAŞLAYIN"
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, "Kaliteli beslenmek dışında doğrudan söylenebilecek birşey yok. Ne onun yağı ne bunun kanı. Akıllarından geçirmesinler" diye konuştu. Kanser hastalarına ve yakınlarına 'iyi besin takviyesi yapın yeter' dediğini söyleyen Dr. Dizdar, şunları söyledi: "Yoğurdu kendiniz tutturun. Dışarıdan alınabilecek şeyleri minimalize edin. Yeniden evde üretmeye başlayacaksınız. Bu şekilde gerçek gıdayı hastanıza temin edebilirsiniz."
KANSERDE PATLAMA
Resmi istatistiklere göre kanserde artışın yüzde 170'in üzerinde olduğunu belirten Dizdar, "Bizim gördüğümüz hasta sayısı, açılan merkezlerin sayısı, bu merkezlerde hastaların yoğunluğuyla rakam daha yüksek olabilir. 15 yıl önce yaz döneminde günde 4-5 hasta gelirdi. Ramazan ayında hiç gelmezdi. Şimdi merkezler ağzına kadar hastayla dolu. Bu patlama. Bu patlamadan nasıl çıkacağımızı çok iyi düşünmek gerekiyor" dedi.
EŞİNE KAPLUMBAĞA KANI İÇİRDİ
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi'nde kendisi meme kanseri, eşi lenfoma tedavisi gören Fatma Arı da, bu söylenenlere inananlardan. Arı, kaplumbağayı keserek, kanını eşine içirdiğini itiraf etti. İki yıldır kolon kanseri tedavisi gören 71 yaşındaki Ahmet Eser Taşar ise, bu süreçte birçok şey duyduğunu ancak hiçbirisini uygulamadığını söyledi. Taşar, "O tür şeylerden fayda ummuyorum. Duyduklarımız arasında kaplumbağası da var, kurbağası da var. Ama biz itibar etmedik" dedi.
66 yaşındaki Azime Pires de, kulaktan kulağa yayılan bu inanışları duyanlardan. Pires, "Ciğer kanseri için tavşan kanı, bir de ördek kanı dediler. Otlar söylediler. Ben hiç kullanmıyorum" diye konuştu.