BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,27
ALTIN 2.836,35
HABER /  GÜNCEL

Kanser haritamız çıkıyor

Sağlık Bakanlığı'nca yürütülen çalışmanın ilk verilerine göre, 2-3 milyon kişi kanser riskiyle karşı karşıya bulunuyor.

Abone ol

İç Anadolu’da eski yanardağların olduğu bölgede akciğer zarı, İç Anadolu’nun batı ve Ege’nin doğusunda akciğer ve mesane, Doğu Anadolu’da mide, bazı termik santrallerin çevresinde de akciğer kanseri riski bulunduğu saptandı. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, 2020 yılında dünyada her yıl 20 milyon yeni kanser vakasının ortaya çıkacağını vurgulayarak, bunların yüzde 75’inin gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde meydana geleceğini söyledi. Türkiye’de sadece kanser ilaçlarının yan etkilerini ortadan kaldırabilmek için ayda 1.5 milyon dolar harcandığına dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer, “Bizim gözümüzü açmamız gerekiyor. Çünkü kanser, ekonomik boyutu da çok yüksek olan bir hastalık grubu. Çoğu ilaçlar ithal olduğu için ekonomimizden ciddi götürüleri var” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın kanserle savaş politikasının “kanseri önlemeye ve taramaya” yönelik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tuncer, “Yapmamız gereken en önemli şey; bir kanser verisi ortaya çıkarmak. Bunun için kanser haritasına ihtiyaç var” diye konuştu. Prof. Dr. Tuncer, kanser haritası ile Türkiye’nin neresinde, hangi kanser türlerinin yoğunluk gösterdiğinin saptanacağını dile getirerek, bu konudaki çalışmaların son 1 yılda hızlandığını bildirdi. SAĞLIKLI SU HARİTASI’ İlk iş olarak kayıt sistemini yenileme çalışmalarına başladıklarını belirten Prof. Dr. Tuncer, “Kayıtlarını iyi tutmayan ve Sağlık Bakanlığı’na bildirmeyen hastanelerde onkolojik çalışmalara izin verilmeyecek. Üniversiteler dahil kanser çalışmaları için bir akreditasyon sistemi getiriliyor” dedi. Vakaların 3’te 1’inin kayıtsız olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tuncer, AB projeleri dahilinde Türkiye’nin “sağlıklı su” haritasını da çıkartacaklarını kaydetti. Kanser haritasının tamamlanmasının ardından bölgelerde rastlanan kanser yoğunluklarını inceleyeceklerini anlatan Prof. Dr. Tuncer, “Buna sebebiyet veren yerel bir neden var mı, onu araştıracağız. Onu yok ettiğimizde, buna bağlı kanserler de yok olacak. Örneğin eriyorid ve asbesti yok ederseniz, bugün dünyada tedavisi olmayan akciğer zarı kanserini de yok edersiniz” diye konuştu. AKRABA EVLİLİKLERİ Prof. Dr. Murat Tuncer, Antakya, Çorum ve Tunceli’nin de aralarında bulunduğu 11 merkezde yoğun şekilde “ailevi kanserler” saptadıklarını ifade ederek, “Akraba evlilikleri, o yörelerde genetik kanserlerin yaygınlaşmasını sağlamış” dedi. Bunların geniş aileler olduğunu belirten Prof. Dr. Tuncer, hangi kanserlerin riskli olduğunu bulmaya çalıştıklarını söyledi. Bu nedenle bir komisyon oluşturduklarını ve DNA çalışması yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Tuncer, şöyle konuştu: “Birçok ailenin DNA’larını aldık. Bu DNA’ları ülkemiz şartlarında değerlendirip, hangi kanserlere yatkın olabileceğini araştırıyoruz. Uzun vadede bu ailelerde belirli kanserlere karşı riskler saptanabilir ve gen tedavisiyle bu riskler ortadan kaldırılabilir.” İLK VERİLER... Prof. Dr. Tuncer, Türkiye’de bazı kanserlerin yoğun olduğu bölgeler ve nedenleri hakkında şunları söyledi: “İç Anadolu’nun batı, Ege bölgesinin doğu kesimindeki doğal yeraltı sularında, akciğer ve mesane kanseri riski doğuran arsenik kirlenmesi var. Özellikle Ege’nin doğusunda, arsenikli su kullanan bazı ilçeler saptamıştık ve bu ilçelerde su rehabilitasyonunu gerçekleştirdik. Doğu Anadolu’da yemek alışkanlıkları nedeniyle, özellikle besinleri çok sıcak yemekten, mide kanseri açısından çok riskli bir bölge tespit ettik. Bazı termik santrallerin çevresi, hava kirliliği nedeniyle akciğer kanseri riski taşıyor.” RİSKLİ KÖYLER BOŞALTILACAK Özellikle İç Anadolu’nun kısmen doğu kesimine yakın eski yanardağların olduğu bölgenin, jeolojik özellikleri nedeniyle akciğer zarı kanseri açısından risk taşıdığını vurgulayan Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu risk, topraktaki asbest ve eriyoridden kaynaklanıyor. Türkiye’nin bu bölgesinde akciğer zarı kanseri riski, dünyanın herhangi bölgesinden bin kat daha fazla. Şu anda 2-3 milyon kişi, bu riskle karşı karşıya. Bu nedenle ciddi önlemler alıyoruz, bazı köyleri taşıyoruz. Yeni yapılan yerler var, altyapıları hazırlanıyor. Bu köyleri oralara taşıyacağız. Bununla beraber toprakların üstünü örtüyoruz ve ağaçlandırmaya önem veriyoruz.”