BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Kanlı süreci bu gelişmeler mi ateşledi?

Biriken öfke bulutları Kandil'e bomba olarak yağdı. Peki süreç nasıl bu hale geldi?

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Çukurca'daki saldırıyı Suriye ve İran'a bağlamak "PKK gerçeğini" değiştirmiyor. Öcalan ile Haziran ayı ortasında bıçak gibi kesilen görüşmeler kanlı sürecin fitilini ateşlemiş olmasın.

Hakkari Çukurca'daki saldırı sonrası kamuoyunda türlü senaryolar yazıldı. Olayın arkasında Suriye'nin parmağı olduğu söylendi.

İRAN VE SURİYE BİLMECESİ

Ankara'nın kendi içişlerine karışmasını "hazmedemeyen" Esad yönetiminin, komşusunun "dikkatini dağıtmak" için PKK'yı kullandığı iddia ediliyor. 

Bir diğer görüş ise 16 Temmuz'da Kandil'e görülmemiş operasyon başlatan İran, hemen ardından "Murat Karayılan yakalandı" haberini bilerek sızdırdı. Böylece İran'ın hem PKK'yı hem de Türkiye'yi karşı karşıya getirerek, en yakın müttefiki Suriye'nin elini rahatlattığı ileri sürülüyor.

Saldırıların yukarıdaki gelişmelerin birbirine yakın seyretmesi "tesadüf mü yoksa çılgın komplo teorilerinden birisi" daha mı?

BİR TÜRLÜ YOK EDEMEDİK

Son gelişmeleri dış güçlerin oyunu olarak görülürse, bugüne kadar yaşananlar, nasıl izah edilmeli? "Bağırıp çağırsak", "şimşekler yağdırsak" da ortada "PKK gerçeği" ve ona "sıcak bakan" 2.5 milyonu aşkın seçmen var. Bir çoklarının "ayak bağı" gibi gördüğü sorunun silahlı geçmişi 30 yıla dayanıyor. Daha evveliyle birlikte fotoğrafa bakılınca, "dış mihraklarla" açıklanamayacak kadar köklü ve karmaşık bir sorun. 

YAZICI'NIN DEDİKLERİ NE OLACAK?

Çok uzağa gitmeye gerek yok. Bakan Hayati Yazıcı, saldırının ardından PKK'ya katılımın azalmadığını aksine arttığını dile getirmedi mi? Yazıcı'nın "Hala neden adeta askere gider gibi gidiyorlar" sözü de Suriye ve İran'a mı bağlanacak?

Dış güçlerden destek aldığı inkar edilemez. Ancak bu durum PKK'nın şu andaki mevcut konumunu ve hedeflerini değiştirmiyor. Ya da sancılı coğrafyada var olan "ayrılıkçı damarın" yüz yıllar ötesine dayandığı gerçeğini. 

GÖZLERİNİ KARARTMIŞLAR

Sayıları diğer kendileri gibi düşünmeyen Kürt vatandaşların belki de üçte biri. Sıkı örgütlenmiş, çatlak sesleri anında susturan, "davaları" için "her türlü çılgınlığı" yapan ve yapmaya devam edecek olan bir yapı var karşımızda.

SURİYE SENARYOSUNA İTİRAZLAR

Suriye ile ilişkiler "güllük gülistanlık" iken, PKK "her türlü melaneti" işlemiyor muydu? Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde onunu oluşturan Kürt nüfusunun Esad rejimiyle uzun zamandır problemleri biliniyor. Prostesto gösterilerinde Kürtlerin de ön saflarda olduğu unutulmamalı. PKK'nın büyük Kürdistan hayalinde Suriye topraklarının bir bölümü var zaten. Kaldı ki PKK'nın "özerklik talebi" İran ve Suriye için de "kötü örnek" olacağını düşünürsek, senaryonun altının dolu olmadığı görülecektir.

HAZİRAN'DA SES ÇIKMADI

O halde "Devlet Öcalan ile görüşürken PKK niye saldırdı?" denilebilir. Ancak gözden kaçan bazı ayrıntılar önemli. Öcalan devletle yapıldığı iddia edilen protokollere Haziran ortasında cevap alamadığını duyurmuştu. Karayılan Öcalan'ın bu rahatsızlığını Hasan Cemal'e 27 Haziran'da Milliyet gazetesinde çıkan röportajda söyledi.

ÖCALAN: SİLVAN'IN 10 KATI OLUR

14 Temmuz'da 13 askerin şehit olduğu Silvan baskınından 4 gün sonra Öcalan'ın "Önüm açılırsa bir haftada hallederiz. Yoksa çatışmalar yarın Silvan’dakinin 10 katı olur" dediğini unutmayalım. Görüşmelerden umudunu kestiği anlaşılan Öcalan, 27 Temmuz'da iki tarafı da taşeronlukla suçlayıp aradan çekildiğini açıkladı.

KANDİL VE ÖCALAN

Kandil'in Öcalan'ın dinlemediği iddiası pratikte geçerliliği yok. Karayılan'ın dediği gibi "bizi dağdan indirecek tek otorite" mevcut şartlarda tek otorite Öcalan. Kısa bir süre sonra KCK Öcalan'a biat eden bir bildiri yayınlandı. Kandil ile Öcalan arasındaki bağı Karayılan'ın "Eğer önderliğimize herhangi bir şey olursa o zaman Türkiye'de bir tek lider bile kalmaz" sözleri anlatıyor.  Farklı hareket ediyorlar gibi gösterilsede de fotoğrafın bütüne dikkatli bakıldığında, Öcalan ve örgüt arasındaki ilişki daha net görülecektir.