BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,25
ALTIN 3.004,45
HABER /  GÜNCEL

Kanınızı donduracak O JEST!

İngilizlere yapılan jest 30 bin askerimizin hayatına mal oldu. İşte o jest...

Abone ol

USAK Başkanı Laçiner, 1926'da sınırda 1000 km'lik toprağın İngiliz'lere jest olarak verildiğini söyledi. 

Yeni Aktüel, son sayısında Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Doç. Sedat Laçiner'in, Irak sınırıyla ilgili çarpıcı bir iddiasına yer verdi:

İddiaya göre dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey, K. Irak sınırındaki 1000 km2'lik toprak parçasını büyük ihtimalle Atatürk'ten habersiz "jest olarak" İngilizlere bıraktı. Ve bugün bütün mesele işte o toprak parçasında cereyan ediyor.

İddianın dayanağı, Tevfik Bey'in 7 Haziran 1926 günü (İçtima: 115, Celse: 2) TBMM'de yaptığı konuşmada söylediği şu sözler:

IRAK DEVLETİ LEHİNE FERAGAT ETTİK

"Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki hudut üzerinde bile bin kilometre murabbaı (kare) miktarında lehimize tashihat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bin ve yahut iki bin kilometrekarelik arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekşif olunan araziden de sarfı nazarla bütün Musul vilayetinden müstakil Irak devleti lehine feragati prensiplerimize daha uygun bulduk."

Bu sözler, Kültür Bakanlığı tarafından 1981'de yayımlanan "Atatürk'ün Milli Dış Politikası (Milli Mücadele dönemine ait 100 Belge)" kitabında yer alıyor.

ATATÜRK'ÜN HABERİ YOKTU

Laçiner'in alıntıladığı bu sözler, "Türkiye'nin sadece Musul ve çevresini değil, sınırın en hayati yerlerini de Irak'a terk ettiğini acı bir şekilde gösterdiğini" iddia ediyor. 27 Ekim 2007'de yayımlanan "Kuzey Irak'ı Neden Verdik?" başlıklı makalede iddiaya yer veren Doç Laçiner, "Peki, Atatürk'ün Tevfik Rüştü (Aras) Bey'in kararından haberi var mıydı?" sorusuna, şu yanıtı veriyor: "Atatürk büyük ihtimalle bu "fedakârlığı" sonradan öğrendi"

Laçiner bu toprak parçasının tam olarak neresi olduğunu da bugün bilemediğimizi, ancak sınırda bugünlerde bizi en zor durumda bırakan yerler olduğunu belirtiyor: "Bugün sınır ne kadar güneye kaysa o kadar rahatlayacağız. Bu açıdan bakıldığında dönemin Dışişleri Bakanı'nın jestinin Türkiye'ye ne kadar ağır bir fatura çıkardığı ortada."