BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Kanını değil canını almışlar

Talihsiz Pak, bir süre sonra öldü. Ailesinin KTÜ aleyhine açtığı dava 44 milyar lira taznimatla sonuçlandı.

Abone ol

Teknisyenin hatası sonucu 6 ünite kan verdikten 22 gün sonra ölen fırıncının ailesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden 44 milyar TL tazminata hak kazandı. Trabzon'da yaklaşık 2.5 yıl önce yaşanan "sağlık skandalı" için açılan tazminat davası dün sonuçlandı. Başka hiçbir ülkede yaşanmayan ve "Türk usulü ölüm" şeklinde nitelendirilen olayın duruşmasında, KTÜ Rektörlüğü, tazminata mahkum edildi. Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, ölen Ahmet Pak'ın eşi ve 7 çocuğunun "haksız fiil'' nedeniyle KTÜ aleyhinde yaklaşık 1.5 yıl önce 65 milyarı maddi, 45 milyarı manevi toplam 110 milyar liralık tazminat talebiyle açtığı davayı karara bağladı. Mahkeme, bilirkişi raporuna dayanarak verdiği kararında, Pak'ın 6 ünite (1200 ml) kan vermesi konusunda rızasının alınmaması, ilgili mevzuat hükümlerince kan bankasında 24 saat esasına göre bir doktorun bulunmamasını gerekçe göstererek, KTÜ Rektörlüğü'nü kusurlu buldu. Kusur derecesi olarak da ''ağır ihmal'' olduğu kanaatine varan mahkeme, KTÜ Rektörlüğü'nü, davacı tarafa 27 milyar 675 milyon lira maddi, 17 milyar lira da manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Olaydan sonra sorumluluğun Kan Merkezi'nde olduğunu belirten Bölüm Başkanı Prof. Ercüment Ovalı, "Olaydan 4 gün sonra haberim oldu. Hemen o gün araştırma başlattım. Kan almadan önce teknisyenin bize danışması gerekiyordu. Ancak danışmadı. Özel donörler haricinde kimseden 2 üniteden fazla kan almıyoruz" dedi. RAHATSIZLIĞI VARDI Prof. Ovalı, "özel donörlere de kapsamlı testler uyguluyoruz. Onlar, sorumluluğun kendilerine ait olduğuna dair bir dilekçe imzalıyor. Bu yolla Amerika'da para karşılığı plazma veren çok sayıda özel donör var. Bu nedenle teknisyen bize danışmalıydı. Ve hastanın neden komaya girmiş olabileceğini araştırmaya başladım. Çünkü normalde literatürde plazmanın alınması nedeniyle ölen hasta yok" diye konuştu. Ahmet Pak'ın yapılan tahlillerde MTHFR genlerinde bozukluk olduğunu ifade eden Prof. Ovalı, "Hastada, bir genin bir başka gene dönüşmesini sağlayan maddenin bozukluğunu saptamıştık. Bu tür hastalar beyin damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle orta yaşlarda beyin kanaması geçiriyor. Ya da hastalarda nörotik bozukluklar ortaya çıkıyor. Biz kanda pıhtılaşmayı sağlayan plazmanın fazla alınmasının hastadaki gen bozukluğu nedeniyle pıhtılaşmayı hızlandırdığını ve beyin kanamasına neden olduğunu sanıyoruz" şeklinde konuştu. Eşi, hasta yakınlarını suçladı Ahmet Pak'ın eşi Arife Pak, tazminat davasının lehlerine sonuçlanmasına sevindiklerini belirtti. Pak, kocasının ölümünden sonra çok zor günler geçirdiklerini belirterek, "Bu işin maddi karşılığı olmaz. Eşim öldüğü için üzgünüm. Ancak davayı kazandığımız için de mutluyuz. Bu işin bedeli parayla ölçülemez. Keşke eşim yaşasaydı" dedi. Pak'ın eşi, kan plazması alımı sırasında hasta yakınlarının görevli teknisyene, az bulunan kan grubundan olduğu için Ahmet Pak'tan çok kan alınması konusunda baskı yaptığını iddia etti. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde Trombositopenik Purpura" yani bağışıklık hastası olan ve önlenemeyen kanamalar nedeniyle tedavi gören Fatma Çorbacı, daha sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hematoloji Kliniği'ne sevk edildi. Çok seyrek görülen bir hastalığın pençesine düşen genç kız, çok sık bulunmayan bir kan grubu taşıyordu. Ancak sonunda iyileşti. (SABAH)