BIST 9.185
DOLAR 34,37
EURO 36,79
ALTIN 2.966,80
HABER /  GÜNCEL

Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener : 'Bir sona doğru yaklaşıyoruz'

İSTANBUL'da 5.8'lik depreminin ardından Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, bugün kameraların karşısına geçti. Özener'den gelen açıklamalar ne yazık ki yüreklere su serpmedi. Profesör Özener 'Ne zaman olacağını maalesef bilmiyoruz. Ama olacağını ve gitgide de o sona yaklaştığımızı söyleyebilirim" dedi.

Abone ol

İSTANBUL Depremine ilişkin en yetkili birim olan Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden son dakika açıklamalar geldi. Kandilli Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener son duruma ilişkin açıklama yaptığı sırada bir anda salonlada "deprem alarmı' sireni çaldı. 

Canlı yayında deprem oldu
'Şu anda bir deprem oldu" diyen Özener, şunları söyledi:
-"Gördüğünüz gibi durmuyor. Başladığımızda yaklaşık 200 deprem olmuştu. Duyulan ses deprem uyarısı. Sistem sesi aldıktan sonda otomatikman çözüm yapıyor, sonrasında da arkadaşlarımız daha sağlıklı çözüyor. İnternet sitemizde ilk değerden sonra yer alan revize değerler var.'

Bir sona doğru yaklaşıyoruz

Özener İstanbulluları tedirgin eden depremle ilgili çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Birçok bilim insanının 1999 depreminden sonra bir sonraki depremin Marmara Denizi'nde gerçekleşeceği konusunda hemfikir olduğunu dile getiren Özener, şunları söyledi:

-"Depremin kaç büyüklüğünde olacağı, ne zaman olacağı veya olmayacağı konularının halk önünde tartışılmaması gerektiğine inanıyorum. Vatandaş şunu bilecek; Marmara Denizi'nde tarihsel depremler var. 1509-1766 depremleri var. Ülkemiz dinamik. Bunu uydu teknolojisiyle, GPS ile takip ediyoruz.

Anadolu plakası ortalama her sene 2,5 santimetre batıya doğru kayıyor. Burada bir enerji birikiyor ve bu enerji bir gün dışarı çıkacak. Ne zaman çıkacağını bilmiyoruz ama bir sona doğru yaklaşıyoruz. Ama bu sonun ne zaman geleceğini bilmiyoruz.

-Dolayısıyla her zaman bugün deprem olacakmış gibi hazır olmamız lazım. Bu hazırlık konusunda herkesin üstüne düşen görevler var. Bilim insanları çok çalışıyorlar. Vatandaşlar kendi üzerilerine düşen önlemleri almak durumundalar. Burada en büyük görev karar vericilere düşüyor. Alınan önlemler var. Bu önlemlerin daha da artırılarak, kentsel dönüşüm çalışmalarının özellikle bir an önce tamamlanması lazım. Vatandaşımızın da 'Şu gün, şu saatte olacak' gibi konuları aslında gündemlerinden çıkartıp ama deprem gerçeğini bilerek yaşamalı daha faydalı. Aksi takdirde psikolojimiz çok çabuk bozulabiliyor.

Ne zaman olacağını maalesef bilmiyoruz. Ama olacağını ve gitgide de o sona yaklaştığımızı söyleyebilirim. Ama zaman vermemiz mümkün değil.

Keşke dakikasını zamanını bilsek
Haluk Özener, "Keşke o kadar kolay olsa. Keşke zamanını, dakikasını bilsek de 150 yıllık bir kuruma gerek kalmasa. 7 gün 24 saat görev yapan arkadaşlarımız var. aynı anda 8 kişi sabahlara kadar nöbet tutuyor. Onlara gerek kalmayacak ama maalesef öyle bir şey değil deprem bilimi. 7 gün 24 saat gözlem yapmanız, emek sarfetmenize gerçek verilerle konuşmanız lazım." diye konuştu.

Dün olan deprem de tali fayın üzerinde. 26 Eylül'de olan 4.4'lük depremin ana fayın hemen üzerinde olduğuna dikkatinizi çekmek istiyorum.  Beklenen Marmara depremi 7'in üzerinde olacak.

 Özener'in açıklamalarından öne diğer noktalar şöyle:

"Son 38 yıldaki 4,5'tan büyük depremlerin sadece bu segmentin doğusunda ve batısında olduğu dikkatimizi çekiyor. Orta segment üzerinde deprem pek göremiyoruz. Son 4 günde olan depremlerin de bu orta segmentin yakınında, hemen üstünde, kuzeyinde olduğunu, kimi depremlerin de artçıların da ana segmente yaklaştığını görüyoruz. Bu fay hattı, orta segment, 1766 depreminin olduğu fay, 1766'da kırılan fay.

Son 4 günlük deprem aktivitelerine baktığımızda, 200'ün üzerinde deprem kaydettik.

Güneye doğru ilerliyor
-
5,7 ve onun artçısı olan 4,7 depremlerinin olduğu yer ana fayın yaklaşık 6-7 kilometre kuzeyinde olan depremler. Bundan sonra olan bazı depremlere, artçı şoklara baktığımız zaman bu şokların güneye doğru, doğuya doğru ilerlediğini ve 4,4'lük şokun da ana fayın üstünde olduğunu görebiliyoruz.

5.8'lik deprem tarihi fayda oldu
Birinci 4,7'lik deprem, 24 Eylül'deki depremin tam lokasyonunu verir ve kırdığı yerden bahsedersek, bunu bir tarihi fay olarak tanımlayabiliriz. Dün olan 5,7 büyüklüğündeki depremin de yine tarihi fayın üzerinde olduğunu görebiliyoruz. Daha sonraki artçılara baktığımızda 26 Eylül'de olan 4,4'lük depremin ana fayın hemen üzerinde olduğunu görüyoruz, bir sonraki 4,3'lük deprem de bu ikisinin arasında. Dolayısıyla bizim son 4 günlük deprem-zaman-büyüklük ilişkisine baktığımız zaman 4,7'lik deprem fayın kuzeyinde olan bir deprem. Ardından büyüklükleri 4,7'den 2'ye kadar artçıları izlememiz mümkün. Daha sonra dün olan deprem 5,7, bu da yine kuzeyde olan bir deprem. Ondan sonra olan 2 tane artçısı var, bir tanesi ana fayda, diğeri de yine kuzeyde olan bir deprem."

Depremin ne tarafa gittiği izleniyor
- "7 gün 24 saat 3 vardiya olarak görev yapan Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, tüm Türkiye'de olan deprem aktivitesini, sismik aktiviteyi izliyor ve bu depremlerin ne tarafa doğru hareket ettiğini de takip ediyor. Herhangi ekstra bir durum olduğu zaman, örneğin ana faya yaklaşması depremlerin bizde belki başka kuşkular da oluşturabilir. Dolayısıyla depremlerin ana faya sirayet edip etmediğini çok net olarak gözlemlememiz gerekiyor." 

FAY HATTI MARMARA DENİZİ DİBİNDEN İZLENİYOR

 Prof. Dr. Haluk Özener, 450 gözlem istasyonları olduğunu, sismoloji gözleminin yanı sıra derin kuyu, jeodezik, uydu aracılığıyla GPS gözlemleri yapıldığını belirterek, "Marmara'yı, deniz tabanının bin 200 metre derinliğine yerleştirdiğimiz deniz tabanı sismik istasyonlarıyla gözlemliyoruz. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 7 gün 24 saat gözlem yapan, son teknolojik imkanları kullanan, yetişmiş hem uzman personeliyle hem öğretim üyeleriyle eğitim, araştırma, uygulamanın aynı anda yapıldığı Türkiye'deki -büyük bir gururla söylüyorum- nadir, hatta tek olacak bir kurumdur." diye konuştu.

Deprem çalışması için bilimsel kaynak yok mu? 

Bilimsel çalışmalara kaynak konusuna ilişkin olarak da Özener, Türkiye'de araştırmaya yeteri kadar kaynak bulunabildiğini, eğer çok iyi proje ve kurumsal olarak olarak yaklaşılıyorsa her zaman destek sağlanabildiğini söyledi.

BU FOTO GALERİYE BAKIN
İstanbullular deprem endişesiyle geceyi dışarda geçirdi! Sahiller parkla cami bahçeleri doldu taştı
Foto Galeri İstanbullular deprem endişesiyle geceyi dışarda geçirdi! Sahiller parkla cami bahçeleri doldu taştı Galeriye Gözat