İsmi Beşiktaş camiasıyla özdeşleşen spor yazarı Kazım Kanat'ın kansere karşı verdiği amansız mücadelede en büyük destekçisi, bağlandığı renklerin taraftarı!
Abone ol1968 yılında İskenderun'da başlayan gazetecilik hayatını sayısız ödülle süsleyen Kazım Kanat'ın yaşamındaki en büyük milatlardan biri hiç şüphesiz kanserle tanışması. Kanat önce kolon, ardından karaciğer ve son olarak da akciğer kanserine yakalandı. Toplam altı ameliyat geçirdi, bu operasyonlarda bağırsaklarının ve akciğerinin yarısı, karaciğerinin ise 5'te 4'ü alındı. Kendi deyimiyle 4 silindirli motordan 2 silindirli motora düştü. "Hakem bitiş düdüğünü çalmadan maç bitmez, mücadeleye ara verilmez. Dakika 88, maçta 2-0 mağlup olsan da" diye açıklıyor mücadele gücünü usta gazeteci... Basur tedavisi için gittiği hastanede öğrenmiş kolon kanseri olduğunu Kazını Kanat: "1999 yılıydı. Annemde bir kalp rahatsızlığı baş göstermişti. Onun için hastaneye gitmişken basurumla ilgili de tedavi olayım dedim. Dr. Doğan Sarıbeyoğlu gerekli müdaheleyi yapacaktı. Küçük bir operasyon geçirdim. Uyandığımda ne ağrım vardı ne de sızım. 'Ben gidiyorum' dedim hemşireye. 'Ne gitmesi' dedi. 'Bütün doktorlar aşağıda senin durumunla ilgili toplantı yapıyor'. 'Ne durumuymuş o' diye sordum. 'Siz kansersiniz' dedi. 'Saçmalamayın' dedim ama hemşire saçmalamıyordu." Kanat bir yıllık mücadelenin sonunda kolon kanserini yenmişti. Ama mutlu günler kısa sürdü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde yaptırdığı tahlillerde bu kez de karaciğer kanseri olduğu ortaya çıktı: "Ben şanslı hastalardandım. Gerek o dönemki patronum Mehmet Emin Karamehmet, gerekse şimdiki patronum Turgay Ciner tedavim için bütün imkanları bana sağladı. Karaciğer ameliyatım çok ama çok zor geçti." Ameliyat masasında Beşiktaş'ı tartıştık Kanat'ın ameliyatını yapan doktor kendi gibi fanatik bir Beşiktaş taraftan olan Şenol Carıllı'ydı: "Amerikan hastanesine gittiğimde Şenol Hoca şaşırdı. 'Ne işin var senin burada' dedi. Şenol Hoca, ameliyatlarını bile Beşiktaş'ın antreman saatlerine göre ayarlayan biri. Masaya yattım. Doktorla Beşiktaş'ın savunma sistemini tartışıyoruz. O elinde kalem, göğsüme çiziyor. Savunma şöyle olmalı diye. Ben de alıyorum elinden kalemi, Beşiktaş çift stoper oynamalı, işte böyle böyle diye. Güler misin ağlar mısın? Sonuçta karaciğer kanserini de yendim. Ameliyattan 20 gün sonra İnönü'de Beşiktaş-Siirt maçı vardı. Gittim maça. Tribünler dakikalarca 'Bu taraftar seninle gurur duyuyor' diye bağırdı. İsmine beste yapılan tek spor yazarı oldum. Bu gurur da bana yeter. Beşiktaş sevgisi beni ayakta tuttu." VATAN