Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu Şemdinli Komsiyonuna suçlamalar yöneltti.
Abone olEski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, TBMM Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu'nun Anayasa'ya aykırı olduğunu savunarak, ''Komisyonun önümüzdeki günlerde bölgedeki şehirlere giderek halen cezaevinde olan sanıklarla görüşme arzusu, tanıkları dinleme çabası da Anayasa'ya aykırıdır. Yani TBMM, yargının işlevine kaba bir saldırıda bulunmaktadır'' dedi.
Kanadoğlu, Levent'teki Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Tesisleri'nde gerçekleştirilen Basın Konseyi 19. Üyeler Kurulu Toplantısı'nın açılışında ''Yargının Siyasallaşması'' konulu konuşma yaptı.
Sözlerine ''Söyleyeceklerimi ömrünün 43 yıl 3 ayını bu mesleğe vakfetmiş duayen hukukçu olarak bir feryat biçiminde kabul etmenizi ve dinlemenizi rica ediyorum'' diyerek başlayan Kanadoğlu, son dönemde tartışılan bazı konulara dikkat çekti.
Kanadoğlu, ''Günümüzde gördüğümüz ve daha önce sergilenen diğer olaylarla birlikte bugün çok rahat bir şekilde yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını ve yargının gittikçe siyasallaşma tehlikesi işine atıldığını söyleyebiliriz'' dedi.
Çağdaş demokrasilerin ''çoğulculuk, katılımcılık, şeffaflık, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerine bağlılık'' temelleri üzerine kurulu olduğunu anlatan Kanadoğlu, hukuk devleti ilkesine bağlılığın çağdaş devletin ''olmazsa olmaz'' koşulu olduğunu ve bu ilkeleri bağımsız, güçlü ve etkin bir yargının hayata geçirebileceğini kaydetti.
Kanadoğlu, yargı bağımsızlığının dayandığı 4 ilke bulunduğunu ifade ederek, bunların kurumsal olarak yasamaya ve yürütmeye karşı bağımsızlık, bireysel olarak da yargının kendine karşı bağımsızlığı ve kamuoyunu temsil eden basına karşı bağımsızlık olduğunu bildirdi.
''EN SON VE ÇARPICI ÖRNEĞİ''
Anayasa'nın 9. maddesine göre hiçbir kurum, kuruluş ve kişinin dayanağını Anayasa'dan almayan bir yetkiyi kullanamayacağını vurgulayan Kanadoğlu, ''Ancak yasamanın, yargının görevi içerisinde olan birçok konuda 'araştırma' adı altında birtakım girişimlere kalkıştığını görüyoruz. Bunun en son ve çarpıcı örneği, Şemdinli Araştırma Komisyonu'dur'' diye konuştu.
Araştırma komisyonlarının, Anayasa'nın 98. maddesine göre TBMM'nin bilgi edinme ve denetim yolları olarak ikiye ayırdığı denetim yolunun bilgi edinme kısmını oluşturduğunu dile getiren Kanadoğlu, araştırma komisyonlarının çalışma konusunun sadece belli bir konuda bilgi edinmek için araştırma yapmaktan ibaret olduğunu, Anayasa'daki tabirinin de bu olduğunu kaydetti.
Kanadoğlu, Anayasa'nın 138. maddesinin göz önüne alınarak 9. maddeye göre kendine tanınmayan bir yetkiyi kullanmaktan kaçınmak ve özellikle de yargıya intikal etmiş bir konuda herhangi bir görüşme yapmamak gerektiğini söyledi.
''YASAMAYA KARŞI BAĞIMSIZLIĞIN İLK KOŞULU''
Sabih Kanadoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
''Eğer siz 'araştırma komisyonu' adı altında herhangi bir yerde cereyan etmiş adli bir olayı o araştırma komisyonunun incelemesi gibi alır, ama onu soruşturmaya dönüştürürseniz, o takdirde yargıya müdahale etmiş olursunuz.
Şemdinli Araştırma Komisyonu'nun önümüzdeki günlerde o bölgelerdeki şehirlere giderek halen cezaevinde olan sanıklarla görüşme arzusu, tanıkları dinleme çabası da Anayasa'ya aykırıdır. Yani TBMM, yargının işlevine kaba bir saldırıda bulunmaktadır. Yasamaya karşı bağımsızlığın ilk koşulu, bu tür aslında soruşturma niteliği taşıyan araştırma komisyonları kurulmamasından geçer. Bir konu yargıda aydınlandıktan ve sonuçlandıktan sonra olayın sosyolojik, siyasal ve psikolojik nedenlerini araştırmak başka bir şeydir, devam eden bir yargısal işlemin arasında 'araştırma yapma' adı altında onu belirli yönlere çevirme arzusu başka bir şeydir. Açıkça ifade ediyorum
ki, daha önce Samsun için kurulan araştırma komisyonu da aynı durumdaydı. Yasamanın müdahalelerinin mutlaka önlenmesi gerekir. Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu Anayasa'ya aykırıdır.''