BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Kanadoğlu un referandum kehaneti

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcı Kanadoğlu, önce yüce divanı hatırlattı ardından da referandum sonucunu açıkladı.

Abone ol

İzmir'de düzenlenen ‘Referanduma Doğru Anayasa Değişikliği’ konulu panelde konuşan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa değişikliğinin iktidar tarafından bir hapa dönüştürülerek vatandaşa yutturulmak istendiğini ifade ederek, “Bu hap herhalde birtakım soslarla örtülmeye ve halka yutturulmaya çalışılıyorsa, benim yurttaşım bu hapı yutmayacaktır” dedi.

Konuşmasının başında 27 Mayıs'a değinen Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 27 Mayıs'ın 50'nci yılına denk gelen toplantının, olayın üzerine estirilmek istenilen birtakım çeşitli hedeflere yönelik rüzgarların altında yapıldığını dile getirdi.

Anayasa değişikliğinin mutlaka yapılması gerektiğini, 1982 yılından bu yana 16 defa değiştirilen, 86 maddesi değişen Anayasa'da dil bütünlüğü bile kalmadığını anlatan Kanadoğlu, böyle bir Anayasa'nın 2011 Türkiyesi'nin ihtiyaçlarını karşılamayacağı gerçeğinin ortada olduğunu ifade etti.

Anayasa değişikliğinin yapılış şeklinin yanlış olduğunu belirten Kanadoğlu, “Bu şekilde bir Anayasa değişikliği dünyanın hiçbir yerinde yapılmamıştır. Böyle doğrudan doğruya bir dayatmaya ve baskıya dayalı ‘Ben nasıl olsa çoğunluğu elimde tutuyorum, o halde de Anayasa değişikliğini yapıyorum’ demek, hele bir de süre tanımak yapılmaması gereken ilk iş idi” dedi.

"PARTİ KAPATMAYA VURGU YAPTI"

Anayasa değişikliğinin parti kapatmanın ve odak olma noktasına bir kez daha gelindiğinde kendi aleyhine bir karar çıkmasını istemeyen iktidarın Anayasa Mahkemesi'ni kendi istediği gibi şekillendirmek isteğinden doğduğunu belirten Kanadoğlu, “Çünkü bakanlar, başbakanlar yüce divanda yargılanır, dokunulmazlık sürerken bu olmaz, ama siyasi iktidar bitince yüce divan görülünce siyasi iktidarın hakimini kendi tayin etmesi biçiminde bir girişimde bulunduğunu kabul etmek zorunlu olacaktır. Bu Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan sıfatıyla çalıştığı bir durumda kendi hakimini kendisinin seçmesi hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’nin oluşumunu değiştirme çabası o hale geldi ki, 17 kişinin 11’i hukukçu olmayabilecektir. 11 kişinin hukukçu olmadığı bir heyetin mahkeme sıfatını taşıması zaten mümkün değildir, adil yargılanmayı engeller, çünkü bir mahkemenin adil olması için öncelikle çalışacak kişilerin hakim olması gerekir” dedi.

HÜLLE YAPILDI İDDİASI

Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin Cumhurbaşkanı tarafından seçileceğini İsmet İnönü’nün sık kullandığı sözle anlatan Kanadoğlu, İsmet İnönü’nün kendisine bir kişinin davranışı ile ilgili bir soru sorulduğunda “Daha önce ne yaptıysa onu yapacaktır” diye cevapladığını hatırlatarak, “Hukuka karşı bir hile vardır. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmesi mümkün olmayan bir kişiyi ki bu kişi Anayasa Mahkemesi Raportörü'dür. Bunu yüksek bürokrat yapmak için önce müsteşar yardımcılığına atayıp, 31 gün sonra da Anayasa Mahkemesi üyesi yapıyorsa ve kendisinin takdir edilmediği için üzüntü duyuyorsa, doğru yaptığını iddia ediyorsa, bu işte bir yanlışlık vardır. Bu bundan sonra da bu seçim işleminin nasıl yapılacağı ortadadır” diye konuştu.

"VATANDAŞ BU HAPI YUTMAYACAKTIR"

Avrupa Birliği, AİHM, Avrupa Konseyi gibi kurumların Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'ndan Adalet Bakanı ve müsteşarının çıkartılmasını isterken hükümetin bu kişileri daha güçlü hale getirmeye çalıştığını söyleyen Kanadoğlu, bunu sağlamak için de seçim sisteminin karmaşık hale sokulduğunu bunun da siyaseti yargının içine soktuğunu dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi'nin değişiklik talebini reddetmesi halinde referandumun ‘Plebisit’ haline dönüşeceğini belirten Kanadoğlu, “Eğer işsizliğe evet diyorsan bu anayasaya evet de, eğer yoksulluğa evet diyorsan bu anayasa evet de, eğer yolsuzlukların devamına ‘evet’ diyorsan, bu Anayasa'ya ‘evet’ de. Halk oyunu bu şekilde kullanacaktır. Dediler ki, ‘biz bunu bir hap haline getirdik’. Bu hap, bir takım soslarla örtülmeye çalışılıyorsa, herhalde benim değerli yurttaşım bu hapı yutmayacaktır” dedi.