Bursa'da bir panele katılan Sabih Kanadoğlu, konuşmasına başlamadan önce salondaki bir kişi tarafından protesto edildi.
Abone olBursa'da bir panele katılan Sabih Kanadoğlu, konuşmasına başlamadan önce salondaki bir kişi tarafından protesto edildi. ''Size bu onursal ünvanını kim verdi?'' diye bağıran protestocu paneli izlemeye gelenler tarafından tartaklanarak yaka paça salondan atıldı.
Bursa'daki Aydınlarla Yüzyüze söyleşilerinin bu haftaki konukları Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ceza Hukuku Profesörü Ersan Şen, İstanbul eski Barosu Başkanı Yücel Sayman ile Avukat Turgut Kazan'dı. Sabih Kanadoğlu konuşmasına başlamadan hemen önce salondaki bir kişi tarafından protesto edildi. İsminin Sedat Yasin Güneş olduğu öğrenilen protestocu, "Hükümeti eleştirmeyin. Hükümeti eleştiremezsiniz" diye bağırmaya başladı.
Paneli izlemeye gelenler, protestocuyu tartaklayarak yaka paça salondan çıkardı. Protestocu, salondan çıkarken de Kanadoğlu'na "Size bu onursal ünvanını kim verdi? Yoksa siz onursuz muydunuz?" diye bağırdı. "Hükümeti eleştirmeyin" diyen Sedat Yasin Güneş isimli vatandaş, paneli izlemeye gelenler tarafından tartaklandı. Yaka paça salondan atılan protestocu, Kanadoğlu ise protesto ile ilgili olarak, "Bu olay maalesef demokrasi tanımı içine girmez. Herkesin düşüncelerini açıklama özgürlüğü var. Ancak önce dinlemeyi bilmek lazım" dedi. Sabih Kanadoğlu, konuşmasında yeni anayasa taslağını kamuoyu ile paylaşan TÜSİAD'ı eleştirdi:
"TÜSİAD bu yeni anayasa taslağını ortaya çıkardı ama niye çıkardı? Seçime 2,5 ay kalmışken, Türkiye boş bir tartışmanın içine sokuldu. Siyasi iktidarın TÜSİAD'a dediği 'bitaraf olmazsan, bertaraf olursun' sözüne karşılık olarak gündeme getirildi. Hiç kuşkum yok ki TÜSİAD, yeni anayasa taslağını gündeme getirmekle Hükümüte en büyük iyiliği yapmıştır. Çünkü Türkiye'nin şu an tartışması gereken yeni anayasa taslağı değil, yolsuzluk, yoksulluktur. Yeni anayasa taslağı, seçimden sonra da tartışılabilecek bir konudur. Ancak siz TÜSİAD olarak doğrudan, değiştirilemez konuları tartışmaya açarsanız, amacınızı sorgulamak da bizim hakkımızıdır."
Kanadoğlu'nun 12 Haziran seçim sonuçlarıyla ilgili görüşleri ise şöyle: "Seçim kuşkusuz çok önemlidir ancak her şey demek değildir. Siyasi partiler seçimlere maalesef eşit şartlarda gidemiyorlar. Eğer bir ülkede basın özgür değil, yargı bağımsız değilse ve yürütme yargıyı egemenliği altına aldıysa, eşit şartlarda seçime gidildiğinden bahsedilemez. 2008 yılından itibaren Yüksek Seçim Kurulu'nun denetimi altında olması gereken seçmen kütükleri, İçişileri Bakanlığı'na bağlı bir genel müdürlüğün, seçim sonuçları ise Adalet Bakanlığı'na bağlı bir birimin denetimi altında. Seçim, İçişleri ve Adalet Bakanlığı denetimi altında yapılıyorsa, güvenli bir seçim ortamı yaratılmamış demektir. Yurttaş olarak seçim sonuçlarına güvenmek için sandık başına gidin ve oylarınıza sahip çıkın."