AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin toplumsal dokusundaki zenginliği önemli bir güç telakki ettiklerini belirterek, farklılıkların fitne vesilesi haline getirilmesinin büyük yanlışlık olacağını bildirdi. Kurtulmuş 'Türkiye'de ana dil üzerinden siyasette ayrışma yaratmaya çalışanlar bulunduğunu, kendilerinin ise "Ana dili ana sütü kadar helaldir." dediklerini söyledi.
Abone olAK Parti'den yapılan açıklamaya göre Kurtulmuş, parti genel merkezinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kanaat önderleriyle bir araya geldi.
AK Parti'nin, Türkiye'de birliğin, beraberliğin, kardeşliğin teminatı bir siyasi hareket olduğunu dile getiren Kurtulmuş, bu hareketin aynı zamanda farklı toplumsal kesimleri bir arada tutabilen kapsayıcılıkta olduğunu kaydetti.
Bu dönemde sadece Türkiye ve bulunduğu bölgede değil, dünyada büyük değişiklikler yaşadığına, büyük güç mücadelelerinin devam ettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu güç mücadelelerinin artırılarak devam edildiği bölgenin de tam orta noktasında kilit taşı gibi olan ülke de bizim ülkemizdir. Balkanlar'da, Karadeniz'de, Kafkaslar'da, Doğu Akdeniz'de, Ege'de, Orta Doğu'dan Yemen'e kadar olan coğrafyada, Kuzey Afrika'da bütün altüst oluşları hep beraber görüyoruz. Bir tarafıyla terör örgütlerinin arkasının sıvazlandığı, onların cesaretlendirildiği bir ortamda bulunuyoruz. Böyle bir ortamda bu geniş coğrafyadaki hemen her sorun birinci derecede Türkiye'yi ilgilendiriyor."
"Her alanda güçlü olmak zorundayız"
Türkiye'nin bu coğrafyada güçlü, büyük bir ülke olarak ayakta durmaktan, hatta koşarak yoluna devam etmekten başka şansının bulunmadığını vurgulayan Kurtulmuş, bunun için de sadece askeri, ekonomik ve toplumsal değil her alanda güçlü olmak gerektiğini belirtti.
Kurtulmuş, "Toplumun bütün farklı kesimlerini, farklılıklarını zenginlik olarak telakki etmeli ve bu anlamda da bu zenginliklerin üzerinde güçlü büyük Türkiye'yi inşa etmek mecburiyetindeyiz. Biz bunun için insanların etnik kökenlerinin, ana dillerinin, mezheplerinin, meşreplerinin asla bir ayrılık vesilesi değil, tam tersine bir büyüklük, ülkemizin gücü ve ülkemizin teminatı olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda da insanlarımızın kültürel farklılıklarını geliştirerek sürdürmesinin Türkiye'nin zenginliği olduğu kanaatindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
"İnsanları yaradılışta eş olarak kabul ederiz"
Türkiye'de ana dil üzerinden siyasette ayrışma yaratmaya çalışanlar bulunduğunu, kendilerinin ise "Ana dili ana sütü kadar helaldir." dediklerini anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Kimin hangi ana dilini konuşarak dünyaya geleceğini tayin etmek kendi elinde değildir. Benim annem Türk olduğu için ben Türkçe konuşuyorum. İçinizde birçok arkadaşımızın annesi Kürt olduğu için Kürtçe konuşuyorsunuz. Ne benim, Türkçe ana diline sahip olmak dolayısıyla sizin üstünüzde ne de sizin Kürtçe ana dilinize sahip olmak dolayısıyla benim üstümde bir rüçhaniyetiniz var. Biz insanların tamamını rengine, diline, ırkına, soyuna, sopuna, zenginliğine, fakirliğine bakmaksızın hazreti insan olarak görür ve insanları yaradılışta eş olarak kabul ederiz. Bu siyasi anlayışla hareket ettiğimiz için Türkiye'de on yıllar boyunca dokunulmaz zannedilen, dokunanın elinin yandığı alanlarda büyük reformlar yapmak da AK Parti'ye nasip oldu."
"Toplumsal dokumuzdaki zenginliğimizi bizim için önemli güç olarak telakki ediyoruz"
Türkiye'deki zenginlikleri, toplumsal bütünlüğün büyük bir imkanı olarak kabul ettiklerini belirten Kurtulmuş, bu farklılıkların asırlar içerisinde miras olarak aktarıldığını, bunları ortak bir paydada bütünleştirmeyi bilmek mecburiyetinde olduklarını vurguladı.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Toplumsal dokumuzdaki zenginliğimizi bizim için önemli güç olarak telakki ediyoruz. Buradaki ayrılıklarımızın bir fitne vesilesi haline, yani kültürel farklılıklarımızın, ana dili farklılıklarımızın, soy-sopumuzun, meşreplerimizin, mezheplerimizin bir farklılık, bir ayrışma vesilesi olarak telaki edilmesinin de Türkiye için en büyük yanlışlık olacağını ve Türkiye'ye zararı olan noktanın da burası olduğunu biliyoruz. Bunun için buna siyasi hayatımız boyunca titizlikle riayet ettik, hak ve özgürlüklerin her bir insan için doğuştan gelen bir hak olduğunun farkındayız. Bunların üzerinde ayrımcılık ifade eden herhangi bir uygulamayı kabul etmemiz mümkün değildir.
Bunun için de diyoruz ki, ülkemizin zenginliğinin artarak devam etmesi için, biz mutlaka insanlığın diliyle konuşmak, siyaset yapıyorsak siyasetin diliyle konuşmak zorundayız, barışın, kardeşliğin, dostluğun, arkadaşlığın diliyle konuşmak zorundayız. Böyle konuşup anlaşmayı bir tarafa bırakıp, maalesef başkalarının diliyle Türkiye’nin parçalanması ve bölünmesinden siyasi medet umanların diliyle ve yöntemleriyle konuşamayız. Aramızda konuşurken silahı, ayrılığı, çatışmayı asla koyamayız. Bunun için, terör örgütlerinin sadece Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne karşı hareketlendirilmiş olan vekalet unsurları, yani taşeronlar olduğunu değil, aynı zamanda bu terör örgütleri vasıtasıyla bütün bölgenin istikrarsızlaştırılmaya çalışıldığını gayet iyi biliyoruz, sizler de bu şuurda olan arkadaşlarımızsınız."
"Birlik ve bütünlüğü sağlamanın yolu kardeşlik dili..."
Türkiye'nin terörden neler çektiğini bölge insanının daha iyi bildiğini belirten Kurtulmuş, "Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü sağlamasının yolu kardeşlik dilini kullanmasından geçiyor, bunu başaracağız Allah'ın izniyle. Bunu başardığımız müddetçe de aramıza girmeye çalışan emperyalist güçlerin uşakları olan terör örgütlerine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu anlamda sizlerin de büyük bir olgunlukla, büyük bir ferasetle bu çizgide durduğunuzu, Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini, kardeşliğini temsil ettiğinizi biliyoruz ve bu anlamda da Türkiye’nin bu birliğinin aynı zamanda bölgedeki birliğin çimentosu olduğunun farkındayız, sizler de farkındasınız." ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, yıllardır acının, silahın, bombanın, insan öldürmenin, ayrıştırmaya çalışmanın kol gezdiği bölgede, artık huzurun hakim olduğunu görmekten memnuniyet duyduklarını kaydetti.
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu'muzun teminatı olan siz değerli kanaat önderlerimizle burada sizlerle aynı masa etrafında buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her zaman hem kapımızın hem gönlümüzün sizlere sonuna kadar açık olduğunu ifade etmek istiyorum. İnşallah daha ileriye gideceğiz, daha güçlü bir şekilde ileriye gideceğiz, her zaman birlikte, beraber olarak bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz." dedi.