BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Kamuran Çörtük böyle kurtuldu

Birçok eski bakanın başını ağırtan rapora göre Kamuran Çörtük'ün kurtarılmasının öyküsü şöyle...

Abone ol

Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, Romanya'daki bankasından holdingine 120 milyon dolar aktaran Çörtük'ün nasıl kurtarıldığını ortaya koydu. Özkan, Yalova ve Gürel hakkında soruşturma talep edildi. "BTR krizi Türk genel müdür yardımcılarından birinin 500 bin doları Romanya'dan çıkarmaya çalışırken yakalanmasıyla başladı. Ardından banka yönetimi üç kez değiştirildi, son görevde bulunan yöneticiler de toplu istifa ederek Romanya'dan ayrıldı. İş Bankası BTR'yi almaktan vazgeçerken, Banca Comerciale İtaliana elindeki Romen Merkez Bankası hisselerini borsada sattı. BTR'nin Romen borsasındaki tahtası da kapatıldı. Ardından Romenler BTR'den paralarını çekmeye başladı. Bu dönemde BTR'nin 250 milyon dolarlık mevduatının 120 milyon dolarlık bölümünün Bayındır Grubu'na açılan krediler nedeniyle Romanya dışındaki diğer bankalarda teminat amacıyla depo hesaplarında tutulduğu ortaya çıktı. Raporda bu konuda "Dolaylı biçimde Bayındır grubuna kaynak aktarılmıştır. Depo hesaplarında tutulan bu meblağların geri dönüşü de sağlanamadığından likidite sıkıntısı ortaya çıkmış ve Romanya Hükümetinin müracaatı üzerine devletimizin itibarının zedelenmemesi için hisse (Bayındır grubu enerji şirketlerinin) satın alınması yoluyla çözüm bulunmuştur" denildi. Çörtük, Romenlere sorunu çözme ve para getirme sözü verdi. Ancak Çörtük parayı bulamayınca Romanya Başbakanı dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'i arayarak sorunun çözümünü istedi. Ecevit de Romen Başbakanı ile görüşmesini banda kaydederek, sorunun çözümünde Hüsamettin Özkan'ı, Özkan da Devlet Bakanı Recep Önal'ı görevlendirdi. 10 Kasım 2000 günü saat 17.00 sularında Devlet Bakanı Recep Önal, Merkez Bankası ile BDDK yetkililerini arayarak iki başbakanın konuşmalarının bant kayıtlarını dinlemek üzere Başbakanlığa çağırdı. Bantta, Romen Başbakanı'nın 'BTR'nin yükümlülüklerini yerine getiremediğini, bu durumun ülkesinin bankacılık sistemi için bir risk oluşturduğunu ve yakın zamanda yapılacak seçim nedeniyle ülkenin kaosa sürüklenmemesi için sorunun bir an önce çözümlenmesini istediği' anlaşıldı. Devlet Bakanı Recep Önal'ın odasında bandı dinleyen Merkez Bankası (TCMB) ve BDDK yetkilileri Ecevit'e gitti. Ecevit de Romanya ile ilişkiler ve bu ülkede faaliyet gösteren Türk müteşebbislerin ve diğer Türk bankalarının durumunun olumsuz etkilenmemesi için neler yapılabileceği üzerinde düşünmelerini istedi. Temizel: Hazırlanın gidiyoruz 13 Kasım 2000 günü saat 11.40'ta BDDK Başkanı Zekeriya Temizel, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın yanından Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Aydın Esen'i aradı. Temizel, Başbakanlık talimatıyla BTR'nin durumunu görüşmek üzere BDDK, Hazine ve TCMB yetkililerinden bir heyet oluşturulmasının kararlaştırıldığını ve Başbakanlığın sağlayacağı özel uçakla saat 15.00'te Bükreş'e gidileceğini iletti. BDDK Başkan Yardımcısı Teoman Kerman ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Binnur Berberoğlu, Hazine'den Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürü Aydın Karaöz, Kamu Finansmanı Daire Başkanı Cüneyt Yener, TCMB Başkan Yardımcısı Aydın Esen ve Bankacılık Genel Müdürü Hakkı Arslan özel uçakla Romanya'ya gitti. Özkan ve Çörtük yan yana Bu heyet aynı gün saat 18.00'de Türkiye Büyükelçisi Ömer Zeytinoğlu ile birlikte Romen heyetiyle görüştü. Yapılan görüşmede BTR'nin depo hesaplarına aktardığı 120 milyon dolardan Romen Merkez Bankası'nı haberdar etmediği ortaya çıktı. Romenler 'Bankacılık lisansını iptal etmek istiyoruz ama ekonomiyi batırır' dediler. Romenlerin yeni kredi açılması için istedikleri Hazine garantisini ise Hazine Müsteşarlığı geri çevirdi. Heyet özel uçakla geri döndü... 14 Kasım günü saat 10.30'da Hüsamettin Özkan'ın başkanlığında BDDK Başkanı Temizel'in de katılımıyla yapılan toplantıda durum değerlendirildi. BTR'nin el değiştirmesi ayrıca İş Bankası, Halkbank ve Vakıfbank ile toplantı yapılması kararlaştırıldı. Öğleden sonra saat 16.40'ta bu kez Hazine Müsteşarlığı'nda üç bankanın genel müdürlerine bilgi aktarıldı. 15 Kasım günü ise Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan, Devlet Bakanı Recep Önal, kamu bankaları genel müdürleri ve Romanya heyeti ile birlikte saat 18.00'de grubun ve bankanın sahibi Kamuran Çörtük'ü toplantıya çağırdı. Toplantı gece yarısı saat 01.00'de bitti. Özkan, 17 Kasım günü de Romanya heyetini koalisyon ortağı partilerin temsilcileriyle birlikte toplantıya çağırdı. Özkan'ın başkanlığındaki toplantıya Devlet Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Devlet Bakanı Recep Önal, Devlet Bakanı Faruk Bal, Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar ve BDDK Başkanı Zekeriya Temizel katıldı. Sabırsızlanan Romenler 19 Kasım'da Merkez Bankası Başkan Yardımcılarını Türkiye'ye gönderdi. Romenlere verilecek yanıt henüz bulunamamıştı. 19 Kasım sabahı Şağar'ın başkanlığında yapılan toplantıda da sonuç alınamamıştı. Bu girişimlere ek olarak ve Başbakan Ecevit 17 Kasım günü Dışişleri Bakanlığı'nın bilgi notunu ekleyerek BDDK'ya 'Gerekli işlemleri yap, önlemleri al' yazısını gönderdi. BDDK aynı gün yanıt verdi: "Bizim yetki alanımıza girmiyor. Hükümet gereğini yapsın" Ecevit çırpınıyor Başbakan Ecevit ise 20 Kasım'da ikinci bir yazıyla sorunun çözümünde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun tek yetkili kurum olduğunu anımsatıp çözüm istedi ancak yanıt alamadı. Bu dönemde Türkiye Büyükelçisi Ömer Zeytinoğlu Dışişleri'ni alarma geçirdi. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) bu konuya raporunda şöyle yer verdi: "Banca Turco Romano'nun içine düştüğü nakit sıkıntısının, Romanya'daki ticari faaliyetlerindeki yönetim hataları ile bankanın Türk genel müdür yardımcılarından birinin Romanya dışına para çıkarırken yakalanmasından kaynaklanmasına karşın, Bayındır Grubu sahiplerinin resmi düzeyde yazılı bir girişimleri de söz konusu değilken, sorunun çözümlenmesi yönündeki girişimlerin ağırlıklı olarak Türkiye'nin Romanya Büyükelçisi ile ilgili devlet bakanının çabalarıyla başlatıldığı, Bayındır Grubunun para kazanmaya yönelik ticari ilişkisinden doğan sorunların Türkiye devletine mal edilmeye çalışıldığı gözlenmektedir." Çözüm arayışları sonuçsuz kalırken, Ziraat, Emlak ve Halkbank aradan çekildi ve ortada Vakıfbank kaldı. Hükümet de bankaya "Sorunun çözümüne katkıda bulun" talimatını verdi. Vakıfbank çok hızlı davrandı Özkan'ın Çörtük ile Başbakanlık'ta yaptığı toplantıdan bir gün önce 14 Kasım'da Çörtük hisselerini satmak üzere Vakıbank'a başvurdu. Kızılay şubesine giren bu yazı aynı gün uygun görülerek ticari bankacılık şubesine gönderildi. Bir gün sonra da buradan genel müdürlüğe iletildi. Banka yönetim kurulu da aynı gün toplanarak Bayındır'ın önerisini benimsedi. Vakıfbank Bayındır Holding'e ait Güney Ege Enerji İşletmelerindeki hisselerinin yüzde 40'ını 92 milyon dolara, Eti Soda'daki hisselerinin yüzde 36,5'ini 14 milyon 304 bin dolara, ardından Güney Ege Enerji'deki hisselerin yüzde 5'ini 11 milyon 500 bin dolara olmak üzere 117 milyon 804 bin dolara aldı. Vakıf Sistem de Eti Soda'daki hisselerden binde 5'ini 196 bin dolara aldı ve toplam ödeme tutarı 118 milyon dolara yükseltildi. Bu karar, karara ilişkin tutanağın imzalanması bile beklenmeden işleme konuldu. Fiyat belirleme yok Banka bu 'jet' işlem sırasında fiyat belirleme çalışmaları yaptığını belirtmesine karşın bunu kanıtlayamadı. Kanıt olarak sunduğu fiyat çalışmasını da Bayındır'ın 9 Kasım'da yaptığı sonra bankaya ilettiği ortaya çıktı. DDK Raporunda teklifin 14 Kasım'da yapıldığı, kararın ise 15 Kasım'da alındığı, bir günde fiyat analizi yapılmasının mümkün olamayacağı da belirtildi. Hazine'den jet onay 15 Kasım'da Vakıfbank'ın aldığı karar bir haftada ilgili kurumlardan geçti. Hazine Müsteşarlığı 22 Kasım'da Güney Enerji'de ortaklık yapısı değişikliğinde sakınca olmadığını, Rekabet Kurulu da 21 Kasım'da işlemin yapılmasına engel bulunmadığını bildirdi. Ancak Enerji Bakanlığı'nın 'ön izni' unutulduğundan ancak 2 Mart 2003 tarihinde alınabildi. Bu jet işlemler ise 29 Kasım günü sözleşmeler hazırlanarak tamamlandı. Vakıfbank aldığı enerji hisselerini 2 Şubat 2001 tarihinde kuruluşu gerçekleştirilen Vakıf Enerji'ye devretti. Devlet Denetleme Kurulu raporunda bu durum şu ifadelerle anlatıldı: "... esasen bankanın faaliyet alanı ile ilgisi olmadığı halde satın alınan hisseler nedeniyle girdiği enerji sektörüne ilişkin bu işlemi kamufle edebilmek ve haklı gösterebilmek amacıyla kurulduğu anlaşılan 2 Şubat 2001 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilerek faaliyete geçirilen Vakıf Enerji ve Madencilik A.Ş.'ye devredilmesine ilişkin sözleşme 2 Mart 2001 günü imzalanmıştır." 25 milyon dolar gitti Jet işlemlerin tamamlanmasıyla birlikte 118 milyon doların 93 milyon doları Bayındır Holding'in kredilerine mahsuben kesildi ve ardından 25 milyon dolar da Kızılay şubesinden 24 saat içinde Romanya'ya transfer edildi. Hisselerin gerçek değeri çok düşük Çörtük'ün Vakıfbank'a 121 milyon 672 bin 829 dolar tutarındaki borcunun 93 milyon dolarını tasfiye eden, Romanya'ya da 25 milyon dolar aktarmasını sağlayan hisselerinin gerçek değeri Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlarınca ortaya çıkarıldı. Uzmanların belirlemesine göre Güney Enerji'den alınan hisselerin gerçek değeri 37 milyon 782 bin 212 dolar olmasına karşın 65 milyon 717bin 788 dolar fazladan ödendi. Yine Eti Soda'daki hisselerin ticari değeri olmadığı, şirketin değerinin 'negatif' olduğu halde 14 milyon 304 bin dolar ödendi. Güney Enerji'deki binde beş hisseye de 196 bin dolar verildi. Devlet Denetleme Kurulu'na göre bankanın toplam zararı 80 milyon 217 bin 788 dolar. BDDK gereğini yapmadı Devlet Denetleme Kurulu'nun saptadığı usulsüzlükler raporla savcılığa ihbar edildi ve kararın çıkmasını sağlayan yöneticilerin yargılanmaları istendi. Ancak savcılık BDDK'nın başvurusu olmadığından takipsizlik kararı verildi. YPK kararı da alınmadı TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu raporunda bakanlara şu suçlamalar yönetildi: "Vakıfbank'ın ilgili kuruluş olarak bağlı bulunduğu eski Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın bilgisi dışında bu işlemin gerçekleştirilmesi, hayatın olağan akışı ile bürokrasinin doğal işleyişine aykırıdır. Eski Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan ise Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Başbakan tarafından Banca Turco Romano ile ilgili sorunun çözümlenmesi amacıyla ilgili devlet kurumlarının harekete geçmesi için talimat vermiş, bu talimat çerçevesinde Vakıflar Bankası yetkilileri yasaya aykırı şekilde fiillerle bankanın zararına yol açacak işlemleri gerçekleştirmiş olup işlemlerin gerçekleşmesi aşamasında eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın bilgi ve onayı alınmadan nihai kararın verilmesi hayatın olağan akışı ve bürokrasinin doğal işleyişine aykırı olduğundan görevini kötüye kullandığı kanaatine varılmıştır. Bunun yanı sıra Vakıflar Bankası'ndan Bayındır Grubu'na ait BTR'ye kaynak aktarmak amacıyla grubun Eti Holding-Bayındır Holding ortaklığından oluşan Eti Soda AŞ'nin hisselerinin Vakıfbank'a devredilmesi işleminde Yüksek Planlama Kurulu kararı alınması gerekirken, bu gerekliliğe uyulmadan hisselerin devrinden haberdar olmaması ihtimal dahilinde olmayan Şükrü Sina Gürel'in, bu usulsüz işlemlere müdahale etmemesi devir işlemini YPK gündemine getirmemesi fiili nedeniyle gözetim ve denetim görevini ihmal ettiği ve TCK'nın 230. maddesine muhalefet ettiği kanısına varılmıştır." (Radikal)