BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI  /  MEMUR

Kamuda başörtüsü ne zaman serbest?

Memur-sen Başkanı Ahmet Gündoğdu tüm merak edilen soruları yanıtladı

Abone ol

Kamuda başörtüsü özgürlüğü için 10 milyon imza kampanyası amacına ulaşacak mı?

Memur-sen Başkanı Ahmet Gündoğdu memurhaber.com'un sorularını cevapladı. 31 Ocak 2013 Kamuda türban özgürlüğü için 10 milyon imza kampanyası başlattınız. Yeterli desteği aldınız mı? İstediğiniz seviyeye geldi mi?

"Şu anda 10 milyon hedefimizi 3 milyona ulaşmış olarak devam ediyoruz. Bir ayı tamamladığında şu gidiş 10 milyonu geçeceğini gösteriyor yeterli desteği de görüyoruz, farklı kesimlerden, farklı sendikalardan. Yani birçok sendika başkanı yöneticisi, 'kurum olarak bir destek kampanyası açıklayamayız ama ben destek veriyorum' diyor, gidiyorlar imza atıyorlar stantlara bireysel desteklerini veriyorlar. O açıdan çok ummadığımız kesimlerden bile yani sanatçı camiasından bile destek açıklıyorlar. Bugün 89 imza geldi Almanya’dan. Ve Almanya’da imzayı gönderen kadın; "Ben başı açık bir kadınım, Türk’üm Almanya’dayım" diye başlamış. "Başı açık bir kadınım ama başörtüsünün yasak olması kanıma dokunuyor benim ülkemde" diyor, gurbetteki bir kadın. O etrafındaki market çalışanları ve o sokaktaki Türklerle beraber bir saatte 89 imza toplamışlar. Bugün için bana göre en anlamlı destek bu. Bu müthiş bir destek; sayının 89 olması değil, oradan kendi ülkesi ve değerlerle ilgili o sancıyı duyarak buna yaklaşması. Stantlarımıza rağbet bir hayli fazla, yağmur, kar, kış olmasına rağmen imzalar atılıyor. 10 milyonu geçeceğiz inşallah şu anda gördüğüm tablo o.

10 milyon imza topladıktan sonra ne olacak, kamuda türban engeli kalkacak mı, umdurunuz var mı?

"10 milyon imzanın sonunda ne olacak sorusunu 10 milyon imzasının öncesine bakmakta fayda var. İsterseniz önceye bakalım, daha sonra da imza sonrasına gelelim. Biz kurulduğumuz günden bugüne, hep ekmek ve özgürlük irtibatını sıcak tuttuk. Geçmişte bazı işçi sendikaları, yakın tarihte bazı memur sendikaları işte 5’li çete içerisinde yer alarak, ona ev sahipliği yaparak yani bir tarafta ekmek istiyormuş gibi ama diğer tarafta milletin iradesinin de ekmeğini de tokatlayacak unsurlara payandalık yapmak, yanaşmalık yapmak.''

"Bu iktidar iş başına geldiği günden beri de başörtüsü yasaklarının kalkması, katsayı engelinin kalkması, millet iradesi, yargının Türk milleti adına karar veriyor olması, ortak akıl mitingleri, referandumda evet çıkmasına öncülük etmek gibi bir çok çalışmanın içinde yer aldık. Referandumdaki evet'e öncülüğümüz, sloganımız 'toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de evet' idi. Artık biz 'devletin milletinden, milletin devletine geçmek istiyoruz' dedik. Referanduma kadar, Türkiye’deki kurgu; devlet kutsaldır, vatandaş önemsizdir.''

"Vatandaşın devlete karşı sorumlulukları neler olmalıdır?

''Belirleme yetkisi devletindir, devlet hem sever hem döver. Genelde de 10 yılda bir dövmüştür. Çünkü devlet, Türkiye Cumhuriyeti devleti olmaktan çıkarılmış derin devlet, bürokratik devlete döndürülmüştür. Tüm darbelerin temelinde bu var. Şimdi referandumla milletin devletine dönüştü. Artık devlet, millet karşısında görevleri nelerdir sorusunu sormaya başladı. Biz bu soruya cevabın, en mükemmel biçimin yeni anayasa olacağına karar vererek referandumdan sonraki hafta yeni anayasa startını verdik, yeni anayasaya start verdik. Referanduma da 'yetmez ama evet' dedik. Bu doğrultuda 49 bin 700 kişiyle yüz yüze anket yeni anayasa çalışması için, Uluslararası Anayasa Kongresi. Sonra TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, MEMUR-SEN 24 sivil toplum örgütüyle Türkiye Konuşuyor Platformu olarak TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in de içinde olduğu ve 4 siyasi partinin anayasa uzlaşma komisyonu üyeleriyle 13 ilde Türkiye’yi konuşturduk ve MEMUR-SEN olarak da çok ciddi katılım sağlayarak elimizden geleni yaptık.''

VAATLER YERİNE GELMEDİ

Vaatler yerine getirildi mi?

"Sayın Cemil Çiçek’in bize ve kamuoyuna vaadi, 31 Aralık 2012 sonuna kadar yani 1 Ocak’a kadar bir uzlaşı metni hazırlayarak yeni anayasaya dair kamuoyunun önüne bir tablo koyacaklardı. Baktık ki, Ekim, Kasım, Aralık aylarında bu da savsaklanıyor buradan bir şey çıkmayacak. Bunun üzerine başörtü yasağının kaynağı nedir'e yeniden döndük. Anayasa'da yasak yok, yasalarda yasak yok. üniversite de başörtüsüyle ilgili 411 milletvekilinin üniversitede başörtüsü serbest olsun kararını veto eden Anayasa Mahkemesi var. Devlet memurlarında da 82 model bir yönetmelik var. Başlar açık, saçlar taralı, ayak topukları şöyle, işte erkekler bıyıklarını üsten alamazlar, favorileri uzatamazlar, kadınların eteği yırtmaçlı olamaz ne bileyim neredeyse ayakkabı numarasına kadar tayin etmiş bir yönetmelik. Hangi iklimde? Darbe ikliminde 80 darbesi, 82 anayasası ve 82 yönetmeliği."

"Öyleyse ağaç düştüğü yerden doğrulsun, kalksın istedik ve yönetmeliğin kaldırılması gerektiğine inandık. Bunu 2 yolla yapmak mümkün. Bir, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanarak, bir de yönetmeliğin doğrudan kamuoyu oluşturup kaldırılmasını isteyerek. İktidarın kamuoyu oluşturulmasına ihtiyacı var mı? İsterse kaldırır, yok. Ama benim sivil toplum örgütü olarak görevim, istediğim bir şeyi milleti arkama alarak eğer iktidar çözmek istiyorsa işte millet, çözmek istemeyip kaçmak istiyorsa asla kaçamazsın demek. Yani millet bunu istiyor. Sizi seçen millet sizden bunu da istiyor. Öyleyse bu çözülsün. Bireysel başvurunun startını da verdik. Ama ikincil mevzuattaki hukuki düzenleme 23 Eylül 2012’den sonra ceza almış olmayı beraberinde getirdiği için bugünde konjonktürel olarak ceza verilmediği için hak var ama kullanımı neredeyse bu haktan yararlanma neredeyse imkansız.

10 binlerce kadın görevden el çektirildi, meslekten ihraç edildi, peruk takmak zorunda bırakıldı, istifa ettirildi ama hepsi geride kaldı. 23 Eylül 2012’den beri ceza almış bir kadın memur yok, konjonktürel olarak da yok. Üniversitede ceza alan kız öğrenci yok. O zaman artık darbecilere karşı olan bu iktidara ey iktidar, darbecilere; 'yönetmeliğinizi de alın, gidin' deme vakti geldi çağrısı yapıyoruz. Tabanı back roundu bu gerçekler olunca biz Hükümetten de bunu kaldırmasını bekliyoruz. Onun için 10 milyon imza çok önemli bu 10 milyon imzanın içerisinde çok farklı kesimler var, şu anda 3 milyonu bulduk. Başı örtülü olan var, başı açık olan var, Alevi’si var, Sünni’si var, Türk’ü var, Kürt’ü var, solcusu var, sağcısı var, ateisti var, muhafazakarı var, yani devlete dair tanımında vatandaşını tanımlayan devlet yaklaşımından kurtulup vatandaşını tanıyan ve öteki oluşturmayan devlete geçiş isteyen herkes bugün imza kampanyasında bizimle beraber. İşte İstanbul’da bir basın toplantısı yaptık, bir duyuru yaptık. Senaristlerden, sanatçılara kadar, sporculara kadar."