BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Kamu yönetiminde yeni dönem

Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanı Prof.Dr. Azim Öztürk, kamu yönetiminde şeffaf, katılımcı ve etkin bir yönetim hedefliyoruz dedi.

Abone ol

Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına yönelik yapılan çalışmalar kapsamında, ilk etapta kamu hizmetlerinin yüzde 40'ının yerel yönetimler tarafından, yüzde 60'ının da merkezi yönetim tarafından yapılmasına çalışıldığı bildirildi. Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanı Prof.Dr. Azim Öztürk, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına yönelik yaptıkları çalışmalarda, düşük maliyetle çalışan etkin, şeffaf, katılımcı, insan haklarına saygılı ve vatandaşı müşteri olarak algılayan kamu sistemi arzuladıklarını söyledi. Türkiye'de halen kamu hizmetlerinin yüzde 10'unun yerel yönetimler, yüzde 90'ının da merkezi idare eliyle yapıldığını belirten Öztürk, ''Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 50'dir. Biz ilk etapta kamu hizmetlerinin yüzde 40'ının yerel yönetimler tarafından, yüzde 60'ının da merkezi yönetim tarafından yapılmasına çalışıyoruz'' dedi. Öztürk, yerel yönetim harcamalarının GSMH'ye oranının İsveç'te yüzde 28, Danimarka'da yüzde 30, ABD'de yüzde 11, Fransa'da yüzde 9 ve İngiltere'de yüzde 12 iken Türkiye'de bunun sadece yüzde 2 civarında olduğunu belirtti. Mevcut yönetim yapısında ''Her şey devlet içindir'' mantığının hakim olduğunu anlatan Öztürk, ''Bu mantığın sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Oysa unutulmamalıdır ki (uzaktan hükümet edilir, yerinden yönetilir)'' dedi. Ekonomiyi ''Bir milletin yeteneklerinden yararlanma ve fayda'' olarak tanımladıklarını anlatan Öztürk, ''Ancak, milletin yeteneklerinden en iyi şekilde yararlanılması için, o milletin yönetime katılması gerekir'' diye konuştu. ''Demokrasinin tam manasıyla uygulanması için devletin (hizmet devleti) olma zorunluluğu vardır'' diye konuşan Öztürk, şunları kaydetti: ''Çünkü kamu erkinin geçerliliğini belirleyen onun hukuki kaynağı değil, hukuka uygun olarak sağladığı hizmetlerdir. Bu durumda artık devlet, emreden bir kudret olmaktan çıkmış ve hizmet eden bir grup haline gelmiştir. Kraldan fazla kralcı, tanzimat geleneğiyle devleti sahiplenen, halkı olgunlaşmamış, rüştünü ispatlamamış kabul eden bürokratik anlayış yerine (devlet halk içindir) anlayışının gelmesi gerekir.''