BIST 9.864
DOLAR 35,08
EURO 36,61
ALTIN 2.937,00
HABER /  DÜNYA

Kamu Başdenetçisi’nden çok önemli açıklamalar

Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, “Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylar eğer adliyeye intikal etmemişse herhangi bir soruşturma, kovuşturm...

Abone ol

Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, “Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylar eğer adliyeye intikal etmemişse herhangi bir soruşturma, kovuşturma yoksa orda yapılan eylem ve işlem bizim kurumun yetkisi alanında kalabilir” dedi.
Ömeroğlu, TBMM’de sabah kahvaltısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kamu denetçiliğinin bağımsız ve tarafsız özel bütçeli bir kamu kurumu olduğunu belirten Ömeroğlu, “Tarafsızlık ve bağımsızız sadece kağıt üzerinde yazılmakla gerçekleşmiyor. Bağımsızlığımızı ve tarafsızlığımızı yapacağımız eylem ve söylemlerle ortaya koyacağımızı inanıyorum. Haklı olarak kanunda yazınca görevliler tarafsız olmuyor. Biz nesnel tarafsızlığımızla kamuoyunu vatandaşlarımız inandırmak zorundayız. Bu eylem ve söylemlerin yanında çevremizle ilişkimizle, giyimimizle kuşamımızla buna uymak zorundayız, hassasiyet göstermek zorundayız” dedi.
Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olaylara ilişkin bir başvuruyu inceleyip incelemeyeceklerine ilişkin soruya Ömeroğlu, “Bende sizin gibi bunu medyadan izliyorum. Bizim kanunumuzda 4 tane yasak var Cumhurbaşkanın tek başına vermiş olduğu kararlar, ikincisi yasama faaliyetlerine ilişkin işlemler yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar, TSK’nın sırf askeri mahiyetindeki karlardır. Dolayısıyla Taksim Gezi Parkındaki olaylar eğer adliyeye intikal etmemişse herhangi bir soruşturma, kovuşturma yoksa orada yapılan eylem ve işlem bizim kurumun yetkisi alanında kalabilir” dedi.

3. KÖPRÜNÜN İSMİ TARTIŞMALARI
Ömeroğlu, bireylerin menfaatinin ihlal edilmesi durumunda vatandaşın önce idareye başvuru yollarını tüketmesi ardından 6 ay içinde kendilerine başvurması gerektiğini ifade etti. İstanbul’a yapılacak olan 3. Köprü’nün Yavuz Sultan Selim olmasına ilişkin Alevilerin itirazlarının anımsatılması üzerine Ömeroğlu, köprü ile ilgili spekülasyonlara girmek istemediğini ifade etti. Ömeroğlu, “Bir Alevi vatandaşımız kalktı Ulaştırma Bakanlığı’na müracaat etti, ismi değiştirin dedi. İdare bunu reddederse vatandaş mahkemeye gitmeden ombusman incelesin derse biz bunu inceleriz. Sizde ya reddederiz ya da bu arkadaşımızın başvurusunu yerinde görürüz” diye konuştu.
Yavuz Sultan Selim’in isminin Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmış olmasının kanunun Cumhurbaşkanı ile ilgili getirdiği kısıtlamalar arasına girip girmeyeceğine ilişkin soruya Ömeroğlu, “Bu Cumhurbaşkanın tek başına yaptığı işlem değil. Yasamaya ait” diyerek, ombusmana başvurulabileceğini söyledi. Ömeroğlu, bir soru üzerine biber gaz yiyen vatandaşın da mahkemeye gitmeden önce kendilerine başvurabileceğini ifade etti.

BAŞÖRTÜSÜ SORUNU
Başörtüsü ile üniversiteye giremeyen ve kamuda çalışmak isteyenlere ilişkin soru üzerine Ömeroğlu, “Başörtüsü din ve vicdan özgürlüğü ile ilgili bir konu. Henüz bu konuda yapılmış bir başvuru yok ama biz bunu öngörüyoruz. Bu konuda alt yapımızı hazırladık, Gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuata göre çözmeye çalışacağız” dedi.
Bir soru üzerine kanunda devlet sırı konusunda devrim niteliğinde düzenlemenin olduğunu belirten Ömeroğlu, ticari sırın yetkileri dışında olduğunu söyledi. Yetkili makamların kendilerini istedikleri bilgi ve belgeleri 30 gün içinde kendilerine göndermek zorunda olduğunu kaydeden Ömeroğlu, “Bu devlet sırrı kapsamında ise Kamu Başdenetçisi veya denetçi inceleyebilir, sır olduğu için bunu açıklayamaz. Hiçbir zaman devlet sırı vatandaşın aleyhine yorumlanamaz. Ortada bir suç varsa hiçbir zaman devlet sırrı kapmasında değerlendirilemez. Suç suçtur bunun devlet sırı olabilir mi ?” diye konuştu.

HAŞİM KILIÇ’IN AÇIKLAMALARI
Alkol düzenlemesine ilişkin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamalarının sorulması üzerine Ömeroğlu, Kılıç’ın kendi düşünceleri söylediğini ve bu konuda yorum yapmak istemediğini ifade etti. Alkol düzenlemesinin ombusmanlığın konusu olup olmayacağına ilişkin soruya ise Ömeroğlu, “Vatandaş, ben kanun bazında bundan bir zarar gördüm diye idareye başvurur, idare de bununla ilgili cevap verirse yargıya gitmeden bizim kurumumuza gelirse belki bizi ilgilendir” karşılığını verdi.
Bir soru üzerine Ömeroğlu, TSK’nın ve HSYK’nın ihraç kararlarına ilişkin olarak, “Biz hukuka uygunluk denetimi yapmıyoruz. Yerindelik, hakkaniyete uygunluk denetimi yapıyoruz. Bu kurumların vermiş oldukları ihraçlar hariç idari yargı dışında olmakla birlikte verilen hakkaniyetle uygunluk açısından denetlenmesi bizim kurumumuz yetkisindedir” dedi.
Vicdani ret konusunda ise Ömeroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi en çok bu konuda sıkıştırdığını söyledi. Askerlik hizmeti yerine bir süre tayin ederek askerlik yerine kamu hizmetinde çalışmanın sağlanabileceğini ifade eden Ömeroğlu, böyle bir başvuru olursa hem ulusal hem de uluslararası yasalar çerçevesinde bunu değerlendireceklerini söyledi.

2 BİN 72 ŞİKAYET
Öte yandan kuruma 27 Mayıs 2013 itibariyle 2 bin 72 başvuru yapıldığı kaydedildi. En çok şikayet konusu ise 411 şikayetle Kamu Personel Rejimi olurken, 292 şikayetle ekonomi, maliye ve vergi ikinci sırada yer aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik konusu 276 şikayetle üçüncü sırada yer alırken eğitim, öğretim, gençlik ve spor konusu 237 şikayetle dördüncü sırada yer aldı. Diğer şikayet konusu ise şöyle:
“Adalet, milli savunma ve güvenlik 154 şikayet, ailenin korunması 4 şikayet. Bilim, sanat, kültür ve turizm 12 şikayet; enerji, sanayi, gümrük ve ticaret 44 şikayet. Engelli hakları 29 şikayet; gıda, tarım ve hayvancılık 13; insan hakları 82 şikayet. Kadın ve çocuk hakları 23 şikayet; mülkiyet hakkı 104 şikayet; orman, su ve şehircilik 43 şikayet; sosyal hizmetler 23 şikayet; ulaştırma, basın ve iletişim 38 şikayet.”
(İHA)